Selam !
Medyada Sufle-Köprüaltı var. Sevdiğim bir cover, bölümle alakası yok ama paylaşmak istedim sizinle.
************
Jongin elindeki yarım lahanayı sinirle tezgaha bırakırken ofladı. Hem sevgilisi tarafından buraya zorla getirilmişti hem de köle gibi çalıştırılıyordu. Onun bu hareketi gürültülü mutfakta biraz yankı yapmış ve tezgahın en ucundaki Sehun'un kulağına gitmişti. Tecrübeli şef elindeki bıçağı bırakarak hızla kedi çocuğun yanına gitti ve kısık sesle ona kızmaya başladı.
"Napıyorsun sen Jongin? Ne bu tavır?"
Jongin iyice kızarak kendini ona yaklaştırdı ve Sehun'un ona karşı kullandığı ses tonunu taklit ederek konuştu.
"Ne bu tavır mı? Ne olacak? Hem beni buraya zorla getirdin, hem kendine yaklaştırmıyorsun, hem de benden 2 yaş büyük birinin altında köle gibi çalıştırıyorsun. Bari senin takımında olsaydım!"
"Benim takımımda olacak kadar iyi değilsin ki! Bu daha ilk günün! Seni iş hayatına alış, insanlar nasıl çalışıyor gör diye iş yerime getiriyorum sen bana yaklaşamadığın için oflayıp pufluyorsun!"
"Ama seni özlüyorum! Ben buradayken bana karşı ilgisiz olman beni sinir ediyor."
Sehun burnunun kemerini sıkarak tezgaha yaslandı ve kimsenin onlara dikkat etmemesini umdu.
"Sana karşı ilgisiz miyim? Şef Harumi sana sebzeleri soy diye verince elinden aldım çünkü elini kesmenden korktum. Seni depodan un getirmen için yolladıklarında gittim kendim getirdim, sırf bir yerini incitme diye. Ben mutfakta kendi bıçağımı bile kendim temizlemeyen adamım, başkası temizleyip bana getiriyor, gerisini sen düşün. Sırf orada burada öpüşüp koklaşmıyoruz diye ilgisiz olduğumu düşünüyorsan bu umurumda değil çünkü burası benim iş yerim ve öyle bir şey olmayacak!"
"Benim de babam buranın sahibi. Söylerim, seni kovar!"
"Çocuklaşma!"
"Çocuklaşmıyorum. Çalışmak istemiyorum sadece."
Sehun omuzlarını düşürüp derin bir nefes verdi. Sesi ağlayacak gibi çıkıyordu.
"Sevgilim, neden böyle yapıyorsun? Herkes sana elinden geldiği kadar kibar davranıyor, daha geleli 5 saat oldu. Yifan'ın oğlusun diye kimse sesini çıkaramıyor. Yapma böyle. Tamam söz, bir daha gelmeyeceğiz. Bugün ilk ve sondu, ama lütfen mesai sonuna kadar sorun çıkarma tamam mı?"
Kedi çocuk üstündeki beyaz formanın ucunu parmaklarının arasında sıkıştırırken kırık bir ses tonuyla ve sordu.
"Mesai ne zaman bitiyor?"
"Akşam 8'de."
"Hyung daha çok var, dayanamam ben!"
"Taksi çağırayım eve git o zaman. İşim gücüm var uğraşamam Jongin. Gerçekten."
"Tamam, tamam. Sızlanmayacağım."
"Hadi götür şu lahanayı."
"Peki."
1 Saat Sonra
"Şefim, Jongin elini kesmiş, siz gelmeden sardırmayacakmış!"
Sehun hızlıca elini silip mutfağın en arka kısmındaki personel odasına gitti. İçeri girdiğinde Jongin tek elini bir sürü peçeteye sarmış ağlamaklı bir şekilde etrafa bakıyordu.
"Jongin bu ne hal? İyi misin?"
"Değilim, parmağımı kestim hyung."
Büyük olan yüzünü buruşturarak kedi çocuğun yanına oturdu ve yaralı elini kendi kucağına çekti.