İyi okumalar ♡
"Gerçekten kötü bir şey yapmadım. Ben sadece aşık oldum."
Sehun şaşırmıştı. Jongin'in şu an üniversite için tercih dönemiydi ve ailesiyle bu yüzden kavga ettiğini düşünmüştü. Dizinde yatan kediciğin aşık olması ona garip geliyordu şimdi.
"Aşık mı oldun? Kime?"
"Anlatmak istemiyorum hyung."
Sehun dizini sallayarak Jongin'i kenara itti. Esmer olan dizlerinin üstünde kendisine bakıyordu. Gözleri ve dudakları hala şişti ve burnu da kırmızıydı.
"Ne demek anlatmak istemiyorum? Hem yüzünü yıka demedim mi sana ben?"
"Yıkadım bir kere. Şu an çok yorgunum. Yarın anlatsam olmaz mı? Çok üzülüyorum hyung. Kahroluyorum. Bildiğin gibi değil."
Sehun onun bu tatlı sızlanmalarına gülmek istese de gülemedi çünkü Jongin'in gerçekten üzgün olduğunu biliyordu. Elini uzatıp yumuşak kuyruğu yakaladı ve hafif hafif okşamaya başladı.
"Üzülme Nini-ah. Her gece mutlaka sabaha kavuşur. Şimdi git yatağa uzan, hyung sana ballı süt yapacak."
Jongin normalde kimsenin elini sürmesine izin vermediği kuyruğunu yavaşça kendi kucağına çekti ve mırlayarak kafasını salladı.
"Teşekkür ederim hyung."
Daha sonra kuyruğu kucağında, parkede pıtı pıtı sesler çıkararak yatak odasına gitti. Burası bir stüdyo daireydi ve başka yatacak oda yoktu çünkü.
Sehun mutfağa gidip dolaptan sütü çıkardı ve ısıtmaya koyuldu. Bir yandan da içine koymak için bal kavanozunu arıyordu. Balı bulup ekledikten sonra telefonunu kontrol etti. Jongin geldikten sonra Sung Kyung -muhtemelen telefon yüzüne kapandığı için- bir milyon kez aramış ve bir o kadar da küfürlü mesaj atmıştı. Kadın yaşlandıkça daha da terbiyesizleşiyordu.
Sehun ile Sung Kyung arasında elle tutulur bir ilişki yoktu. Yakın arkadaş gibiydiler ama buluştukları her akşamın sonu Sung Kyung'un evinde bitiyordu. Yatakta uyumlu sayılırlardı. Fakat son zamanlarda Sung Kyung'un bir şeylere isim koyma çabası ve sık sık arayıp buluşmak istemesi Sehun'u rahatsız ediyordu.
Sütü, ısınınca geçen gün neden aldığını bilmediği ve üstünde yunus balıkları olan büyük süt bardağına koydu ve yatak odasına gitti.
Jongin yatağın sağ tarafına oturmuş, yatak başlığına sırtını yaslamış ve bağdaş kurmuştu. Sadece yatağın iki başında duran gece lambalarını açmıştı ve kendi ellerini inceliyordu loş ışıkta. Sehun'un içinde bir yeri titretmişti bu görüntü. Kedi çocuk gerçekten de çok üzgün olmalıydı.
Kendisine uzatılan bardağı teşekkür ederek aldı ve tek dikişte bitirdi. Hala küçüklüğündeki gibi süte düşkündü demek ki.
Sehun bardağı komodinin üzerine koyup gardrobuna yürüdü. Pijamalarını aldıktan sonra banyoya gidiyordu ki Jongin'in haylaz sesiyle durdu.
"Banyoda mı değiştireceksin üstünü hyung? Benden mi utanıyorsun yoksa?"
Sehun kaşlarını çatıp çalışma masasının üzerindeki peluş örümceği Jongin'in suratına fırlattı.
"Kes zevzekliği Jongin!"
Jongin'in "Hyung utandın mı?!" sorularını arkasında bırakarak banyoda hızlıca üzerini değiştirip gelmişti Sehun.
"Sokağa atacağım seni. Sokak köpekleri kuyruğunu ısırsın da hyungla dalga geçmek neymiş gör."
Jongin dehşet içinde kuyruğunu göğsüne bastırdı ve kendini geri çekti yatakta.
