Jae Rim'in yanına gidince yürümeye başladık ve önünde durduğumuz evin kapısında durduk. Jae Rim bana"Sürprizim burada. Kapıyı çalar mısın? dediğinde heyecanla hemen kapıyı çaldım ve açılmasını beklemeye başladık. Biraz sonra kapı genç bir kız tarafından açıldı. Daha sonra arkalarından 2 çocuk gelince Jae Rim eğildi ve ikisine birden sarıldı. O anda bende jeton düştü. Bu çocuklar haftalar önce daha Jae Rim yeni geldiği zamanlar sokakta muz çaldığı için kızdığım , daha sonra da onlara kızdığım için Jae Rim'le kavga etmeme neden olan çocuklardı.
Jae Rim ikisine de sarıldıktan sonra ayakkabılarını çıkarıp içeriye bir adım atmıştı. Bu sıranın bende olduğu anlamına geliyordu. Utanarak çocukların karşısında diz çöktüm ve sadece ben ve çocukların duyabileceği şekilde
"Özür dilerim. Ben gerçekten hata ettim. Üzgünüm." dedim ve başımı öne eğerek verecekleri tepkiyi bekledim. Bir kaç saniye sonra kıkırtılar duymamla kafamı kaldırdım ve karşımda gülmemek için kendini sıkan 2 çocuk gördüm. Kafamı kaldırınca onlar da kendilerini sıkmayı bırakmış ve kahkahalara boğulmuşlardı. Ben şaşkın bir şekilde onların suratlarına bakarken ikisi de aynı anda bana sarılıp
"Hyung , çok komiksin. Biz senin iyi biri olduğunu biliyoruz hahahahah!" dedi büyük olan. Ben de affedilmenin mutluluğuyla ikisini de içime sokacak gibi sıkı sarıldım ve sonra ayrılınca ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim.
2 saat sonra
İsimlerinin Seokjin ve Namjoon olduğunu öğrendiğim çocukların evinde çıkıyorduk. O olayın üzerine Jae Rim ablalarını bulmuş ve üstüne üstlük her hafta onlar için alışveriş yapmış. Onlara gelip giderken de benim nasıl bir insan olduğumdan bahsetmiş çocuklara. Bu yüzden çocuklar beni hemen affetmişti. Bu yüzden beni tanıyorlar gibi davranıyorlardı.
Kapıdan çıkarken Jae Rim bana saati sorduğunda 12.30 olduğunu söyledim. Bunu söylememle birlikte Jae Rim birden
"NEE!! 12.30 mu ? Jungkook acele et dans dersine geç kalacağız!" dediğinde hemen hızlıca ayakkabımı giydim ve arabaya yürümeye başladım. Yürümeye başlayınca Jae Rim yine arkamdan bağırdı.
"Jeon çok zeki Jungkook ! Ben tek başıma ayakkabılarımı nasıl giyeceğim!" Haklıydı. Onu o koluyla orada yalnız bırakmıştım. Hemen koşarak geri döndüm ve ayakkabısını giydirdim. Giyer giymez beraber arabaya koştuk. Arabaya binince tam navigasyonu açacaktım ki Jae Rim beni durdurdu ve
"Ben bizi kestirmeden götüreceğim." dedi. Ona güvenip navigasyonu açmadım. Bur süre sonra anlaşıldı ki dediği de çıkmıştı. 12.57'de Star's House'un önündeydik. Hemen arabadan indik ve yukarı çıktık. Ben üzerimi değiştirirken Jae Rim de yardımcı olması için Jess'in yanına gitmişti. Üzerimi giyinince asansöre doğru yürürken Jae Rim'i üst katın merdiveninden inerken gördüm. Daha sonrasında ise beraber asansöre inip aşağı indik.
İnince geç kaldığımız için özür diledik ve yerimize geçtik. Tam derse başlayacaktık ki Sung hoca Jae Rim'in kolunu fark etti. Ne olduğunu öğrenince Jae Rim'in derse katılmaması gerektiğini söyledi ve bir kenara oturttu. Jae Rim oturduktan sonra Man Young da eline kaldırıp ayak bileğinin ağrıdığını , katılmak istemediğini söyleyince o da Jae Rim'in yanında yerini aldı. Bana da eş olarak So Young kalmıştı. Man Young'un ayak bileği zaten gayet iyi durumdaydı. Ama Jae Rim'in yanına gidip oturdu.
Dans hareketleri bu sefer kolay hareketlerdi. Gayet normal her tango videosunda görülen hareketlerdi. Ancak So Young dans etmeyi kötü emellerine alet ediyordu. Normal slow dans hareketlerinde bile dibime giriyordu. Dersimiz böyle devam ederken Sung hoca yeni hareketimizi gösterdi. İşte şimdi So Young'un sırasıydı. Yine bir kucağa alma sahnesi vardı ve So Young bunu sonuna kadar kullanabilirdi. Resmen beni ayakta taciz edebilirdi So Young. Hye Sun Hoca bizim de hareketi yapmamızı isteyince So Young'u yavaşça kucağıma aldım. Evet tabi ki kucağıma rahatlıkla alıyordum. Ama So Young Jae Rim'in yanında fare yanında deve kalırdı. Harekette So Young'u kucağıma alıp bir tur döndürmem gerekiyordu. Ben So Young'u kucağıma aldığımda kafasını boynuma gömdü ve kucağımda hareket ederek ellerimin uygun olmayan yerlere gelmesini sağladı. Zaten So Young'la ayrılmıştık. Bir de üstüne Jae Rim'e zarar vermişti. Bunun üzerine bir de bu hareketleri yapması beni taşıracak raddeye getirdi. Zaten dibimde olduğu için fısıltıyla konuştum.
"So Young seni affetmediğimi biliyorsun değil mi ? "
"Yaaa yapma sevgilimmmm. Sen benden ayrı kalamazsın kiii." Kelimeleri yayarak konuşuyordu ve konuşurken hareket etmesi burnunun boynuma , elimin uygun olmayan yerlerine değmesini sağlıyordu. Artık gerçekten son sabrımı kullanıyordum ve yine fısıldadım.
"So Young seni ne garson olayı ne de merdiven olayı için terk ettim zaten seni sevmediğimi ikimiz de biliyorduk. Yalan mı?"
"Yhaa ! Sevgilim , sen o kız geldiğinden beri böyle davranıyorsun. Bir s*rtüğün aramıza girmesine izin vermeyeceğiz değil miii?" deyip yine gülümseyerek burnunu boynuma sürtmüştü. O gülümsüyordu ancak son söyledikleri benim için 'bardağı taşıran son damla' ydı.
Özellikle Jae Rim'e s*rtük demesi tüm sinirimi tepeme çıkarmıştı. Zaten çok sinirlendiğimde kendimi kontrol edemiyordum. Bunu herkes biliyordu. So Young ise bunun üzerine gidiyordu sanki.
So Young'un lafları üzerine gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Gözlerimi açtığımda dans hareketindeki gibi So Young'u bir tur döndürdüm ve daha sonra onu sanki elimden kaymış gibi sert bir şekilde yumuşak duvara fırlattım. Duvar minderle kaplıydı. Fakat hem uzaktaydı. Hem de ben resmen fırlatmıştım onu.
So Young'u fırlattıktan sonra tüm gözler önce So Young'a sonra bana çevrildi. Herkes dilini yutmuş gibiydi. Sadece So Young'un acı inlemeleri duyuluyordu. Gören herhangi biri benim yanlışlıkla yaptığımı düşünürdü. Çünkü öyle davranmıştım. Fakat buradaki herkes bizi tanıyordu. Bu yüzden bilerek yaptığım aşikardı. Herkes hala şoktaydı ki kalabalığın içinden biri koşarak So Young'un yanına gitti. Kafamı çevirip baktığımda Jae Rim olduğunu gördüm. Önüne diz çökmüş 'iyi misin' 'burası acıyor mu?' gibi şeyler söylerken bir yandan da belini yavaşça ovalıyordu. Bir süre sonra Jae Rim etrafa önce sinirle baktı ve sonra bağırdı.
"Neden hepiniz dikilip duruyorsunuz. Biriniz gelip So Young'u alsanıza !!" Bunun üzerine tam yaklaşmak için ilk adımımı atmıştım ki Jae Rim tarafından durduruldum.
"Sen dur Jungkook! Seninle konuşacağız." Bunun üzerine olduğum yere çivilendim. Ardından Man Young gelip So Young'u aldı ve bütün kalabalık onları takip edip salonu boşalttı. Jae Rim onların arkasından bakmayı bırakıp bana döndüğünde ise gözlerindeki hayal kırıklığını gördüm.
"Jungkook , sana inanamıyorum. Tam da
'aramız düzeldi'
' tahmin ettiğim gibi bir insan değilmiş'
'onunlayken zevkli vakit geçiriyorum'
dediğim zamanlarda beni hayal kırıklığına uğratıyorsun. Bazen senin gözlerinde So Young'un gözlerindeki kin ve nefreti görüyorum ve korkuyorum Jungkook. Senin So Young'a benzemenden korkuyorum. Jungkook ona benzeme ve benim yanımda , bizim yanımızda kal ; olur mu ?"
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Star's House / Jungkook
Fanfiction"Hmm... Sadece öz kardeşimin gözleri önünde üvey kardeşimi becereceğim ve öz kardeşim , üvey kardeşimden hoşlanıyor. Ne kadar da hoş bir senaryo değil mi ?" Ne saçmalıyordu bu p** kurusu.