23.BÖLÜM { Sürpriz }

4.2K 261 39
                                    


İkinci hatan ise şu bahsettiğin 'taraflar' la ilgili. Evet doğru , içinde intikam duygusu olan biri kötü taraftadır. Ama eğer o isteği içinde taşısa da bastırıyorsa , eğer intikam alacağı şeyi ya da kişiyi görünce kendini tutabiliyorsa iyi taraftadır. Sen bu yüzden iyi taraftasın Jungkook. Eminim ki senin intikamın bir kişiye karşı ve gördüğünde kendini tutabiliyorsun. So Young'a yaptıkların önemli değil. O zaten intikam da değil , sadece sinir. Ben ise kötü taraftayım Jungkook. Benim asıl amacım sen ve So Young gibi iyi tarafta olup da kötü tarafa yakın olanları kendi tarafımdan uzaklaştırmak. Çünkü bu çukura gelirsen çıkamazsın. Benim gibi dibe batarsın. Çıkmaya çalıştıkça zarar görürsün , yıpranırsın , yaşlanırsın. Bu yüzden Jungkook sana tavsiyem bana güven ama asla bağlanma. Asla aşık olma. Asla..."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

2 hafta sonra

Jae Rim'in ağzından

Her zamanki gibi sabah herkesten önce kalktım ve önce kıyafetlerimizi aldım daha sonra da kahvelerimizi yapıp diğerlerini uyandırmaya başladım. Artık Star's House'un temposuna alışmıştım. Bana kendimi evimde gibi hissettiriyordu. Geçen hafta alçım çıktığından beri Bayan Park işlerimi daha da yoğunlaştırmıştı. Artık tango dersi dışındaki tüm dans ders ve pratiklerini ben veriyordum. Bunun üzerine konserle alakalı neredeyse her şey benim üzerime yığılmıştı. Dışarıdan biri görse konseri sadece benim yürüttüğümü düşünürdü herhalde.

Ayrıca bu 2 hafta içinde yaşanan gelişmelerden başka biri ise So Young & Jungkook ilişkisiydi. So Young beni çok şaşırtmıştı çünkü Jungkook'dan ayrıldıktan sonra hayatına devam etmiş ; ne bana , ne Jungkook'a , ne de kendine zarar vermişti. Çok kolay atlatmıştı ayrılığı. Jungkook ise So Young'dan ayrıldığından beri daha mutlu gözüküyordu. Artık daha sık gülümsüyor , etrafındakileri gülümsetmek için çaba sarf ediyordu. Ayrıca son zamanlarda Jungkook'la çok daha yakınlaşmıştık. Ae Cha kadar olmasa da bana Jungkook'u sorsanız 'en yakın dostlarımdan biri' derdim rahatlıkla. Bunun nedeni çok fazla yakın dostumun olmaması değil , kendimi gerçekten ona yakın hissettiğim içindi. Hatta bir kaç kez 'Acaba ona neden kötü tarafta olduğumu anlatsam mı ?' 'Acaba ona Aşkımı anlatsam mı?' 'Acaba ona çocukluğumu anlatsam mı?' diye düşünmüştüm ama hep aklıma kendime verdiğim sözü yerine getirmem gerektiği geldi.
"Sırlarını söylerken en yakınına bile güvenme"

Herkes kahvelerini içerken bugünkü programlarına bakıyordu. Bazen ortak programlarımız oluyordu. Bugün benim programım ise şöyleydi.

Her zamanki programın aksine bugün programda bizim için hazırlanmış bir sürpriz olduğu yazıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her zamanki programın aksine bugün programda bizim için hazırlanmış bir sürpriz olduğu yazıyordu. Bu beni çok heyecanlandırmıştı çünkü her zaman sürprizlere bayılırdım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Son zamanlarda geçirdiğim en yoğun günlerden birini de sonlandırmıştım. Şu anda akşam yemeği yiyorduk ve beni asıl mutlu eden şey sürprizi öğrenecek olmamızdı. Akşam yemeklerinde ara sıra So Young ve Man Young da bize katılıyordu. Bugün de öyle günlerden biriydi. Ayrıca Bayan Park odaya da beraber çıkmamız gerektiğini söylemişti. Bunun üzerine yemeği yer yemez hepimiz bizim odada toplandık ve Bayan Park'ın gelmesini beklemeye başladık. Ben , Ae Cha ve Jungkook 2 kişilik yatakta oturuyorken Man Young ve Chang Sun benim yatağımda , So Young ise tek başına sandalyede oturuyordu. Biz Ae Cha'yla kendi aramızda şakalaşıyorduk. Diğerleri ise ya müzik dinliyor , ya da sohbet ediyorlardı. Aradan yarım saat geçmişti ve Bayan Park hala gelmemişti. Artık telefonumu alıp Bayan Park'ı aramaya karar verdim. Bayan Park'ı aradığımda bir kaç çalıştan sonra meşgule atmıştı. Ben bunu tuhaf bulmuştum. Çünkü Bayan Park bana çok değer verdiği için iki eli kanda da olsa hep yanımda olurdu. Kapının çalınma sesiyle düşüncelerime yanıt bulmuş , dolayısıyla da düşüncelerimden çıkmıştım. Bayan Park gelmek üzere olduğu için telefonuma cevap vermemişti. Zaten kapıyı açtığımızda nefes nefeseydi. Hemen onu içeri alıp küçük mutfağımızdan ona su getirdim. Aslında sadece ona su getirmemiştim çünkü Bayan Park yanında yapılı bir adamla beraber gelmişti. İkisi de suyunu içtikten sonra mutfaktan getirdiğim sandalyelere oturdular ve Bayan Park her zamanki gibi sormamızı beklemeden açıklama yapmaya başladı.

"Evet çocuklar , biliyorum son zamanlarda çok yoruluyorsunuz. Özellikle de şu konser yüzünden. Ayrıca şirkete girdiğinizden beri ailelerinizi bile nadiren görebiliyorsunuz. Biz de Star's House yetkilileri toplandık ve bir karar aldık. Bundan sonra ailelerinizden bir kaç üye arada sırada gelip bizim misafirimiz olacak. Bunu tüm Starlar için uygulayacağız ancak ilk önce sizle denemek istedik."

Bayan Park bunları söyleyip sustuğunda yanındaki yapılı adam kalkıp dışarıdan bir yatak getirmeye başladı. Adam tek olduğu için erkekler de yardımcı olmak için yanına gitmişlerdi. Beraber yatağı getirip benim yatağımın yanına koydular. (Jungkookla Jae Rim'in arasında değil Jae Rim'in diğer tarafına kordular yatağı) Daha sonra adam tekrar çıkıp bu sefer daha küçük beşik gibi bir şey getirmişti. Muhtemelen birinin kardeşi gelecekti.

Beşiği de benim yatağımla yeni gelen yatağın arasında koyduktan sonra Bayan Park ayağa kalktı ve

"İlk şanslı kişimiz , Jeon Jungkook! Kardeşlerini görmeyeli uzun zaman olmuştu değil mi ?" demesiyle beraber odaya 5-6 yaşlarında bir kız çocuğu ve 2-3 yaşlarında bir erkek çocuğu girmişti. İkisi de Jungkook'a o kadar benziyordu ki bilmeyen biri kardeş olduklarını anlamak zor değildi. Çocuklar odaya girdikten sonra Bayan Park

"So Young , Man Young sizin işiniz bitti. Hadi beraber çıkalım." diyerek o ikisini ve yapılı adamı da alarak odayı terk etti. Odanın kapısı iç kapanır kapanmaz Jungkook çocukların üzerine saldırdı. İkisine de deli gibi sarılıyor , yüzlerini öpücüklere boğuyordu. 2-3 dakika sonra Jungkook durumun garipliğini fark edip onlardan ayrıldı ve bize dönerek

"Tanıştırayım , kardeşlerim Jung Hye (kız olan) ve Jung Hwa (erkek olan). Ben onlara prens ve prenses diye sesleniyorum ama. Onlar da böyle seslenilmesinden daha çok hoşlanıyorlar. "

dedi. Kardeşleri aynı Jungkook'a benziyordu ve ikisi de çok tatlıydı. Hatta Jungkook'dan bile tatlıydılar. Jungkook onlardan ayrılınca yere oturup önce kız olana elimi uzatıp gülümseyerek

"Merhaba ben Jae Rim. Bana istediğin gibi seslenebilirsin. Ben size nasıl seslenmeliyim küçük bayan?"

dedim. Kız biraz utangaçtı. Fakat ben çocuklarla nasıl anlaşabileceğimi çok iyi bildiğime inanıyordum.
Kız yavaşça elini bana uzatarak

"Ben de Jung Hye. Bana prenses diyebilirsin. Ama istersen demeye de bilirsin. Yani ne istiyorsan. Ama herkes Jung Hye der. Ama demessen de olur. Yani nası-"

"Peki ben sana Prenses diye sesleneceğim. Sen ne kadar güzel bir kızsın böyle. Seninle yarın biraz vakit geçirelim ha , ne dersin? Sen çok güzel bir kızsın kesin erkeklerin kalplerini çalıyorsundur. Yarın sana erkeklerle ilgili taktikler vereyim olur mu ? Ne dersin ? Hem sen de bana bu kadar güzel olmak için ne yaptığını söylersin. Belki ben de erkeklerin kalbini çalarım ha ?"

diyerek güldüm ve daha sonra ona hiç haber vermeden ona sarıldım. Çocukların samimiyetle yaklaşanlara karşı kendilerini yakın hissedeceklerini biliyordum.

Prensesten ayrıldıktan sonra diğerine geçtim. Diğeri çok daha küçüktü. 2-3 yaşlarındaydı. Ona da elimi uzatarak

"Merhaba küçük bey. Ben Jae Rim. Sizin adınızı alabilir miyim acaba ?"

"Ben Jung Hwa. Abim bana hep prens diyor. Ama ben büyüyünce abim gibi kral olucam."

dedi ve kıkırdamaya başladı. Prensese göre daha dışa dönük bir çocuktu. Kendi kendine yetebilen bir çocuktu. Ona

"Tabi ki sen de büyüyünce kral olacaksın. Çalışırsan büyüyünce istediğin yere gelebilirsin."

dedim ve ona da sarıldım. O ise bana sımsıkı sarılmıştı. Bana hemen ısınmıştı. Ondan da ayrıldıktan sonra ayağa kalkıp diğerlerinin yanına geçtim. O sırada da Ae Cha çocuklara gidip sarılıyordu. Tabi ki Ae Cha'yı tanıyorlardı bu yüzden sadece sarılmakla yetinmişlerdi. Aynı şeyleri Chang Sun'la da tekrarladıktan sonra çocukları yatağıma oturtmuş onlarla sohbet ediyor , oyunlar oynuyordum. Diğerleri ise ya televizyon izliyor ya da telefonlarıyla ilgileniyorlardı. Ben ise büyük bir zevkle çocuklarla odanın içinde kovalamaca oynuyordum. Oynarken de arada sırada Jungkook'un gözlerini üzerimde hissediyordum. Ona baktığımda ise gülümseyerek bana karşılık veriyordu.

Çocuklarla oynarken hem ben hem de çocuklar yorulmuştu. Bunun üzerine benim yatağıma uzanmıştık üçümüz. Yatakta televizyondan gelen müziği dinliyorduk hep beraber. Dinlemeye devam ederken Prens yavaşça doğruldu ve Jungkook'a dönerek

"Hyung , bize çok güzel diye anlattığın abla Ae Cha abla mıydı , yoksa Jae Rim abla mıydı ?" demişti.

...





Star's House / JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin