"İnsan bazen kırıldığı yere mezarını bırakmak istiyor."
Bölüm Şarkısı: Oğuzhan Koç - Bulutlara Esir Olduk
Hayatta en az bir kez yaşayacağımız bazı tarifsiz duygular vardır. Bunlar her zaman iyi duygular değildir ki hatta ben çoğu zaman kötü olduklarını düşünüyorum. Mesela yakının olan bir insanın ölümüne tanık olmak gibi. Mesela sevdiğin bir eşyayı kaybetmek gibi. Tüm bunlar yarısı dolu bir bardağın boş kısmını görmekle eş değer. Birde aynı bardağın dolu tarafından bakmak gerekir. Değer verdiğin insanlarla çevrelenmiş bir masada akşam yemeği yemek gibi. Kaybettiğin eşyayı bulmak gibi. Aşık olmak gibi.
Şimdiye kadar hayatımda bu saydıklarımın tamamını yaşadım. Kimi zaman kaybettim kimi zamanda kazandım. Aşık olduğumu fark ettiğim gün ise her şey birbirine karıştı. Bardağın dolu tarafını boş tarafından ayıramaz oldum. Doğru bildiklerimin yanlış olduğunu, yanlış sandığım şeylerin doğru olduğuna tanık oldum. Aşık olmak acı verici bir his ama yinede ondan vazgeçmek imkansız. Onun büyüsüne kapılmaksa an meselesi. En azından ben böyle düşünüyorum.
Sahi karşımdaki adama doğru yürürken başka türlü düşünmem imkansız görünüyor. Onun gözleri de bir an olsun üzerimden ayrılmazken adımlarımı daha da hızlandırarak çabucak yanına varmak istiyorum ve bunu başarıyorum.
"Gelmişsin."
"Bir an bile aksini düşünmedim."
Çocuklarına sarılan aileler yavaş yavaş ortamı boşaltmaya başlarken bende gözüme takılan ailemi Atay'a işaret ettim. Birlikte o tarafa doğru yürümeye başladığımızda tane tane konuştum.
"Beni hiç aramadın. Hala kızgın olduğunu düşündüm."
Kalabalığın arasına karışmadan önce beni sahiplenircesine tek elini cebinden çıkararak belime koydu.
"Ben sana hiçbir zaman kızgın değildim. Sadece kırgındım."
"Yinede geldin." dedim tekrar ısrar ederek.
Bir şeyler söylemek için ağzını açtığı sırada bizi fark eden annem koluyla babamı dürterek tüm dikkatleri üzerimize çekti.
"Canım kızım."
"Babacım." dedikten sonra sokulabilmem için açtığı kollarının arasına girdim. Ben babama sımsıkı sarılmaya devam ederken Atay da annem ile selamlaşıyordu. Annemin yüzünden okuduğum kadarıyla Atay'ın geldiğine şaşırmış gibiydi. Gözleri ikimizin arasında gidip gelirken babamdan ayrılarak omuzlarımı 'haberim yoktu' anlamında indirip kaldırdım. Atay'da çabucak babama selam verdi. Bu sırada kızlarda yanımıza ulaşırken hayatım boyunca değer verdiğim tüm insanların aynı anda yanımda olmasından dolayı kendi kendime sırıttım.
Keşke bu anı dondurabilmek mümkün olsaydı. Bir eksiktim ama kesinlikle fazlam yoktu. Şu an yanımda bulunan bu insanların tamamının hayatımda önemli bir yeri vardı. Ben kızların aileleriyle sohbete dalarken annemlerde kızları tebrik etmekle meşguldü. Mezun olmamız üzerine ortada birtakım diploma esprileri dönerken koluma giren Asya'ya bakarak gülümsedim.
"Seninki gelmiş."
"Evet." dedim aptal bir sırıtış eşliğinde. Ama bunu yeterli bulmayan Asya tekrar sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON YALAN
ChickLitNe ben ayırmıştım gözlerimi ondan. Ne de o. Şu an için aklımdan geçen tek düşünce gözlerine baktığım bu insanın bana ne yaptığıydı. Kendimi bilmesem ona aşık olmaya başladığımı düşünürdüm. Gerçi kendimi biliyordum ama bilmediğim şey aşktı. Olsam da...