Bölüm 9

16.6K 1.5K 222
                                    

Merhaba arkadaşlar :)

Uzuun bir bölümle karşınızdayım ve tek istediğim yorum.

Yorum yazın lütfen düşüncelerinizi her zaman çok merak ediyorum. 

Bölümlerin nasıl ilerlediğini veya beklentilerinizi belirtin ki ben de bir gidişat belirleyebileyim.

Kocaman sevgiler ve iyi okumalar :)

***

"Bayan Tyront, neden dersin kalanını sizden dinlemiyoruz? Ressamımız hakkında kısa bir bilgi de sizden alabilir miyiz rica etsem?"

İrkilerek başımı kaldırdım. Sanat tarihi profesörü olan Bayan Sanders'a anlamayan gözlerle bakınca kadının dudaklarında anlayışlı bir gülümseme belirdi.

"Biraz dalgınsın bugün Savianna. Zor bir gece miydi?"

Derin bir nefes aldım. Bunu inkâr etmek kolay ve akıllıca olurdu fakat hem onun asistanı hem de sınıfın en ineği olarak derse katılmadığım düşünülürse faydasız bir girişim olurdu.

Dalgındım! Ama bunun her hangi bir yorgunluk emaresiyle hiç bir alakası yoktu. Tabi ki bilmediğim bir zamandan gelen dev bir yaratığın bedenimde olmasa da beynimde yarattığı ağır tahribatı saymazsak.

Hayır, taş taşımamıştım!

Sabah içtiğim 4 fincan şekersiz kahveye rağmen zihnimi bir türlü açmayı becerememiştim. Tüm gece kendinden geçmiş bir şekilde baygın yattığım düşünülürse bu oldukça saçma bir durumdu.

Üstelik bu daha ilk dersti!

"Dalgınlığım için özür dilerim Bayan Sanders." Dedim aklımı toparlamaya çalışarak "Rica etsem sorunuzu bir kez daha alabilir miyim?"

Sınıfta bir kıkırtı yükselince kaşlarımı çatıp ön sırada oturan herkes gibi dönüp arkama baktım.

Görmeyi en çok reddettiğim iki kişi arka sırada oturmuş gözlerini bana dikmişlerdi. Onları dışarıdayken yok saymakta ustalaşmıştım fakat ortak derslerde bu hiç kolay olmuyordu. Rany her zaman şansını zorlamayı seven bir tipti.

"Sanırım dün gece ki dönem başı partisi Savianna'yı çok yordu Bayan Sanders!"

Kaskatı kesildim. Dün gece onca olan şeyden sonra partiye katılmak aklımın ucundan bile geçmemişti. Tüm geceyi baygın geçirmeyi bir yana bırak Archer kesinlikle fena bir durumdaydı. Bunu sabah uyandığımda benim yatağımda yanımda onu uyurken bulunca çok iyi anlamıştım. Her tarafı yara bere içinde kalmış ve felaket yorgun görünüyordu. Öyle ki yataktan kalkıp duş aldığım, iki fincan kahveyi devirdiğim, üzerimi değiştirip evden çıktığım zaman zarfında bile adam uyanmamıştı.

Doğrusu sessiz kalmak için pek de çaba sarf etmemiştim.

Hal böyle olunca bayılmasam bile onu partiye gitmek için zorlamazdım.

Ve bu iki geri zekâlı o partiye gitmediğimi çok iyi biliyordu!

Rany, gözlerini kısıp gülümsedi. Gelecek şeyi bildiğimden dişlerimi sıktım. Neden bazen kendimi ilkokul birinci sınıftaymış gibi hissediyordum?

"Ah, pardon sen partide miydin, Savi? Ben hiç görmedim de!" bakışlarını Dex'e çevirdi. "Sen gördün mü dostum?"

Dex'e baktım. Dişlerimin kırılmadığına dua ediyordum.

"Hayır, dostum!" dedi rahat bir ifadeyle. Gözleri merakla kısılmış olsa da dudakları pişkinliğini belli edecek şekilde kıvrılmıştı. "Ne Savi'yi ne de ,o, çok meşhur sevgilisini görmedim!"

Geçmişten GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin