Bedenimi bir yorgunluk dalgası ele geçirdiğinden uykuya yenik düşmemeye çalışarak önümdeki kitaba odaklanmıştım. Fakat konuları anladığım pek söylenemezdi.
Sinirle nefesimi boşluğa bırakıp kafamı kitaplarımın üzerine koyduğumda yanımda ki sandalyelerden biri rahatsız edici bir sesle geriye doğru çekilmişti.
"Ne yapıyorsun?" Jungkook'un sesini işittiğimde istifimi bozmadan konuşmaya çalıştım. Kitap sayfaları yüzüme yapıştığından sesim boğuk çıksa da anlaşılırdı. "Görmüyor musun?"
"Off hyung seninle de konuşulmuyor."
Şuan için Jungkook ve söylediği kelimeler ilgi alanıma girmiyordu. Tek istediğim birazcık uykuydu ama bir diğer tarafımda ki sandalye de gürültülü bir şekilde çekildiğinde bana uykunun haram olduğunu bir kez daha anlamıştım."Sınavlardan nefret ediyorum." Hoseok hyungun da aramıza katılmasıyla bıkkınlıkla kafamı kaldırıp uykusuzluktan çökmüş gözlerimi ovaladım.
"Tanrım, çalışmak çok yorucu."
Bir işe girmiştim evet. Ama Taehyung'la birlikte olduktan sonra ki gün beni arayıp çağırmışlardı. Benim de her ne kadar kalçam ve belim ağrısada işe gitmek durumunda kalmıştım. Kısaca iş yerinde ki ilk günüm bok gibi geçmişti. Ayakta durmak beni hiç o kadar zorlamamıştı.
Tabii Taehyung gitmemem için baya ısrar etmişti fakat en hızlı çağîran o iş yeriydi. Bu civarda da işleri genelde bizim üniversitenin öğrencileri kaptığından iş bulmak iyice zorlaşacaktı benim için.
Ben yine kafamı masaya gömdüğümde masada oturan Hoseok hyung ve Jungkook koyu bir muhabbet içerisine girmiş, ara ara yüksek tonda kahkahalar atmaya başlamışlardı.
Tabi yorgunluktan ve uykusuzluktan ölen onlar değildi.
Bir süre daha böyle dursamda ders çalışmam gerektiğinden kafamı geri kaldırmış, uyanık kalmak için önceden aldığım ve şimdi soğuyan kahveden bir yudum daha almıştım.
"Hyung bunu duydun mu, çok komik." Jungkook kahkahalarına devam ederken anlamadığım konu hakkında bana yönelik konuşmuş, bir de üzerine bana vurarak gülmeye devam etmişti.
Neden gülen insanlar 'sen gülme pezevenk' der gibi yanındaki insanları döverlerdi ki?
Jungkook'da bunlardan biriydi işte ve eli ağır olduğundan canımı fazlasıyla acıtıyordu.
Fakat bir an da gülüşü yüzünde donarken ellerini de yavaşça masanın üzerinde birleştirmişti. Ben ona ne olduğunu anlamaya çalışır gibi baksam da çok geçmeden başımda dikilen ve Jungkook'a ters bakışlar atan Taehyung'u görünce olayı anlamıştım.
"Dersin bitmiş." Uyuşukça konuşup yorgun gözlerimle onu süzdüm. Her zaman ki gibi rahat kıyafetler tercih etmesine rağmen onda cool duruyordu. Zaten bunlara eklenen dağınık saçları ve sert bakışları da onu ayrı bir çekici gösteriyordu.
"Ne yapıyorsun?" Elinin birini omzuma koyup beni en ince ayrıntıma kadar incelemeye başladı. "Ders çalışmaya çalışıyorum ama uykum var."
"O zaman eve gidelim."
Tepemde duran Taehyung'a bakmak artık yorucu olduğundan başımı eğip bizimkilere göz attım.
Hoseok hyung filmin en heyecanlı kısmını izler gibi pür dikkat bizi izlerken Jungkook ağzının içinden anlamadığım şeyler homurdanıyordu.
Onlara gözlerimi devirip bakışlarımın hizasını yeniden tepemde dikilen Taehyung'a yönelttim. "Evde ne yapacağız, hem senin dersin yok mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nemesis あ vmin ✓
FanfictionOkulda soğukluğuyla ünlü olan bir çocuk ve onu zorunlu olarak etkilemeye çalışan diğer çocuğun hikayesi. "Onu etkileyebilmen için kız kılığına girmen gerekecek dostum. Duyduğuma gòre göğüs seviyormuş." *** "Nemesis?" Kütüphane raflarının arasında g...