6.BÖLÜM { Melek }

6.5K 401 33
                                    

   Pes etmek için ağzımı açaçağım sırada Man Young kolunu omzuma atıvermişti. 

" Yahh!! Jeon Jungkook!! Jae Rim'le doğru düzün konuş. 2 gündür tanıdığın bir insan hakkında yorum yapamassın." dedi. Artık 2 kişiydik. Artık kavga Jungkook , So Young ve Man Young arasındaydı. Ben ise sadece Man Young'u kavgadan çıkarmaya çalışıyordum. Ara sıra So Young bana ağır aflar ettiğinde ben de patlak veriyordum. Yaklaşık 20 dakikadır kavga ediyorduk. Ae Cha ve Chang Sun ise bizi izleyip arada sırada durdurmaya çalışıyorlardı kavgayı ama işe yaramıyordu. Kavga ciddi ciddi hararetlenmeye başladığında Jungkook ile Man Young birbirlerine girecekti ki Ae Cha herkesten yüksek sesle bağırdı:

"Bİ DAKİKA DURUN!!!" herkes çok korktuğu için susmuş ve ona bakıyordu.

"Jae Rim senin şu an yüzünde ne kadar makyaj var?" diye sorduğunda acayip paniklemiştim. 

"Çok az var neden ki?" diye sordum.

"Bence çok fazla var hatta sanki makyajını çıkarsan aynı benim yakından tanıdığım biri olacakmışsın gibi o kadar çok." dediğinde artık anladığını anlamıştım ve ona göz kırparak

"Ae Cha biraz dışarıda konuşalım mı?" dedim ve o da tabi ki kabul etti ve biz odadan çıkarken arkamızdaki herkes kavgayı unutmuş birbirlerine anlamsız anlamsız  'burada ne oluyor' bakışı atıyordu.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Ae Cha ile terasa çıkmıştım. Artık Ae Cha'nın bildiğinden şüphem olmadığı için hemen ona sarıldım. O da bana sarılıyordu. Gözlerim yanarak dolmaya başlamışken boynumdan sırtıma doğru akan sıcak damlalar hissediyordum. Ae Cha da ağlıyordu. Onun da ağlamasıyla beraber ben de gözyaşlarını serbest bıraktım. Hiç ayrılmak istemiyordunuz.  Yaklaşık 5 dakikadır sarılıyordunuz ve sonunda ayrıldınız. İkinizin de gözleri kıpkırmızı olmuştu ağlamaktan. Sonunda Ae Cha sessizliği bozarak

"Cidden çok değişmişsin." dedi hafif gülümsemesiyle.

"Aslında o kadar da değiştiğim söylenemez." dediğimde yüzüme soracasına bakıyordu.

"Yüzümdeki makyajın kalınlığını bir görsen." dediğimde merakla elini yanaklarıma dokundurdu ve korkuyla çekti.

"OMG!! Jae Rim nasıl bu kadar makyajla duruyosun. Senin makyaj yapmana gerek yok niye yapıyosun ki?" diye sordu. O zeki bir kızdı. Biraz düşününce fark edeceğini bildiğim için sustum. Tahmin ettiğim gibi de olmuştu. Birden bire gözleri büyüdü 

"Jae Rim inanamıyorum sen altın insansın!" dedi ve şaşkınlıkla kafasını elleri arasına aldı. Ona gülümseyerek kafamla onayladım. Orada en az yarım saat oturup konuştuk ve hasret giderdik. Daha sonra odadakilerin ne yaptığını aklımıza geldi ve artık gitmemiz gerektiğini anladık. Odaya dönerken Ae Cha'yı kesinlikle hiçbir şey söylememesi konusunda uyardım. O da tabi ki durumu bildiği için hiçbir şey söylememeyi kabul etti.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Odaya girdiğimizde So Young ve Man Young yoktu.

"So Young ve Man Young az önce Bayan Park'la beraber odalarına döndüler." dedi Chang Sun. Jungkook'a baktığımda sadece bir anlığına göz göze geldik. Sonra ikimiz de farklı yönlere bakarak ortamdaki gerginliği arttırmamaya karar verdik. O gün Jungkookla basit konuşmalar dışında hiç konuşmamıştık. Akşam yemeğini yediğimizde ise sanki sabah hiç kavga etmemiş gibiydik. Jungkook ilk gün geldiğimdeki haline göre bana daha sıcak davranıyordu. O günü başka bi olay yaratmadan tamamladık ve yattık. Demek isterdim ama ben yatmamıştım. Yüzüm makyajdan yandığı için makyajımı çıkarıp bu sefer çatıya çıktım.

 Yüzüm makyajdan yandığı için makyajımı çıkarıp bu sefer çatıya çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Manzara bir harikaydı. Birden hüzünlendim. Çünkü aklıma "O" gelmişti. Çatının kenarına oturup bacaklarımı aşağıya sarkıttım. O sırada gözyaşlarımın yanağımdan aşağı süzülmesine izin verirken aklıma uzun zamandır şarkı söylemediğim geldi. Zaten o an ONU hatırlamanın etkisiyle duygusal olarak çökmüştüm ve bana en iyi gelecek şey bir şarkıydı ve söylemeye başladım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Jungkook'un ağzından
Gece uyuyamamıştım. Yatakta bir o tarafa bir bu tarafa dönerken uyumaktan vazgeçtim ve yataktan çıktım. Odaya baktığımda Jae Rim denen kız yoktu. Muhtemelen bugünkü tartışma yüzünden hala bana sinirlidir diye düşündüm. Ama Jae Rim öyle küsecek ya da sorun çıkartacak bir kıza benzemiyordu. Muhtemelen hava almaya çıkmıştır yakında döner diye düşünerek odadan çıktım. Benim de hava almaya ihtiyacım vardı ama sokakta dolaşmaktansa Star's House'daki çoğu Starın bilmediği çatı katına çıkmaya karar verdim. Asansörün yanındaki merdivenlerden yukarı çıktım. Ben kapıya yaklaştıkça bir kız sesi duyuyordum. Tam olarak ne dediğini anlamamıştım ama merak etmiştim kim olduğunu. Merakla kapıyı açtım. Çatının kenarında ayaklarını çatıdan aşağı sarkıtmış bir kız oturuyor ve büyüleyici sesiyle bir şeyler söyleniyordu. Biraz daha yaklaştığımda büyüleyici bir sesle şarkı söylediğini anladım. Sanki bir melek gibiydi arkadan suratını tam göremesemde şehir ışıklarından parlayan göz yaşlarını görebiliyordum. Şu an olduğum yere çivilenmiştim. Tam önümde ağlayan bir melek sesiyle yavaş yavaş benden canımı alıyordu. Benim de gözlerim dolmuştu. Şimdi cidden aşık olmuştum ve bu kız her kimse bir daha ağlamayacaktı.

(Kızın söylediği şarkı)

"Lately I've been thinkin'
Thinkin' 'bout what we had
I know it was hard It was all that we knew yeah...
Have you been drinkin'
To take all the pain away
How wish that I could give you what you
Deserve...
Cause nothing could ever
Ever replace you
Nothing can make me feel like you do
You know there's no one
I can relate to
And know we won't find a love that's so true
There's nothing like us
Nothing like you and me
Together trough the storm
There's nothing like us
Nothing like you and me together..."

(Şarkıyı medyaya koydum)

Star's House / JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin