23. Bölüm

4.4K 367 26
                                    


"Elini koyduğun zaman dizime, omzuma ya da belime, duruşunu değiştirirdi dünya."




Bölüm Şarkısı: Vega-Ankara  (Bu bölümün şarkısı çok beğendiğim bir şarkıdır Ankara'yı sevdiğim içinde olabilir her neyse dinleyin derim :))




Geceden kalan son eşyaları da elime takarak aracın kapılarını kilitledim. Yorgun geçen bir yolculuktan sonra akşam tek yaptığım kendimi yukarı çıkarmak olmuştu. Sabah inerek eşyaları almıştım. Asansörün gelmesini beklerken bedenimi yan duvara dayayarak ağırlığımı soğuk betona yükledim.

Henüz Ankara havasına alışamamıştım bu yüzden üzerimde fazlasıyla bir ağırlık vardı. Şehir her zamanki haliyle yine griydi. Bulutlar üzerimizdeydi ve bugün tek yapacağım şey sanırım elimde kahveyle camın yanına geçerek kara bulutları seyretmek olacaktı. Tüm günü kendime ayırmak istiyordum. 

Gelir gelmez ailemle saatlerce hasret gidermenin kötü yanı olarak birkaç saatlik uykuyla duruyordum. Babam genelde erken hem de oldukça erken uyurdu. Ama sırf benim için çok geç saatlere kadar oturmuştu. Annem zaten kapıdan girer girmez sağanak soru yağmurunda bırakmıştı beni.

Ona göre yoldan gelmiştim ve bu yüzden yorgun, uykulu, acıkmış ya da susamış olmalıydım. Ya da hepsi birden.

Hepsini inkar etsem de beni dinlemeyen annemin sonucu olarak elimde; gecenin bir vakti üzeri dolu bir masa, ben gelmeden temizlenmiş bir oda ve su dolu koca bir sürahi vardı.

Bu anneler neden böyleydi?

Elbette 'arabayı ben değil Atay kullandı bu yüzden uyudum ha bir de yol üzerinde yemek yedik annecim.' diyemediğim için de tek yaptığım ayak uydurmak olmuştu. Tek emin olduğum şey ise onları çok fazla özlemiştim. Gittiklerinden bu yana yalnız geçirdiğim her bir günü tek tek özet geçsem de atladığım birkaç nokta olmuştu. Peşime takılan adam gibi.

Ben yokken onlarda burada ki işlerini yoluna koymuşlardı. Diğer evimize yerleşen kiracıdan dolayı babamın da yüzü gülüyordu.

Pekala bilmeyenleriniz için söyleyeyim Ankara'da kiralar oldukça pahalı. Özellikle bazı semtleri için çok çok fazla para demektir bu. Anladığım kadarıyla emekli olduklarından sonra ilk kez durumumuz fazlasıyla iyiye gitmeye başlamıştı. Bu durum beni oldukça sevindirmişti.

Tüm bu düşüncelerle birlikte ne ara kendi katıma geldiğimi anlayamasam da açılan asansör kapısından hızlıca koridora attım kendimi. Kapıyı açarak içeri girdiğimde ilk yaptığım son eşyaları da kenara koymak olmuştu.

Geç yattığımız için geç uyanmıştık ve neredeyse öğlen olmuştu. Yine de nasıl olduğunu anlayamasam da babam her zaman ki saatinde uyanmış ve işleri için evden çıkmıştı. Annem de mutfakta ikimiz için yiyecek bir şeyler hazırlamaya koyulmuştu.

Bu süre içinde Atay'dan sadece gece haber almıştım. Babasının ayarlattığı evi bulduklarını, haberim olmasını söyleyen kısa bir mesajdı hepsi bu. Bende evdeyim diyerek kısaca cevaplamıştım.

Tabi ki şort ve askılının yerini de yumuşacık pamuklu pijamalarım almıştı. Annemin sesiyle birlikte ellerimi yıkayarak hazırladığı masaya ilerledim.

"Yine abartmışsın sultanım." dedim masanın üzerinde göz gezdirerek.

"Hiç de abartmadım uzun süre sonra ilk kahvaltımız." dedi oda bana bakarak.

"Hepsi bitecek ona göre."

Uzun zaman sonra bu klasik cümleyi bile özlemem yüzüm de bir tebessüm yaratırken çayları doldurmak için çaydanlığa uzandım.

SON YALANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin