Duyduğum sesle önce yerimden sıçrasam da hemen arkamı dönüp silahımı Chanyeol olduğunu düşündüğüm kişiye doğrulttum.
Chanyeol'u daha önce görmemiştim ve nasıl göründüğünü bilmiyordum. Bu yüzden bir gözüm hep Ae Cha'daydı.
Hepimiz silahlarımızı adama doğrultmuştuk fakat adamın suratında kıl kıpırdamamıştı. Ben olayları kavramaya çalışırken Ae Cha konuşunca adamın Chanyeol olmadığını anlamıştım.
"Sen de kimsin ?! Jae Rim nerede?!"
Adam tamamen sakin bir şekilde , sesinde vurgu bile yapmadan en sade tonuyla cevapladı.
"Jae Rim hanım ve Chanyeol bey içerideler efendim. Size oraya kadar eşlik etmek için görevlendirildim. İsterseniz içeri geçelim mi efendim?"
Adamın dediğiyle Ae Cha kafasını aşağı yukarı sallayarak ona izin vermişti. Adam önden yürümeye başlayınca hepimiz silahlarımızı indirip adamı takip etmeye başlamıştık.
Takım elbiseli adamı takip etmeye devam ediyorduk ki , binanın arka kapısına gelince adam duraksadı ve bize döndü.
"Bu kapıdan geçerek 1 kat aşağı ineceksiniz efendim. Zaten merdivenler direk karşınızda olacak. Aşağı katta büyük bir kapı var o kapıdan geçtiğinizde Chanyeol bey ve Jae Rim hanım sizi bekliyor olacak. Ancak bu kapıdan geçmeden önce üzerinizdeki bütün silahları almak zorundayım efendim."
Resmen bizi içeriye silahsız sokacaktı herif. Avucunu yalar!
"Hayır biz silahlarımızın hiçbirini vermiyoruz! Yürüyün giriyoruz içeri!"
dedikten sonra kapıya yöneldim. Tam kapıdan geçecekken birden bire vücudum baştan aşağı bir elektrik akımıyla sarsıldı ve kendimi yerde buldum.
Resmen baştan aşağı çarpılmıştım ama çıkınca etkisi kolay geçmişti.
Bana çarpan elektrikten sonra Jess ve Ae Cha'nın çığlıkları , ben akımdan kurtulup ayağa kalktıktan sonra anca dinebilmişti.
Onların bu kadar çok korkmasının aksine sadece o anlık biraz canım acımış ve biraz sersemlemiştim. Onun dışında hiçbir problem yoktu.
Tekrar ayağa kalkınca adamın yakasına yapışıp bağırdım.
"NE YAPIYORSUNUZ LAN KAPIYA ?!?!? Kapıya ne yapıyorsan yap da içeri geçelim!!"
"Üzgünüm efendim. Kapı metal dedektörü sistemiyle döşendiği için üzerinizdeki tüm metal parçaları bırakmadan içeri geçmeniz mümkün değil."
Adamın boğazına yapışmama rağmen adam hala ses tonunu bozmamış ve sakince cevaplamıştı.
Adamın dediklerini duyduktan sonra sessizce küfrettim ve üzerimdeki silahları ve metalleri istemeye istemeye çıkarmaya başladım.
Arkamdakiler de benim silahları bırakmaya başlamamın ardından yaptığım gibi bütün silahları yere atmaya başladılar.
Üzerimizde o kadar silah vardı ki hala hepsini çıkaramamıştık. O sırada karşımızdaki adamın telefonundan bir ses geldi ve adam cebinden telefonu çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Star's House / Jungkook
Fanfiction"Hmm... Sadece öz kardeşimin gözleri önünde üvey kardeşimi becereceğim ve öz kardeşim , üvey kardeşimden hoşlanıyor. Ne kadar da hoş bir senaryo değil mi ?" Ne saçmalıyordu bu p** kurusu.
