Ben ise büyük bir zevkle çocuklarla odanın içinde kovalamaca oynuyordum. Oynarken de arada sırada Jungkook'un gözlerini üzerimde hissediyordum. Ona baktığımda ise gülümseyerek bana karşılık veriyordu.Çocuklarla oynarken hem ben hem de çocuklar yorulmuştu. Bunun üzerine benim yatağıma uzanmıştık üçümüz. Yatakta televizyondan gelen müziği dinliyorduk hep beraber. Dinlemeye devam ederken Prens yavaşça doğruldu ve Jungkook'a dönerek
"Hyung , bize çok güzel diye anlattığın abla Ae Cha abla mıydı , yoksa Jae Rim abla mıydı ?" demişti.
İlk önce inanamadım. Jungkook ikimizden birine güzel demişti. Ayrıca çocuklar Ae Cha'yı önceden de tanıdığı için Jungkook'un bunu Ae Cha için söyleme ihtimali çok düşüktü. Böyle düşününce zaten hızlanmış olan kalbim daha da hızlı çarpmaya başlamıştı.
Jungkook Prense cevap vermeden önce biraz düşündü ve cevap verdi.
"Sence ikisi de çok güzel değil mi ? İkisi için de söylemiştim ben onu."
dedi. Bunlar hızlanan kalbimin eski düzenine girmesini sağlayan cümleler olmuştu. Bu duyduklarım beni üzmüştü. Ama beni üzmemesi gerekiyordu.
Bir erkeğe bağlanmaktan korkuyordum. Ben en güvendiklerimden iyilik görmemiştim. Neden Jungkook'dan böyle bir beklentim olsundu ki ? Jungkook'a karşı hislerim arkadaşlıktan öteye gitmemeliydi.
Jungkook'a karşı hislerime bir ad vermeliydim. Dostluk mu ? Arkadaşlık mı ? Güven mi ? Aşk mı ? Buna bir cevap bulmalıydım. Saat 10'a geliyordu. Saat 11'de Bayan Park biz yattık mı diye kontrole gelirdi. Yani çatıda 1 saat vaktim vardı. Odadakilere söyleyip çıktım. Prens ve Prenses gitmemi istememişti ama geri geleceğimi söyleyerek ikna etmiştim onları. Kapıdan çıkar çıkmaz hızla çatıya çıktım ve kendime cevap aramaya başladım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kendime cevap bulamamıştım. Belki de ilk kez kendime verecek bir cevabım yoktu. Jungkook'a karşı ne hissettiğimi bilmiyordum. Normalde daha fazla düşünmeye devam ederdim. Ama 1 saatlik iznim vardı ve telefonumu yanıma almayı unuttuğum için ne kadar zamandır burada olduğumu bilmiyordum. Aşağıya indim ve odamızın kapısını tıklattım. Kapıyı Ae Cha , Chang Sun ve Jungkook beraber açmıştı ve açar açmaz aynı anda bana sarmışlardı. Bu beni meraklandırmıştı ki gelen sesle nedenini anlamıştı.
" UYUMAYACAĞIZ İŞTE !!!"
Prens ve Prenses aynı anda kulak patlatacak derecede bağırmıştı. Ben 2 küçük çocuktan bu kadar ses çıkmasına şaşırırken Ae Cha bana olayı açıkladı.
"Sen gecikince gittiğini ve gelmeyeceğini düşündüler ve sen gelene kadar uyumayacaklarını söylediler. Bayan Park kontrole geldiğinde çocuklar yüzünden dayanamayıp gitmek zorunda kaldı. Yani Bayan Park'dan yana sıkıntın yok. Şimdi hadi geç içeri yoksa hem çocukların ses telleri hem de kulak zarlarımız hiç iyi şeyler yaşamayacak."
dedi. O beni içeri sokmak için kolumdan tuttuğunda onu durdurdum ve sordum.
"Saat kaç ki?"
Dediğim şeyle cebinden telefonunu çıkardı ve bana doğru çevirdi. Saat 12.40'tı. Bu kadar süreyi yukarıda düşünerek geçirdiğime inanamıyorum.
Çocukların bu saate kadar uyanık kalması gelişimleri için çok olumsuz bir şeydi. Bu yüzden saati görür görmez hemen koşarak içeri girdim. Hemen onların üzerine atlayıp onlara sarıldım demek isterdim ama beni görür görmez yanlarına gitmeme izin vermeden üzerime atladılar. Daha pijamalarını bile giymemişlerdi. Prensi kucağıma aldım , Prensesin de elinden tuttum ve giyinme odasına götürdüm. Prensesin eline Bayan Park'ın bırakmış olduğu pijamaları tutuşturup kabine yolladım ben de önce Prensi giydirdim , sonra da kendim giyindim. Zaten o sırada Prenses de giyinmişti. Yine Prensi kucağıma aldım , Prensesin elinden tuttum ve odadan çıktım. Diğerleri de o sırada yatağa girmiş telefonlarıyla ilgileniyorlar ya da uyumak için gözlerini kapatıyorlardı. Odaya girince önce Prensesi yatağına yatırdım. Alnına bir öpücük kondurduktan sonra Prensi de yatırıp ona da aynısını yaptım. Kendi yorganımın içine girdim ve
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Star's House / Jungkook
Fanfic"Hmm... Sadece öz kardeşimin gözleri önünde üvey kardeşimi becereceğim ve öz kardeşim , üvey kardeşimden hoşlanıyor. Ne kadar da hoş bir senaryo değil mi ?" Ne saçmalıyordu bu p** kurusu.