Sınav kağıdımı teslim edip sınıftan çıktığımda duvara yaslanmış bana bakan bir Taehyung beklemiyordum.
Bir iki saniye duraksamış, daha sonra kendime gelerek kapıyı kapatmıştım. Onu görmezlikten gelmek istiyordum.
Ama neden ona doğru yürüyordum?
Belki Jungkook'un dediklerinden dolayıdır. 'Zaten hoşlandığını biliyor hyung, neden biraz daha üzerine gitmiyorsun?'
Bana bu cümleleri söylediği saniye reddetmiş ve gururumu ayaklar altına almayacağımı sòylemiştim.
Ama bu sefer de Hoseok hyung konuşmuştu. 'Zaten yeterince senin duygularınla oynadı Jimin, ne gururundan bahsediyorsun? Onun içten içe mutlu mu olmasını istiyorsun?'
Ve artık emindim. Hoseok hyung haklıydı. Neden duygularımla oynayıp kenara çekilmesini izleyeyim ki?
"Sınav nasıldı?"
Bodoslama konuya atlayınca yüzünde alaylı bir gülüş belirmişti. Sanki benim onunla konuşmamı bekliyormuş gibiydi.
"Her zaman ki gibi, seni sormak lazım."
"İyiydi, çalıştırman yararıma oldu. Sanırım yüksek bir not alacağım."
"Senin adına sevindim."
Samimiyetsiz bir şekilde gülümsediğimde bakışlarını üzerimden çekmiş ve yeri izlemeye başlamıştı.
Fırsattan yararlanarak ona doğru bir adım attım. "Taehyung, merak ediyorum da o gece ne oldu?"
Bakışları hala yerde olsa da beni can kulağıyla dinlediğini iyi biliyordum. "Ne olmasını isterdin?"
"Bilmem, belki de seni öpmüş olmayı isterdim. Ya da senden etkilendiğimi sana söylemek. Nasıl ama?"
"Bunları yapmadığını nereden biliyorsun?"
Bu sefer alayla gülen bendim. Her şeyi söyleyip rahatlamak istiyordum. "Ama ne yazık ki hatırlamıyorum. Tekrarlamaya ne dersin?"
Artık tamamen emindim. O gece ben Taehyung'a ondan etkilendiğimi söylemiş, bununla da yetinmeyip onu öpmüştüm.
Taehyung bakışlarını yavaşça yüzüme çıkardığında hala alayla onu izliyordum. Onun benimle oynamasına izin vermeyecek, gerekirse ben onunla oynayacaktım.
Duygularımı önemsemeden sırf onu öptüm diye birlikte olmuşuz gibi davranmıştı. O da yetmemiş duygularımı bildiği halde önümde başka bir kızla òpüşmüştü.
Benim canımın yanması onun gram umurunda değildi.
Ve ben bir anda onu bileğinden tutarak peşimden sürüklemeye başladım. Her şey tersine dönecekti. Ben ondan etkileniyorsam, o da benden etkilenecekti.
Lavaboya geldiğimizde hala bileğini elimden kurtarma çabalarına girmemiş, milletin bakışlarının ardında onu sürüklememe izin vermişti.
Yapacağım şeyi merak ediyordu büyük ihtimal.
Lavaboya girdiğimizde bir kaç kişinin burada olması işime gelmemişti. Taehyung'un bileğinde ki elim hala yerini koruyorken sinir bozucu bir şekilde karşımdakileri izlemeye başladım.
Benim bakışlarımdan rahatsız olanlar bana garip bakışlar atarak lavaboyu terk etmişti ve biz sonunda yalnız kalabilmiştik.
"Sonunda yalnız kaldık ha?"
Taehyung sesini çıkarmazken ne olur ne olmaz diye onu kapıya yasladım. Biri içeri girmeye kalkarsa bunu anlar ve kendimize çeki düzen verebilirdik.
"Madem senden etkilendiğimi biliyordun, ne diye bana acı çektiriyorsun?"
Rahat bir şekilde kollarını gövdesinde birleştirmiş, tek kaşını kaldırarak bana bakmıştı. "Erkeklerden hoşlanmıyorum, bir insanın hemcinsinden hoşlanması mide bulandırıcı. Tabi ki çevremde ki eş cinsel insanları küçümsemiyorum. Sadece bunun bana yapılması iğrenç bir durumdu."
"Seni öptüm diye bana bunları yaşatamazsın, sarhoştum hem."
"Sen de eşcinsel olmadığımı bildiğin halde çevremde dolaşıp beni öpemezsin."
Yutkunup elimi sertçe kapıya geçirdiğimde küçük bir kıkırtı bahşetmişti bana. "Madem sen benim canımı yakıyorsun, ben de seninkini yakarım."
Kaşlarını çattığında boşluğundan yararlanarak dudaklarına yapıştım. Madem o bana istemediğim şeyleri yapıyordu, ben de ona yapardım.
Gururumu şuanlık siktir edebilirdim.
Alt dudağını dişlerimin arasına aldığımda bana karşılık vermesi duraksamama neden oldu.
Bana karşılık vermesi imkânsızdı. Sabahtan beri iğrendiğini söyleyip duruyordu.
Bu sefer o benim boşluğumdan faydalanıp yerlerimizi değiştirdi ve sertçe öpmeye başladı. Şuanlık neden karşılık verdiğini düşünmek yerine ona uyum sağlamaya çalıştım.
Şuan ki durumum inandırıcı gelmiyordu. Yine de kendimi bu rüyaya kaptırmaktan başka bir şey yapamıyordum.
Arada dudaklarımızı ayırıp nefes almamıza izin verirken lavaboda bizim öpüşme seslerimiz yankılanıyordu.
Bir eli belimde ki yerini alırken diğer elini aletimin üzerine atınca dudaklarının arasına inlemiştim.
Ne yapmaya çalışıyordu bu?
Geriye çekilmeye çalıştığımda daha fazla yüklenmiş ve kafamı kapıya çarpmama neden olmuştu.
Ama o bunu umursamadan eliyle pantolonumun üzerinden aletimi kavramış ve sıktırmıştı.
Canımı yakıyordu. Bu sefer de acı dolu inlememi ona bahşetmiştim.
Sonunda bunu fark ederek elini hafifletmiş ve yavaş bir ritimde okşamaya başlamıştı. Ve aletim tüm bu zevke gelemeyerek pantolonumu zorluyordu.
Taehyung benden ayrılıp sırıttığında kaşlarımı çattım. Şişmiş dudakları onu ne kadar seksi gösterse de konumuz bu değildi. Konumuz onun şuan iğrentiyle dudaklarını silmesiydi.
"Bir erkekten bu kadar etkilenmen ne kadar da komik."
Ve ben, benimle yine dalga geçtiğini yeniden anlıyordum.
"Sanki bana haddimi bildirecekmiş gibi buraya getirmen de çok komik." Gözleriyle pantolonumu zorlayan aletimi gösterdi. "Benden bu kadar etkileniyorken bana nasıl haddimi bildireceksin ki?"
Ben bana karşılık vermesini sorgulamazken o, tüm bu öpüşmemizde sadece benimle alay etmeyi düşünmüştü.
Beni kolumdan çekiştirip kenara çektikten sonra kapıyı açtı. "Sana sağ elinle iyi seanslar dilerim Jimin."
Ve kapıyı kapattığında zorla tuttuğum göz yaşlarım yanaklarımdan sessizce süzülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nemesis あ vmin ✓
FanfictionOkulda soğukluğuyla ünlü olan bir çocuk ve onu zorunlu olarak etkilemeye çalışan diğer çocuğun hikayesi. "Onu etkileyebilmen için kız kılığına girmen gerekecek dostum. Duyduğuma gòre göğüs seviyormuş." *** "Nemesis?" Kütüphane raflarının arasında g...