27.Bölüm

452 22 10
                                    

Leyla çınara olan biteni anlatır iken Toprak duştan çıkar, saçlarını kurutur  ve lacivert rengi bir takım elbise giyer.

P: Toprağum nereye gidyesun?
T: Tershaneye.
P: Git tabi, kafan dağulur.
T: Bemcede. Bana en çok lazım olan şey bu şu anda. Hadi babaanne kendine iyi bak. (Pembe sultanı yanağından öper)
P: Sende. Hayırlı işler.
T: Sağol babaannem.

Toprak evden çıkar ve arabasıma binip tershaneye gider. Tabiki bu halde iken, herşey taze iken zor olur ama Toprak kendini işe verip kafasının dağılacağına emindir.

T: (kendi kendine) Artık böyle koçum. Sevdiğin kadın seni terk etsede evde durup ağlamak fayda etmez. Biraz kafanı işe ver. Birazda olsa dağılır. Hem tershaneyide zaten çok aksattım. Çınarda yoksa senden hariç kim baksın diymi?

Içinde bir rahtlama ile ama bir yandan ise olan bir sıkıntı ile Toprak tershaneye gider.

T: Günaydın herkese :)
Çalışanlar: Günaydın Toprak bey.
T: Herşey tamammı?
Çalışan: Herşey tamam Toprak bey ama bir gemide arıza çıktı.
T: Bir bakalım.

Ve Toprak arızalar ile uğraşır iken Leylagil çoktan kahvaltıyı bitirip koltuğa geçmişlerdir.

Ç: Abimi birazda olsa taniyorsam şuan berbat bir durumda. O yüzden kendisini işe vermiştir. Peki sen nasılsın yenge? Biraz geçte sormuş olsam..
L: Düşünmen yeterli çınar :) Nasılsın sorusuna gelirsek, bilmiyorum gerçekten. Bir yanım eksik ama bir yanımda böylesi daha iyimiş diyor. Ne hissedeceğimi şaşırdım. Ama Toprağı ben boşadım o yüzden benim mutlu olmam gerek ne biliyim şimdilik mümkün değil.
D: Leyloşum bak sen kendini üzme. Herşey daha yeni oldu o yüzden böyle hissetmen normal. Ama aradan bir iki hafta geçsin bu duruma alışırsın. Sen güçlüsün.
L: Öylemiyim?
Ç: Tabiki. Valla yenge sen bir aslanı kediye çeviren bir insansın. Şimdi kendin düşün.
L: (güler) Sağolun yanımda olduğunuz için. Cansınız hepiniz. Toprak gerçekten şanslı böyle kardeşlere sahip olduğu için.
Ç: Abim demişken bende iki üç günlüğüne Trabzona gidiyim diye düşünüyorum. Mağlum abime bir omuz lazım.
L: Tamam, sen bilirsin.
Ç: Ben o zaman çıkıyorum. Yenge bu iki fındık sana emanet.
L: Sen merak etme çınar.
Ç: Hadi kendinize iyi bakın.
D: Abime selam söyle olurmu?
Ç: Iletirim fındık sen merak etme.

Çınar biletlere bakar ancak en yakın uçak 1 hafta sonradır. Çınar o vakit şirketin başına koyacak birini arar.

Leyla,Doruk, Defne birde Ezgi dışarıya, sahile hava almaya çıkarlar. Leyla doruğu bir beşiğe koymuştur. Hava güneşlidir o yüzden Leyla doruğa yüzüne güneş gelmesin diye şapka takmıştır.

L: Valla Defne buraya gelmek çok iyi bir fikirdi. Temiz hava çok iyi geldi.
D: Biz işimizi biliyoruz Leyloş ;)
E: Bunu sık sık yapmalıyız. Hem dorukta çok sevdi gibi gözüküyor.

Doruğun yüzü gülüyordur ve heyecandan kıbırdanıp duruyordur. Bunu gören Leyla kendini gülmekten alamaz.

L: Hahaha oğluşuuum sen çokmu sevdin burayı? :)
D: Ay ben bunu yerim amaa!! Şu tatlılığa bak! :)

______________

Aradan bir hafta geçer ve Ezgi yeni bir hastahanede çalışmaya başlar. Gökhan diye bir doktor ile tanışır ve çok iyi anlaşmaya başlarlar. Çınar Trabzona geri dönmüştür ve arabadan inip kapıyı çalar. Çınarı gören Pembe sultan çok sevinir.

P: Uyy Çınarum hoşgeldunn.
Ç: Hoşbuldum Babaanne. 
Içeriye girerler.
Ç: Abim yokmu?
P: Tershaneye gittu. Dur ben ariyimda eve gelsun.
Ç: Yok babaanne arama, sürpriz olsun. Hem işini bölmiyelim. Daha iyi olur.
P: Haklisun. Karnın açmı?
Ç: Hemde çok.
P: Gel ben sana birşeyler hazurlayum.
Ç: Özlemişim yemekelerini babaanne :)
P: Ha tabi deli uşak.

Çınar yemeğini yedikten sonra akşam olur ve Toprak anca eve gelir. Kapıyı çaldıktan sonra Pembe sultan gelir ve Toprağı içeriye buyurur.

T: Çınar?
Ç: Abim.

Çınar gider ve sımsıkı abisine sarılır.

Ç: Iyi misin diycemde kendini işe vermişsin bu demek oluyorki içinde yangın var.
T: Sen beni boş verde sen nasılsın defnegil nasıl?
Ç: Iyiyim, onlarda iyi ezgi tekrardan işe başladı, defne evde.
T: Benim küçük aslanum napiyo? :)
Ç: Uslu uslu evinde babası sen hiç merak etme defnegil onu şimdi hiç rahat bırakmaz diyim :)
T: Ee özlemişler tabi normal... peki ya Leyla nasıl?

Sessizlik

Ç: Oda iyi olmaya çalışıyor.
T: Ağliyormu?
Ç: Biraz..

Toprak elini yumuruk şekline sokar ve eline duvara vurur.

Ç: Abi sakin.
T: Hepsi benim yüzümden. Allah benim belamı versin lan. Allah benim belamı v..

Çınar lafını keser ve Toprağın ellerini sakin tutmaya çalışır.

Ç: Abi kendine gel. Herşey kader kısmet. Olacağı varmış. Hem yengem sana deliler gibi aşık uzun vakit sensiz kalamaz. Aklından artık bunları geçirme!
T: Ne âşığı be çınar? Leyla bizden vazgeçti. O benden nefret ediyo. Bizi ve beni terk etti. Leylanın inadını ben biliyorum. Artık zor. Çok zor. Leylaya doyamadan herşey bitti ve o geri gelmiycek. Şimdiden bile ayrı şehirlerdeyiz. Ateş ile barut yan yana durmaz demişler. Hem biz ikimiz ayrı diyarların insanlarıyız. O cennetten gelen bir melek gibi ama ben onun gibi değilim. Artık istesek bile iki cihan bir araya GELMEZ. 
Ç: Işte sen git kendini bununla kandır abi. Sen kendini buna inandırmışsın.
T: Evet inandırdım çünki gerçek bu! Leylanın inadı hergün artar. Hem ben artık istesemde Leylaya yaklaşamam. Ona acıdan hariç hiç birşey vermiyorum. Artık olmaz koçum. Adam mutsuz, kadın mutlu. Hikayenin sonu.

Bölüm sonu














Leyla & Toprak Barutçu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin