44•Final

11.2K 861 691
                                    

Final bölümünün hatrına şöyle herkesten birer yorum bekliyorum..

Keyifli okumalar.

Baygın bakışlarım henüz gece yarısını geçen saatte olsa da aklım Taehyung'daydı. Eun Ji'nin buraya gelmesinin üzerinden üç veya dört gün geçmişti ve bugün garip bir şekilde Taehyung'a ulaşamıyordum. Sabah her zaman ki gibi birlikte okula gitmiştik.  Fakat ben işe gitmek için yanından ayrıldığım zamandan beri onu görmüyordum. Eve geldiğimde beni hep o karşılardı. 

İçimi kemiren endişe ve merak duygusu beni kötü etkiliyordu. En azından bana bir telefon açabilirdi, ama Taehyung bunu bile bana çok görerek ortalardan kaybolmuştu. Sinirle ayağa kalkıp evi turlamaya başladığımda böyle oturup beklemek yerine bir şeyler yapmayı düşünmüştüm. Onu tanıyan bir ben bir de Yoongi hyung vardı. Ama ne yazık ki telefon numarası ben de yoktu. 

Sıkıntılı nefeslerim ardı ardını kesmiyor, ellerim bilinçsizce saçlarımın arasından geçiyordu. Sonra sessizliği yaran zil sesiyle duraksamıştım. Saat gece yarısını geçmişti. Normalde Taehyung asla zile basmazdı ama bu saatte de ondan başkası gelmezdi sanırsam.

Hızlı adımlarla kapıya ulaşıp sertçe kapıyı açtığımda Taehyung'un ayakta zor duran bedeniyle karşılaşmıştım. Sarhoş olduğunu anlamam saniyelerimi alsa da rahat bir nefesi dudaklarımın arasından bırakmaktan da geri durmamıştım.

"Neredeydin?" Diye sordum beni ittirerek eve girmeye çalışan Taehyung'a karşı. Ama ne bir cevap ne de bir tepki alamamıştım. Onun yerine biraz daha itilerek kenara çekilmiştim.

Ayakkabılarını çıkarıp salona ilerlemeye başladı sarsak adımlarla. Sinirim yavaş yavaş yeniden gün yüzüne çıkıyordu ve bunu da kapıyı evi büyük bir gürültüyle inletecek bir sertlikle kapatıp ardından salona girmiştim.

O ise çoktan koltuklardan birine yerleşmiş, başını geriye yaslayarak gözlerini kapatmıştı.

"Neredeydin?" Sorumu tekrarladım ve tepki alabilmek umuduyla ekledim. "Seni ne kadar merak ettiğim hakkında bir fikrin var mı?"

Yoktu, tek bir tepki dahi yoktu. Cevap alabilmek için ne yapmam gerekiyordu, bilmiyordum. Delirecekmiş gibi hissetmiştim onun yokluğunda. Fakat gelmesi de pek bir fayda etmemişti. Sadece iyi olması içimde ki endişe duygularını süpürmüştü. Ama tepkisizliği sinirimi körüklemeye devam ediyordu.

"Neredeydin diye sordum?" Bağırmıştım. Sinirimin bu denli büyük olduğunu ise ses tonumun evi inletmesiyle anlayabilmiştim. Fakat pişman değildim, aksine Taehyung'dan bir tepki kazanabilmiştim bu hareketimle.

"Sessiz ol." Demişti, göz kapaklarını aralamadan önce. "Başım ağrıyor."

"Siktirtme başını, soruma cevap ver." Sinirimin boyutunu bilmiyordu ve umursamaz tavırlarına devam ederse hiç çekinmeden canını yakacaktım. Sadece sabrediyordum.

Ama o sabrımı sınamak istercesine baygın bakışlarını üzerime dikmiş, sessizliğini korumuştu. Derin bir nefes verip bir hışımla yanına yürümeye başladığımda gòrdüğüm şeylerle duraksadım.

Şaşkın bakışlarımla yüzünün her bir ayrıntısını izleyip ondan arta kalan yere oturdum ve ona dönüp ellerimle nazikçe yüzünü kavradım.

Sinirliydim, evet.

Ama bu sinirim onun yüzünde ki yaraları görünce uçup gitmişti. Canının yandığını görmek canımı yakmıştı.

"Kim yaptı bunu?" Parmağım kaşının kenarından gelen sızıntının etrafında dolaşırken konuştum, dudaklarımı gözünün altında belirginleşen ve yarın moraracağı belli olan kızarıklığa bastırdım. "Taehyung konuşsana."

nemesis あ vmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin