Star's House / Jungkook

1.BÖLÜM { Korede yeni bir hayat }

Jae Rim'in ağzından

Pilotun anonsuyla beraber uçaktan inmiştim ve artık sonunda koredeydim. Hava alanında beni bir adam karşılamıştı ve beni gayet lüks bir arabaya bindirerek ve Star's House'a sürmeye başlamıştı. Biz oraya vardığımızda saat gecenin 2'siydi. Yönetici odasına girdiğimde Bayan Park beni sıcak bir sarılmayla karşılamıştı. Zaten beni ikna etmek için yapmadığını bırakmamıştı. Koltuğa oturduktan sonra konuşmaya başlamıştı.

"Beni kırmayıp buraya geldiğin için teşekkür ederim Jae Rim. Lütfen kendini evinde gibi hisset."

"Teşekkür ederim." dedim gülümseyerek. Sonra Bayan Park tekrar konuşmaya devam etmişti.

"Tabi ki kendini rahat hissetmeni istiyoruz ama biliyorsun ki daha önceden konuştuğumuz gibi senden bazı ricalarımız var. Buradakilerin altın insanı hemen keşfetmesini istemiyoruz. Ayrıca sen çok güzel bir kızsın ve buradakilerin seni güzelliğin yüzünden keşfetmesini istemiyoruz. Biliyorum bunları daha önce de konuştuk ama hatırlatmak isterim." demişti.

"Anlıyorum sizi , merak etmeyin. Önümüzdeki bir hafta boyunca yeteneklerimi saklayacağım ve makyajla yüzümü kapatacağım. Sadece sizden tek isteğim bu işi çok fazla uzatmamanız. Çünkü sonsuza kadar olmadığım bir insan gibi davranamam." dediğimde kadının yüzünde güller açmıştı.

"Tamam tamam kabul ettiğin için çok teşekkür ederim. Sadece 1 hafta. Emin olabilirsin." dedi ve "bu gece 102 nuramalı odada kalabilirsin . Yarın zaten seni asıl odana alacağız. Sabah kahvaltıda diğerlerine tanıtacağız seni. Kahvaltı saat 8'de. Gelirken makyajını kendin yapacaksın ve mümkünse kapalı bir şeyler giy." diyerek oda anahtarını uzatmıştı. Gülümseyerek anahtarı almış ve teşekkür ederek odadan çıkmıştım. 102 numarayı bulmuş ve girmiştim. Pijamalarımı da giymiş ve yatağa girmiştim. Gece endişeden uyuyamıyordum. Burada yeni bir hayata başlamak konusunda çok endişeliydim. Yeni insanlar , yeni işler , yeni hayatlar... Bunları düşünerek nasıl olduğunu anlayamadan uykuya dalmıştım.

~~~

Sabah yüzüme vuran güneş ışığıyla beraber gözlerimi araladığımda saate bakmış ve 7'ye geldiğini görmüştüm. Hazırlanmamın uzun süreceğini bildiğim için kalkıp hazırlanmaya başlamıştım. Zaten odaya kocaman bir makyaj masası koymuşlardı. Önce gidip üstüme sıradan bir kot ve üstüne kırmızı bir bluz giymiş ve makyaj masasına oturmuştum. Daha önce hayatımda hiç sürmediğim kadar makyaj sürmüştüm. Zaten uzmanlık alanlarımdan biri de makyaj olduğu için beni gören kimse beni tanıyamazdı. Saat 7.50'de kapım çalmıştı ve açtığımda Bayan Park bana şaşkınlıkla bakıyordu.

"Jae Rim , bu cidden sen misin ?"

Ona kıkırdayarak başımı sallamıştım. Hala ağzı bir karış açıkken "Hadi artık vakit geldi." demişti ve o yürümeye , ben de onu takip etmeye başlamıştım. Sonunda yemek salonunun kapısını görmüştük. Bayan Park bana "Ben çağırdığımda gelebilirsin." demiş ve içeri girmişti. O içeri girdiğinde ise ben ve endişelerim baş başa kalmıştık.

...