1
1
Orman görevlilerinin ya da avcıların terk ettiği bir kulübeye benziyordu, içeri girdim. Burayı adam edebilirdim. Yağmur başladı birden. Bir kısmı yanmıştı harabenin. Boş bir teneke buldum, en yağmur almayan yere geçtim, oturdum tenekeye ve ormana tıslayan yağmurun akışına kaptırdım kendini acayip bir huzurla, bembeyaz bir kurtuluş duygusuyla.
Bir el dürtü sırtımı, düşten uyandım: "uyan, git başka yerde yat." Polisti. Her yer polis kaynıyordu, benim kafa az önce ormanda geçen düşte asılı kalmıştı.
Gerisini görebilseydim. Düşlerimde hep o ormanı görürdüm.
Sanırım bu yoldan önemli biri geçecekti, polis de bu yüzden önlem olarak beni bankın üstünden kaldırmıştı. Uzaklaştım oradan.
Dün geceyi birçok gece gibi aç geçirmiştim. Nereye gitsem ya kapılmış, ya müsait değil, ya çok gürültülü, ya çok ıslaktı ya da ben rahat edememiştim. Dolanmaktan mahvolmuş, sonunda bu banka mecbur kalmıştım. Daha dolanamazdım. Ayaklarım tükenmişti.
Yağmur başladı, bankı terk ederken üstüme serdiğim naylonu atmamıştım. İnsanlar şemsiyelerini açmış aceleyle ilerliyordu işlerine, okullarına, bir yerlere. Bir bankanın önünden geçerken durdum. Canım buğuluydu açlıktan, banka camı buğuluydu. Sanki biri bana "gel gel" işareti yapmıştı. Bir kuru ekmeğe razı gelirdim. Kim bilir, para veren çıkardı, sefil vaziyetime acıyıp. Ellerimi cama dayadım yüzümle, içeri bakıyordum. Az sonra arkadan biri dürttü, dönüp baktım, bankanın güvenlik görevlisiydi. "Cama yaklaşma!" dedi, içimde şaka yollu bir küfür canlanmaya başlamıştı ki, bana poğaça uzattı, "aç mısın?" aldım çalar gibi.
"Başka yok mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZLIKTAN KAÇIK(BASILACAK)
RomanceAhmet Ayşe'yi görür görmez tatlı ve muhteşem sinyaller almış, sarsılmış, bunu belli etmemişti. Amerika'dan gelen o büyülü etki sonra hep aklına gelip kartal gibi süzülmüştü kalbinin derinliklerinden kafasına doğru gömgök biçimde... sıkıntılı geceler...