17•Bölüm

10.6K 1K 450
                                    

Söylediği her bir cümle, kelime, harf...

Hepsi sadece canımı yakmak içindi, her ne kadar inkar etmeye çalışsam da onun için atan lanet kalbimi tuzla buz etmekti.

Ama artık alayına öyle alışmıştım ki kalbim kırılmıyordu, canım yanmıyordu. Öylesine alıştırmıştı ki beni hissizleşmiştim tüm cümlelerine.

O beni bu şekilde kırmaya çalışırken beynimin bana verdiği ağrıya rağmen ona yumruk atmam kırmıştı kalbimi. Her şeyi unutmuştum o saliseler. Ne baş ağrısı, ne de diğer ağrılar..

Sadece o mükemmel, bakmaya kıyamadığım yüzüne yumruk atmıştım. Sol dudağının kenarından gelen kırmızı damlacık kalbimin kasılmasına neden olmuştu.

Ben ki ona aşıkken ona zarar vermiş, onun bana söylediklerinden daha çok kalbimi kırmıştım.

Park Jimin acıya o kadar alışmıştı ki, kendi kendine acı çektiriyordu. Ve sanırım sonunda mutluluğa kavuşacaktı.

Her ne kadar hayatında bir Kim Taehyung olmasada..

"Beni rahat bırak, Kim Taehyung." Her şey, her ağrım gitmişti bir an. Sinirim öyle büyüktü ki, her şeyi unutmuştum. Ona sinirliydim, karşıma çıkıp benimle bu denli oynadığı için.

Ama kendime daha da sinirliydim, karşıma çıkıp bu denli oynamasına izin verdiğim için. İzin vermeseydim dudağının sol kenarından gelen sızıntı olmayacaktı. "Aksi takdir de canın yanar."

Karşımda ki beden kaskatı kesilmiş bir şekilde bana bakıyordu. Nefret ettim kendimden, onu bu hale soktuğum için. Herkesin içinde yapmayı ben de istemezdim fakat durması gerekiyordu.

Ve Kim Taehyung sonunda bir mimik bahşetmişti bana. Sinirli de olsa mutluydum, öylece bakmasından daha iyiydi.

O biçimli kaşlarını çatarken ben de bedenimi yeniden esir alan hastalığımla baş etmeye çalışıyordum. Hava değişikliği bana iyi gelmiyordu.

"Ben sadece.." Söylemek istediği bir şeyler vardı. Kalbimi yerle bir etmeyecek şeyler gibi. Bakışları oldukça masumdu ve yanlış bir şey yapacağından korkar gibiydi.

Hissetmiştim. Aslında görmüştüm, gözlerinin derinliğinden.

"Sen sadece?"

Serttim, öyle olmalıydım. Tek tesellim onun canının yanmadığını bilmemdi. Ne söylersem söyleyeyim keyif alacaktı. Yine olan bana olacaktı.

"Yardım etmek istedim, kötü görünüyordun."

"Yardım etmeden önce insanlarla dalga geçmek hobin mi?" Ona doğru bir adım attığımda ince dudakları minik bir açıyla aralanmıştı. Bakışlarım dudaklarına kaydı, öpmek istedim. Ama yapamadım. "Bana yardım etmek istiyorsan karşıma çıkma. Bana bir tek böyle yardım edebilirsin."

Ve uzun bir süre sonra ilk defa güldü, alayla. "Sana yardım etmek istiyorsam karşına çıkmalıyım."

Yutkundum. Sınıfta olan kişilerin gözleri bizim üzerimizdeydi ve her şeyi bütün çıplaklığıyla duyuyorlardı. Korktum, Taehyung'un söyleyeceklerinden. Çünkü bana daha da yaklaşması ve yüzünün ciddi bir hal alması beni korkutmuştu.

Sağ elini kalbimin üzerine koydu. "Çünkü burası benim için atıyor."

Korktuğum başıma gelmiş ve o konuşmuştu. Beni iyi tanıyordu, fakat bu sefer geri çekilmeyecektim. Tüm herkes eşcinsel olduğumu öğrense bile..

Aynı şekilde onu taklit ettim ve elimi benimkinin aksine yavaş bir ritimde atan kalbinin üzerine getirdim. "Keşke burası da benim için atsaydı."

nemesis あ vmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin