40.Bölüm

446 24 29
                                    

Toprak karşısında satır celali görür görmez sinirlenir.

T: Ulan senin ne işin var burda!? Oo adamlarınï almadan gelmişsin, beklenmedik hareket bak. Sen bu kadar cesurmuydun?
S.C: Espirine hayran kaldım Toprak. Gärüyormusun kendimi gülmekten alamiyorum; HA HA. Bu arada nedenmi geldim? Damadımı görmeye geldim başka ne işim olsun?
T: Satır!! Bem sana geçen diyceğimi dedim şimdi beni ve bizi rahat bırak!
S.C: çınarı almadığım sürece rahat bırakmam.
T: Bırakacaksın dedim, bizden uzak duracaksın!
S.C: Çınar nerde?
T: Lan sen benim dediklerimi anlamiyormusun?? Defol burdan yoksa elimden kaza çıkacak.
S.C: Kendinden büyük sözler etme Toprak. Bakarsın özgüvenin seni ters köşe yapar.
T: Ben büyük söz ederim arkasında durmayıda bilirim satır sorun yok. Şimdi çabuk git.
S.C: Gidiyorum ama tekrar gelecem biliyorsun diymi?
T: Bi dene.

Satır celal gider ve Toprak sinirden sıktığı yumuruğunu duvara vurar ve öfkesini çıkartır.

T: O.ç !!! Sen lendini ne sanıyorsun lan !!?!? NE ?!

Toprağın sesini duyan Leyla hemen kahvaltısını yarıda bırakıp bahçeye, toprağın yanına koşar. Toprağın eli kaniyordur.

L; Toprak naptın yine?? Elin kaniyo :(
T: Bişey yok.
L: Ne oldu çabuk anlatiyorsun! Ama önce bi şu eline pansuman yapalım. Hadi gel içeriye.

Leyla toprağı yanağından öper ve sonra elinden tutup odaya sürükler. Içeriden ilk yardım kutusunu alıp açtıktan sonra eline desinfiksyon ilacı alır, içindeki mikropların ölmesi için. Toprak gözlerini sımsıkı birbirine bastırır.

L: Sakin tek hücrelim bişey yok. Bitti, bittii, bittii..

Toprak kendisini küçük bir çocuk gibi hisseder ve sonra gülmeye başlar. Leyla toprağın elini sardıktan sonra Toprak hemen biter bitmez Leylaya sarılır.

L: Toprak? Ne oldu anlatmiyacakmısın?
T: Bilmiyorum.
L: Hadi bekletme beni bence anlat.
T: Satır geldi.
L: Ne?? Ne zaman?
T: Daha demin. Bahçeye çıkar çıkmaz karşımdaydı.
L: Ne istedi?
T: Çınar ile konuşmak istedi izin vermedim tabiki.
L: Toprak satır ne kadar ciddi?
T: Bilmiyorum. Hem ciddi olsa ne olacak? Onun karşısında kos kocaman bir barutçu var.
L: En fazla ne yapabilir sence?
T: Bir bilsem. Ama yanlış kişiye saptı. Gösterecem ben ona. Bakalım bir barutçuya bulaşmak neymiş. Onu yaşadığına pişman etcem!

Toprak uzanır ve Leylada yanına yatar ve kafasını göğüsüne koyar.

L: Kalbin çok hızlı atiyor.
T: Öfkeden ve tabikide aşktan.
L: Hoşuma gitti :)

Toprak yatakta hem leylanın saçını okşar ve hem satırı düşünür.

T: (iç ses) Ne yapacakki lan? Bildiğin satır celal işte artistlik taslamaktan başka bildiği yok şerefsizin. Aileme zarar verirse..? Yok lan o kadarda yapmaz. Şerefsizin teki ama onu yapmaya cesaret edemez o.

Bu sessizliği Leyla böler.

L: Toprak sen valizini hazırladınmî?
T: Yoo, unutmuşum ben onu.
L: Tamam hadi kalk sen yap, zaten bir kaç saate çıkarız heralde.
T: Tamam Leylam.

Toprak Leylayı alnından öper ve leyla odadan çıktıktan sonra Toprak eşyalarını toplar, kafa dağıtmak için.

2 saat sonra herkes hazırdır ve yola koyulurlar. Giderken oturduklari gibi olur tekrar. Yani oturma yerleri aynı.

Arabada ses gürültü yoktur. Sadece bir vakit Pembe sultan ile Leyla yine birbirine girerler ama toprak engel olur.

Saatler sonra Barutçular kendilerini barutçu apartmanınîn önünde bulurlar. Herkes valizlerini alır ve dairesine çıkar, uzanmak için. Toprak ile Leyla odalarına girerler. Toprak kapıyı kapatır ve Leylaya sarılıp yatağa düşerler.

T: Özlemişim be :)
L: Tek hücrelim, daha bir gün bile olmadï. Hem ben hep senin yanındaydım.
T: Olsun. Ben sana demiştim seni hep özlüyorum diye. Birileri unutmuş galiba?
L: Yoo unutmadımki.
T: Hadi üstünü giyde yatalım zaten araba kullanmaktan gözlerim allak bullak oldu.
L: Ben sana kıyamam ayol.
T: Kıyma zaten hatun, dayanamam.

Leyla ile Toprak üstlerini değiştirirler ve yatağa girer girmez birbirlerini sarılïp uyurlar. Bu arada Toprak satırï unutmuştur bile, Leyla sağolsun. Hatunu ona onu unutmuştur bile.

Sabah kalkar kalkmaz Leyla ile Toprak hemen giyinip mutlu, mutlu kahvaltı masasına geçerler.

T: Evim, güzel evim :)

Kahvaltı masasında herkes olduğuna göre başliyabilirler. Masa doludur. Pembe sultan, Defne, Ezgi ve Leyla döktürmüşlerdir ve herles saldırır. Güzel bir kahvaltıdan sonra herles doyar ve çınar şirket konusunu açar.

Ç: Abi, mağlum kaç gündür yokuz ama iş bekliyo. Geliyor musun?
T: Tabiki aslanum.
L: Bugün gitmeseniz? He? Zaten yeni geldik biraz dinlenin olmazmı?
T, Ç: Olmaz.
T: Leylam şirkette işler dolmuştur, daha fazla birikmeden işleri halletmemiz lazım.
L: Ama...
T: Akşam bana doyarsın ;)

Leyla toprağın karnına vurur ve toprak elini tutup öper. Sonra doruk arkadan gelir ve Toprak ile şakalaşırlar. Toprak önce doruğu sonra leylayı öptükten sonra çınar ile evden çıkar. Arabaya binerler ve şirkete giderler. Odaya girer girmez otururlar. Çınar sessiz olur ama sonra konuşmaya başlar.

Ç: Abi?
T: Efendim çınar?
Ç: Neden bana söylemedin?
T: Neyi?
Ç: Dün satırla konuşmuşsun. (Toprağın eline bakar) Hatta bu bile onun yüzünden. Neden söylemedin?
T: Nerden öğrendin?
Ç: Babaannem dedi. Sizi konuşur iken duymuş.

Flashback;

Toprak ile satır celal kavga ederler.

T: Bırakacaksın dedim, bizden uzak duracaksın!

P: Uyy Toprağum yine sinirlendu. Bu adam ne yapiyo? Çînaruma çağırimda, evde değul.

Çînar eve gelir ve Pembe sultan olan gideni anlatır.

Ç: Nee?! Vay şerefsiz. Abim nerde??
P: Bırak sen deme çınar. Demesinu bekle.

____

T: Off babanne, off.
Ç: Abi satır benim yüzümden başımızda, bana anlatmalıydın.
T: Sonra daha çok üzül diymi?
Ç: Sen üzüleceğine, ben üzülürüm. Peki şimdi nolcak?

Bölüm sonu

Teşekkürler,

Hikayeyi başlarda öylesine yazmîştím ve öyle devam etti. Zamanla okuma sayısı hep çıktı. Wattpaddeki ilk kitabím ama 4 ay içinde 10bin kez okunmuş. Sizlere ne kadar teşekkür etsem az. Başlama sebebim zeynepsenacosgun sanada teşekkürler bir tanem😇

Saygılar,
Leytop_

Leyla & Toprak Barutçu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin