42.Bölüm

389 21 17
                                    

Toprak leylayı kanepeye yaslatır ve üstüne çıktıktan sonra leylayı öpmeye başlar. Leyla tabiki karşılık verir ve kendisini toprağa teslim eder. Bir vakit sonra nefessiz kalırlar ve dururlar. Toprak  derin bir şekilde leylanın gözlerinin içine bakar ve konuşmaya başlar.

T: Leylam? Beni en kötü zamanlarımda beni varlığın ile mutlu ediyorsun. Ne olursa olsun bana sırtını çevirmeyip hep yanımda oluyorsun. Beni sarıp kolluyorsun ve en önemlisi beni canından fazla seviyorsun, gözlerin söylüyo. Buna o kadar çok minnetarımki. Sen olmasan bu hayatta napardım bilemem. Düşünsene hatun, hayatta hiç bu sevgiyi tatmayanlar var. Ne kadar kötü. Oysaki hayattaki en güzel şey; sevmek ve sevilmek. Her gün şükrediyorum.
L : Toprak yine duygusala bağladın, bişey mi oldu?
T : Olmadı, sadece içimden geldi. Bazen içindekilerini dökmek insanın yapabileceği en güzel şeydir.
L: En çokta hayat dostuna :)
T: Yani sana. Bu hayatta hayat dostumda, eşimde, sevdiğim tek kadında sensin ve bu değişmiycek, kimse bunu değiştiremiycek.
L: Sende benim, adamım.

Leyla bu güzel sözlere dayanamaz ve toprağı öpmeye başlar.

T: Leylam, istersen odaya girelim. Hem şimdi bizimkiler gelir bu durumda karşılamak hoş olmaz.
L: Haklısın düşünceli tek hücrelim;)

Toprak yandan bir gülümseme atar ve leylayı kucağına alıp odaya getirip yatağa yatırır. Toprağın satır celal yüzünden tekrar morali bozulmuştur ve o yüzden hiç bişey yapmak istemez. Sadece sevdiğinin göğüsünde uyumak ister. Toprak leylayı aşağıya çeker ve sonra başını leylanın göğüsüne yaslar.

L: Toprak?
T: (ses gelmez)

Leyla toprağa bakar ve uyuduğunu görür. Başını okşar ve yanağını öptükten sonra oda uyur.

Aradan çok vakit geçmez herkes eve gelir. Çınar hemen abisini sorar.

Ç: Abimgil nerde?
P: Uyumuştur onlar çınarum.
Ç: Ben bi bakim.

Çınar odalarına yürür ve kapıyı yavaşca açmaya başlar. O kareyi gördükten sonra yüzünde bie gülümseme olur.

Ç: Masum aşıklar sizi :)

Çınar odadan çıkar ve kapıyı kapatır. Sonra pembe sultanın yanına gider.

Ç: Iki aşık öylece uyuyor.
P: Ne dedum? Deduğum çiktu. Bîrak uyusunlar, yorulmuşlardır.

Satırın mekanında;

Satır celal adamları ile mekanındadır. Kendisi masada oturuyodur diğerleri ise önünde dikiliyodur. Aklına Toprak gelir ve içindeki nefreti kusmaya başlar.

S.C: Toprak Barutçu. Sen kimsin? Sen bu cesareti nerden buluyorsun? Sen kimin ile böyle konuşuyorsun lan.
Adam: Abi, ne yapmaya düşünüyorsun?
S.C: Sana konuş dedimmi?!
Adam: Pardon abi.
S.C: Aaah!! Kendinden büyük şeylere kalkışma Barutçu. Elbet havanı söndürürüm. Şimdi gelelim senin soruna.

Adam hemen başını kaldırır ve ciddiyetini korur.

S.C: Bilmiyorum, düşünelim.
Adam: Abi insanın en değer verdiği şey ne?
S.C: Para.
Adam: Tabiki ama başka. Sevdiği diymi?
S.C: Duur şimdi jeton düştü. Bu süper bir fikir, toprak deliye dönecek. Saat kaç?
Adam: Saat 1.
S.C: Güzel demekki sabaha kadarı çok zamanımız var. Bana çabuk iblisi bulun.

Iblis hemen gelir ve satırın arkasındadır.

Adam: Abi?
S.C: Noldu?
Adam: Arkanda..
Iblis: Ne var?
S.C: Ooo iblisum. Sana işim düştü.
Iblis: Neymiş?

Satır uzun uzun planını iblise anlatmaya başlar. Bittikten sonra pazarlığa başlarlar.

Iblis: 15.000lira olmaz. 10.000lira.
S.C: Sen hala ne çeşitsin çözemedim ama olur. Bu iş bu gece bitecek.

Toprak mutlu ve huzurlu bir şekilde leylanın göğüsünde uyur iken satırın alçak planları başlamıştır bile.

Iblis barutçu adresini bulup araba ile oraya gider. Park ettikten sonra siyah, deri eldivenlerini giyer ve yangın merdivenlerinden doğru leyla ile Toprağın odasına girer. Önce o kareye bakar.

Iblis: Tatlı aşıklar, hiç sevmediğim :)

Iblis elindeki ilacı pamuğa sürer ve leylanın ağzını kapatarak pamuğu burnuna getirir. Leyla bir çırpınıdan sonra bayılır. Iblis yavaşca Leylayı toprağın yanından çeker ve çuvalliyarak arabaya götürür. Iblis hiç heyecanlı değildir, tam tersine her şeyi rahat ve yavaş bir şekilde yapar. Sıkıcı bir tavrı vardır. Ve en önemliside çift kişilidir, yani iki kişiliği vardır. Biri iblis (kötü adam) diğeride adem (iyi adam).

Iblis leylayı bir gemiye götürür, yani açîk deniz alanına, böylece kaçmak mümkün değil. Hava soğuk olduğundan dolayı yanîna bir battaniye atar ve leylayı karanlık bir alana kilitler. Saatler sonra Leyla ayılmaya başlar. Yavaşca gözünü açtığında her yer karanlıktır.

L: Toprak? Işığı niye kapattin?

Doğru dürüz ayıldıktan sonra bunun bir şaka olmadığınîn farkına varır.

L: Nerdeyim ben?! Aloo?? Kimse varmı?? Kurtarın beni!!

Leyla eline demirden oluşan duvarlara vurur ve korkudan ağlamaya başlar. Iblis aşağıdan gelen gürültüler ile leylanın uyandığını anlar ve aşağıya iner. Leyla öylece yukarıdan gelen ışığa bakar. Sonra yavaşca iblisin suratınî görür.

L: Sen kimsin?? Neden beni buraya götürdün?? Biz nerdeyiz!?

Cevap vermez.

L: Kime söylüyorum cevap ver !!
Iblis: Kadın biraz sus!

Leyla ağlamaya başlar ve iblis bunu görür ve kendine hakim olanaz içinden adem çıkar.

Adem: Ağlama bacım nolursun.

Leyla durur ve olan biteni çözmeye çalışır.

L: Sen neden şimdi bana böyle iyi davraniyorsun?
Adem: Ben hep iyiyim Leyla bacım :) Korkmana gerek yok, benim yanımda güvendesin.
L: Çıldırcam, adımı nerden biliyorsun?!

Leyla öylece kafası soru ile dolu iken toprak yavaş yavaş uyanmaya başlar. Gülümser ve hemen gözleri leylayı arar.

T: Hatun? Allah allah nereye gittiki sabah sabah. Bir lavoboya bakim.

Toprak tuvalete gider ve boş olduğunu görür. Içerdekilere sorar.

T: Günaydın, Leylayı gördünüzmü?
Ç: Yoo hiç kalkmadı.
T: Nasıl? Yataktada yoktu? Bi ariyim.

Toprak leylayı çaldırır ama telefonu kapalıdır.

T: Leylam?? Noluyor burda?!

Bölüm sonu




Leyla & Toprak Barutçu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin