Bölüm 4

16.5K 1.6K 84
                                    

Merhabalar😊

Biliyorum bölüm araları uzun ama cidden buralarda işler karışık idare edin beni 😉

Dördüncü bölüme geldik ve kitap hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen :)

Seviliyorsunuz 😘😘😘

***

Sıçrayarak üçlü koltuğumun sert minderleri üzerinde uyandım. Afallayarak dağınık salonuma boş boş bakındım. Anlaşılan film izlerken yine geceyi koltukta geçirmiştim. Dışarıdaki kuş cıvıltıları çoktan sabah olduğunun haberini veriyordu bana. Of, umarım okula geç kalmamışımdır, çünkü profesör ona yardım ettiğimi falan umursamaz beni tüm sınıfın önünde rezil ederdi. Yapmadığı bir şey değil!

Uyuz herif!

Doğrulmak isterken boynumun ağrısıyla inleyerek kendimi yastığa geri bıraktım. Kahretsin! Şu koltukta uyuma alışkanlığımı bırakmalıydım. Dünün yorgunluğu o kadar sinmişti ki üzerime hala boyalı tuvallerin kokusu gitmiyordu burnumdan. Bir koku daha vardı üzerimde, egzotik-limon çiçeği gibi, ama ne olduğunu ayırt edecek kadar beynimin uyuşukluğunu açamadım.

El yordamıyla masanın üzerinde telefonumu aradım. Ama o kadar şanslı değildim. Elim su dolu bardağa değdi, bardak kocaman açılmış gözlerimin önünde ağır çekimde dizüstü bilgisayarıma doğru devrildi. Koltuktan fırladığım gibi bilgisayarımı kaptım, ama düşündüğüm kadar hızlı olamadım.

"Lanet olsun!" Su içinde kalan bilgisayarı hemen ters çevirip pikeye sardım. Üzerime ne zaman bir çarşaf örttüğüm hakkında hiçbir fikrim yoktu. Suyun içine sızmadığını umarak elimden geldiğince bilgisayarı kuruladım. Kapağının kapalı olması beni hiç olmadığı kadar mutlu etti. Dün sabah hazırladığım son yılsonu projesi notlarını flaşa kaydetmeyi unutmuştum. Eğer bir şey olsaydı yandığımın resmiydi!

Saatin kaç olduğunu anlamak için yavaşça kapağı kaldırdım. Ekran hemen açıldı ve ekranda bir dizi yakışıklı erkek yüzleri ve kaslı fizikleri belirdi.

Önce aklımı toparlayamadım. Bön bön resimlere bakıp kaldım. Esnedim, hapşurdum, gözlerimi açıp kapadım, kırpıştırdım... ııhh!

Hemen sonra koltuktan fırlamış burnumu dizüstünün dibine kadar sokmuştum.

GQ!

Aman Allahım, GQ!

Nasıl da unutmuştum? GQ buraya gelmişti!

Gelmiş miydi?

Kendi kendime güldüm, yok canım! GQ'nun burada ne işi var? Büyük ihtimalle rüya gördüm. Ellerim titreyerek masanın üzerinden kumandayı alıp televizyonu açtım. Dün gece izlerken uyuyakaldığım 300 Spartalı filmi kral Leonidas havaya fırlayıp Pers askerinin boynuna kılıcını saplarken donmuştu. Büyük ihtimalle uykum gelince fark etmeden filmi kayda almıştım.

Aptal kafam!

Gülmeye devam ederek telefonumu elime aldım. Şarjının bittiğini görünce şarja takıp masanın üzerinde bıraktım. Koltuktan kalktım. GQ ve üzerine izlediğim film hayal gücümü epey geliştirmişti doğrusu. En son koltuğa pis pis bakıp hafif bir tekme attım.

"Seni de değiştireceğim!" diye homurdandım "Ruh halime hiç iyi gelmiyorsun!"

"Bence koltuk gayet rahat!" diye cevap verdi arkamdan bir ses. Yüreğim ağzıma geldi ve çığlık atarak arkama döndüm.

"Ay!!!"

Tanımadığım halde resmini çizdiğim, tüm gece kim olduğunu araştırdığım Bay GQ tam karşımda sırıtarak duruyordu!

Geçmişten GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin