Elimde ki kahveyi içerken kantine henüz girmiş olan Taehyung'a bakıyordum.
Resmen benim duygularımla oynuyordu. Belki onu öpmüştüm ama bana ertesi gün kızmak yerine böyle yapması adilikti.
Bakışlarımız bir süreliğine birleşse de o bunu kısa keserek Yoongi hyungun olduğu masaya ilerledi.
Durduk yere birbirimizi görmezlikten geliyorduk. Tamam ilk başlarda ben görmezlikten geliyordum ama bu hareketim onun işine gelmişti. Çünkü hiç yanıma gelip bana neden konuşmuyorsun diye sormamıştı.
Onun umurunda bile değildim.
Oturduğum yerden kalkıp hala sıcak olan kahvemi çöpe gönderdim. Girmem gereken bir sınav vardı. Taehyung o kadar çalıştırmıştı.
Ama yine de sınıfa gidip biraz konu tekrarı yapsam fena olmazdı. Kafam dağılırdı. En azından onu düşünmezdim.
Sınıfta arka sıralara oturup on dakika boyunca yüzeysel bir konu tekrarı yaptıktan sonra sınıf yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.
Sınav haftasında olduğumuz için genel olarak herkesin tipi kayıktı. Uykusuzluktan gözleri çökmüş ve yüzleri solgun duruyorlardı.
Şuan ki durumumu onlar gayet güzel özetliyorlardı.
Sınıfa bizden daha çok çalışan ama görüntüsünden gram bir şey kaybetmeyen Taehyung girdiğinde gözlerimi devirdim.
Ne güzel aklımdan çıkmıştı, şimdi ise kendisini gözüme soka soka beynime işlettiriyordu.
Bakışlarımı zor bela üzerinden çeksem de aklım hala ondaydı. Arka sıralara yaklaşan bedeni kalp atışlarımı gereksiz yere hızlandırıyordu.
Oyalanmak adına elimde ki not tuttuğum kağıtların kenarıyla oynamaya başlamıştım. Ama ne yazık ki ben de şans yoktu ve kağıtla nasıl oynadıysam kağıdın kenarı işaret parmağı kesmişti.
Kağıt kesiğini de hiç sevmezdim. Parmağımdan gözle görülecek bir şekilde kan akarken titrek bir nefes verdim.
Bir bu eksikti.
Parmağımda ki kanı neyle temizleyeceğimi düşünürken önüme konulan peçeteyle kafamı kaldırdım.
Taehyung tam yanımda oturuyordu. Yavaşlayan kalp atışlarım bu sefer depar atarken öylece durmuş ona baktığımı fark etmem zamanımı almıştı.
Hemen bakışlarımı üzerinden çekip önüme koyulan peçeteyi aldım ve parmağımda ki kanı temizledim. "Teşekkür ederim."
Teşekkürüme sesini çıkarmayıp elinde ki notlarına göz gezdirmeye başladı.
"Notlarına bak."
Ona bakmamdan rahatsız olmuşçasına söylenince zaten az önce göz gezdirdiğim notlarıma geri döndüm.
Sınıf ağzına kadar dolarken bir çok kişinin gòzleri bizim üzerimizdeydi. Herkes Taehyung'un sadece Yoongi hyungla takıldığını bilirdi.
Bakışlardan rahatsız olsam da sınıfa giren hocayla bir nebze de olsa kurtulmuştum. Hala bakan vardı ama büyük bir çoğunluğu hocaya odaklanmıştı.
Sınav soruları dağıtıldığında ise tamamen yok olmuştu. Elimle kalemi kavrayıp kitapçığımı açacağım vakit yan tarafımdan gelen ses yine bütün dikkatimin içine etmişti.
"Başarılar Jimin.."
Jungkook
Açlıktan ölmek üzereydim. Bu yüzden hızla kantine girmiş ve kalabalığı önemsemeden bir tost istemiştim.
Adam ağır hareketlerle istediğimi hazırlarlarken bıkkınca etrafıma bakıyordum.
Uzaklarda ki bir masa da oturan şu Yoongi denen çocuğu gördüğümde suratımı ekşittim. Bu çocuğu sevmiyordum.
Ama yine de onunla uğraşacaktım. Bana benim bulunduğum ortamlarda bulunma diyemezdi sonuçta.
Tostum hazırlanınca elime aldım ve direk onun masasına yöneldim. Elimdekini hayvan gibi ısırırken kimse umurumda değildi. Açtım ben aç.
Yoongi salağının masasına geldiğimde sandalyeyi büyük bir gürültüyle çevirip bacaklarımı açarak ters bir şekilde oturdum.
"N'aber küçük çük?"
Başını oynadığı telefondan kaldırıp dalga geçercesine güldü. "Sana benim bulunduğum yerlerden uzaklaşmanı söylemiştim."
"Ben de sana benim bulunduğum yerlerden uzaklaşmanı söylemiştim, tesadüfün böylesi."
Yüzünde ki gülümseme etkisini kaybetmek yerine daha da büyümüştü. Manyak her halde. "Bak küçük çüklü olduğunu söylerim."
"Küçük olmadığını sana uygulamalı bir şekilde anlatırdım da, neyse."
"Ha?" İlk önce dediklerini anlamazken kafama sonradan dank etmişti. Sapık lan bu. Kız erkek demeden yürüyor. "Sapık mısın lan sen?"
"Bunu tuvalette penisimi dikizleyen kişi mi söylüyor?"
Elimde ki masaya koyup sinirle ona baktım. "Ulan senin dediklerinle benim yaptığım bir mi? Üstelik acı gerçekleri kabullenemeyecek kadar salaksın!"
Benim dediklerimi umursamayarak yavaşça ayağa kalktı ve bana doğru yürüdü. Yapacaklarını pür dikkat izlerken bana doğru eğilmişti. "Senin ki büyükse ne olmuş? Ne işe yarayacak ki, ben seni siktikten sonra."
Ben dediklerine fena halde takılmışken o yüzüne yaydığı piçimsi gülüşle benden uzaklaştı ve bana göz kırpıp hiçbir şey olmamış gibi kantinden çıktı.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nemesis あ vmin ✓
FanfictionOkulda soğukluğuyla ünlü olan bir çocuk ve onu zorunlu olarak etkilemeye çalışan diğer çocuğun hikayesi. "Onu etkileyebilmen için kız kılığına girmen gerekecek dostum. Duyduğuma gòre göğüs seviyormuş." *** "Nemesis?" Kütüphane raflarının arasında g...