Ama yine başlayamamıştım makyaja. Çünkü kapı yine açılmıştı. Ama bu sefer bir sorun vardı ki Ae Cha'dan başka kimsenin beni böyle görmemesi gerekiyordu. Bayan Park olmasını umarak arkamı dönmemle Chang Sun'un şaşkın ifadesini görmem bir oldu.Durumu bir şekilde kıvırmam gerekliydi. Aslında şu an içimden paniğin dibini yaşıyordum. Ama kendimi bu işten sıyırmak için sakin kalmalıydım. Ben tam istemeyerek de olsa mecbur olduğum için yalan söyleyecekken benim güzel kurtarıcım Ae Cha lafa girdi.
"O benim eski bir dostum. Oppa şu an sana yalan söylemek istemiyorum. O yüzden daha fazla bişey sorma. Sadece o benim arkadaşım bunu bilmen yeterli." Chang Sun kabullenmiş bir şekilde başını eğdi ve tamam şeklinde başını sallarken birden kafasını kaldırdı ve Ae Cha'ya baktı.
"Peki Jae Rim'in odasında ne işi var ? " Evet cidden Chang Sun zeki bir çocuktu. Ae Cha
"Chang Sun biliyorsun senden bir şey saklamak istemiyorum ama cidden söylememem gereken bir şey. Zaten yakında işin aslını öğreneceksin." dedi ve Chang Sun'u kolundan tutarak dışarı sürükledi. Hemen makyaj masama koştum ve makyajıma başladım çünkü artık bir kişi daha gelirse bu işi daha fazla sakalayamazdım. Makyaj yapmam yaklaşık 15 dakikamı aldı. Şükürler olsun ki birine yakalanmamıştım. Üstümü de giyindikten sonra eşyalarımı da toplayıp çıktım. Buluşma saatine daha 20 dakika vardı. Gözlerim Ae Cha'yı ararken Jungkook'un bu tarafa geldiğini gördüm. Arada geçen zaman sırasında ben tüm olanları unutmuştum. Gerçekten ondan korkmuyordum. Benim asıl korkum onun beni haksız yere olmadığım bir insan gibi görüp benden nefret etmesiydi. Ben kendimi onun konuşmasına hazırlarken bana sadece
"Arabada görüşeceğiz." dedi ve gitti. Bunu buz gibi bir ses tonuyla söylemesi beni de buza çevirmişti.
Gözlerim Ae Cha'yı aramaya devam ederken Bayan Park'ı gördüm ve yanına gittim. Ben yanına gittiğimde telefonla konuşuyordu. Bana parmağıyla '1 dakika' işareti yaptı ve konuşmasını tamamladı. Gerçekten 1 dakika sonra telefonu kapattı ve bana döndü.
"Efendim Jae Rim." dedi gülümseyerek. Ben de gülümsemesine karşılık verdim ve içimi kemiren o soruyu sordum.
"Bayan Park tam olarak ne zaman beni açıklayacaksınız. Artık makyaj yapmak da rol yapmak da benim için tehlikeli. Ayrıca insanlara daha fazla yalan da söylemek istemiyorum." dedim. Beni anlıyormuş gibi kafa salladı ve
"Anlıyorum Jae Rim. Merak etme üst kurulla da konuştum. Bugün de idare et. Yarın sabah kahvaltıda açıklayacağız." dediği an ona en büyük gülümsememi verdim ve oradan uzaklaştım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Arabanın yanına gidip önceden oturmaya karar verdim. Zaten
diğerleri de birkaç dakikaya kadar toplanırdı. Arabanın arkasına çantamı koyduktan sonra arabanın kapısını açtığımda Ae Cha ve Chang Sun yan yana oturmuş konuşuyorlardı. Bende yanlarına geçtim ve oturdum. Telefonumdan maillerimi kontrol etmeye başladım. Tahmin ettiğim gibi birkaç dakika sonra Jungkook , So Young , Man Young , Jessica ve Myungsoo da gelmişti. Yerlerine geçtiler. So Young'un yüzünde güller açıyordu. Sonuçta maçı kazanmışlardı. 2 dakika sonra Bayan Park'ın arabalara hareket etmesini söyleyen sesini duyduk ve hareket etmeye başladık. Spor merkezinin kampüsünden çıktığımızda korktuğum oldu ve Jungkook konuşmaya başladı."Evet Jae Rim açıklamaya başlayabilirsin."
"Ne açıklamasından bahsediyorsun Jungkook ? " dedim. Gerçekten korkuyordum. Jungkook devam etti.
"Bugün nasıl kaybettiğinin açıklaması."
"Bunun bir açıklması yok Jungkook. Demek ki yeteneğim yokmuş bu konulara. Ayrıca alt tarafı kendi aramızda bir oyun." dedim. Ae Cha'ya baktığımda göz göze gelmiştik. Bana endişeli gözlerle bakıyordu. Tekrar kafamı Jungkook'a çevirdiğimde konuşmaya başladı.
" He yani sen diyosun ki ben yeteneksiz , beceriksizin tekiyim. Sadece kitap okuyabiliyorum. Onu da zaten hepimiz yapıyoruz. Başka hiç bişey beceremeyen çirkin gerizekalının tekiyim. Bunu mu söylemeye çalışıyosun. Çünkü eğer bunu söyleyeceksen sana sonuna kadar hak veririm." dediği anda korktuğum başıma gelmişti. İçim bir parça da olsa burkulmuştu. Ama tabi ki öyle hemen koyverip susmayacaktım.
"Jungkook-ah , insanları bu şekilde yargılayamazsın. Yeteneksiz olmak bir suç değildir. Ayrıca birincisi insanları güzel çirkin diye ayırmak hiç hoş bir şey değil ikincisi bana gerizekalı deme hakkını nereden buluyorsun ?" dedim. Bana histerik bir kahkaha attı ve
"Jae Rim inan bana tüm dürüstlüğümle söylüyorum sen çirkin , yeteneksiz , gerizekalı bir insansın. Ve emin ol ki şu Star's House'a kimin torpili ile girdin bilmiyorum ama burada kalmayı en az hak eden kişisin. Hatta cümle yanlış oldu sen burada kalmayı az da olsa hak etmeyen birisin tamam mı? Ayrıca bir şey daha eğer Star's House'tan ayrılmayacaksan da benim seni attırmama gerek yok çünkü sen en yakın zamanda yetersizliğinden dolayı atılırsın." Bunları söylerken her cümlesinde biraz daha öfkelenmiş ve artık yüksek sesli konuşmadan bağırmaya geçmişti. Son cümlesinden sonra Ae Cha konuşmak için ağzını açtığı anda elini tuttum ve ben konuşmaya başladım.
"Jungkook-shi haddini aştın artık yeter. Ben bunları duyacak bir şey yapmadım. Ayrıca yapsam bile beni yargılamak sana düşmez!" dedim sesimi güçlü çıkarmaya çalışarak. Jungkook
"Eminim ki şurada sokaktan bir çocuk getirsem senden güzel ve yeteneklidir. Asıl ben senin ailene acıyorum. Kesin senin gibi bi çocukları olduğu için utanıp seni sokağa atmışlardır da Bayan Park sana acıyıp seni buraya almıştır!" dediği anda benim de Ae Cha'nın da damarına bastı ve bardağı taşıran son damlayı bırakmış oldu. Ae Cha yine ağzını açtığında bu sefer onu durduramamıştım.
"Yahh!! Jungkook !! Çok ileri gidiyorsun. Ayrıca senin ailen çok mu mükemmel olduğu için bu lafları edebiliyorsun. Ve Jae Rim yeteneksiz gerizekalı ve çirkin değil aslında onun susmasının nedeni o Altın-" dediği anda elimi ağzına kapadım. Yine son anda yırttığımı düşünemiyordum. Çünkü bu altın lafından lafı çevirmek için birazdan kıvırabildiğim kadar kıvırmam gerekecekti...
...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Star's House / Jungkook
Fanfic"Hmm... Sadece öz kardeşimin gözleri önünde üvey kardeşimi becereceğim ve öz kardeşim , üvey kardeşimden hoşlanıyor. Ne kadar da hoş bir senaryo değil mi ?" Ne saçmalıyordu bu p** kurusu.