Merhabalar! Siz sitem etmeden hemen söyleyeyim erkek kardeşimi evlendirdik ve doğal olarak curcunadan bölüm yayınlamaya hiç fırsatım olmadı. Düğün yapmak ne zormuş yahu!! Canım çıktı ama yine de çok güzel bir gündü 😊😊 Sabrınız için size çok teşekkür ederim.
Bu arada geçen bölüm heyecandan bu hikayenin biran önce yayınlanmasında büyük katkısı olan bir kuzuya teşekkür etmeyi unuttum zubey90 bölüm sana canım 😘
Ve ayrıca Zübeyde arkadaşımızın katkısıyla kapağımızı hazırlayan Azizegkc arkadaşıma da teşekkürü borç bilirim♥
Bundan sonra yorum yapan ilk kişiye bölüm ithafımdır 😘
Seviliyorsunuz ♥♥
****Günümüz...
"Dondurma yemekten nefret ediyorum!"
Çam ağacının geniş gölgesi altında parmaklarımın arasından süzülen dondurmayı beyaz- mavi çizgili elbiseme akıtmadan yemeye çalışırken homurdandım. O kadar sakardım ki sabah okula gelirken bir çamur yığınına hiç de hoş olmayan bir öpücük verdikten ve kantinde bol şekerli ve köpüklü lattemi, salak bir çocuğun yüzünden, üzerime döktükten sonra iki kere kıyafet değiştirmek zorunda kalmıştım.
Sakarlığım dillere destandı!
Neyse ki artık dolabımda birkaç yedek kıyafet bulundurmayı akıl edebiliyordum, yoksa yaklaşık on kilometre yolu iki kere kat etmek zorunda kalacaktım.
"Neden ki?" diye mırıldandı Cass bir koluna yaslanıp geriye doğru kaykılırken uzun bacaklarını ileri uzatmış sağa sola sallıyordu. Önümüzden geçerken ona gözleri ışıl ışıl bakan kampus oğlanlarının farkında olup olmadığını merak ettim. Görünüşe göre değildi!
"Herkes dondurma sever!"
Ona cevap vermeden önce çocuklara ters bir bakış attım. Beni gören en sağdaki çocuk kıkırdadı ve yanındakinin omzunu dürtü, o da bir diğerini, böylece bir dizi omuz dürtme dalgası sıranın sonuna kadar ilerledi. Kaşlarımı çattım. Erkekler, şu sıralar daha bir gözüme batar olmuştu.
"İşte bu yüzden!" dedim arkasından uzaklaşan ve artık bize karşı ilgisini kaybetmiş kampus veletlerini göstererek. "Dışarıda dondurma yalayan bir kız görünce çükü düşmüş horoz gibi bir ötmedikleri kalıyor!"
Cass, artık uzaklaşmış çocukların arkasından bakıp kıkırdadı. Eğer çocuklar o sırada burada olsaydı erimiş marşmelov'a döneceklerine adım gibi emindim. Cass ciddi anlamda güzeldi. Mavi gözleri esmer teninin üzerinde ışıl ışıldı ve upuzun kuzguni siyah saçları beni çok kıskandıran dalgalar halinde beline iniyordu. Sadece fiziği bile onu gören erkeklerin çizgi filimdeki karakterler gibi gözlerinin yuvalarından fırlamasına sebep olurdu. Cass'in erkekler üzerinde böyle bir gücü vardı fakat o farkında bile değil gibiydi!
Ya da farkındaysa da ilgilenmiyordu.
"Nereden buluyorsun böyle lafları Savi?" diye sordu gülmesinin arasından.
Birden anılar bir haftadır gömmeyi zar zor başardığım yerden çıkıp kızgın atlılar gibi beynime hücum ettiler. Karşı koymaya çalışsam da her şey o kadar tazeydi ki... Başaramadım. Yüreğim mengenede sıkılmış gibi kasıldı, her aklıma geldiğinde karnımdaki boşlukta kıvrılan sinsi yılan tekrar baş gösterdi. Onun kulağıma fısıldayışı, adımı söylerken hafif buğulanan çimen yeşili gözleri, ben sinirlenince suratına saatlerce yapışık kalan çarpık, çapkın gülümsemesi...
Seni seviyorum Savi...
Düşünceleri elektrikli kalın bir duvara çarpıp yok etmek ister gibi başımı sertçe iki yana salladım. Onu düşünme dedim kendi kendime. O buna değmez. Dünyada neler oluyor. Evliler boşanıyor, insanlar açlıktan ölüyor, Tanrı aşkına! Adriana Lima bile aldatılıyor! On bir ay yirmi gün altı saatlik sevgilin seni aldatmış çok mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Gelen
FantasiaZamanından binlerce yıl ötede gözlerini açan bir savaşçı! Archer Sword zorlu bir savaşın ortasındayken kendini birden büyülü bir aynanın içinde bulur ve zamanından bin yıl ileride çok farklı bir dünyaya gözlerini açar. Genç ve güzel bir üniversite ö...