Ae Cha söyleyeceklerini bitirdikten sonra hemen liderliği elime aldım.
"Ae Cha sen dinleniyorsun ve Jae Rim'i sağ salim getirince nerelerde gezip eğlenebiliriz onu düşünüyorsun.
Jess sen bizim odaya ve Jae Rim'in stüdyosuna gidiyorsun. Jae Rim giderken bir iz bırakmış mı ona bakıyorsun. Ayrıca Jae Rim'in günlüğünü alıyorsun.
Chang Sun biz beraber senin odana gidiyoruz. Şehrin kamera kayıtlarına ulaşıyoruz. Yasa dışı olsa bile Jae Rim'i kameralardan buluyoruz.
Bizim işimiz bitince ben de Jess'e yardıma onun yanına gidiyorum. Jae Rim olacakları bildiğine göre mutlaka bir ipucu bırakmış olmalı.
Hadi herkes görev başına!
Ne kadar hızlı olursak o kadar çabuk buluruz Jae Rim'i.
Bir ipucu bulursak birbirimize haber veriyoruz , unutmayın!"
Tam cümlem bitmişken Ae Cha beni düzeltti.
"Bir şey bulursanız bu odada buluşalım , beraber bakalım."
Onu kafamla onayladıktan sonra geri kalanları alıp çıktım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Chang Sun'la kamera kayıtlarında hiçbir şey bulamamıştık. Jae Rim o görüntüleri çektikten sonra Jess'in hastane katındaki odasına uğramıştı. Ama odanın içerisinde kamera olması yasal olmadığı için ne yaptığını ya da neden girdiğini görememiştik. Jess'in odasından çıktıktan sonra da sakince Star's House binasından çıkıp uzaklaşmıştı.
Chang Sun kamera kayıtlarıyla uğraşırken telefonumun bildirim sesinin duyulmasıyla elimi cebime daldırdım.
Jessica:
Bir şeyler buldum , hemen Ae Cha'nın yanına gelin.
Okuduğum mesajla birlikte Chang Sun her ne yapıyorsa kolundan tuttuğum gibi kaldırdım ve Ae Cha'nın dinlendiği odaya götürdüm.
İçeri girdiğimizde Jess'in bizden önce geldiğini görmüştük. Hemen bir koltuğa oturup ayağımla ritim tutmaya başlamıştım.
Zaten Jae Rim'in kaybolduğu andan beri nefes alamıyordum sanki.
Onun kokusunun karışmadığı bir havayı solumak istemiyordum.
Onun aldığı nefesten emin olmadıkça kendi nefesimi düşünmek istemiyordum.
Ben o olmadan hiçbir şey düşünemiyordum ki...
Chang Sun da oturduktan sonra Jess yanındaki siyah çantayı karıştırmaya başladı. Önce içinden o hep okumak istediğim günlüğü çıkardı.
Zaten Ae Cha ne yazdığını kelimesi kelimesine biliyordu. Bunu günlüğün anahtarı olan kolyenin aynısından Ae Cha'da da gördüğüm zaman anlamıştım.
Zaten Jess , Jae Rim'in eski bir dostuydu ve Ae Cha kadar olmasa da benim bilmediğim bir çok şeyi biliyordu.
Yani bu defteri okumak benim hakkımdı.
Buna şu an o kadar ihtiyacım vardı ki...
İçinde ne yazdığını bilmesem de , onun ağzından dökülmüş olan , daha doğrusu onun kendi elleriyle yazdığı o güzel yazısını görmeye o kadar ihtiyacım vardı ki...
Belki o günden sonra başına gelenleri , belki acılarını , belki mutluluklarını yazmıştı.
Ama benim ihtiyacım olan tek şey tekrar onun çiçekleri kıskandıran kokusunu almamı saglayacak bir ipucuydu aslında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Star's House / Jungkook
Fanfiction"Hmm... Sadece öz kardeşimin gözleri önünde üvey kardeşimi becereceğim ve öz kardeşim , üvey kardeşimden hoşlanıyor. Ne kadar da hoş bir senaryo değil mi ?" Ne saçmalıyordu bu p** kurusu.
