12
Ahmet ve Neslihan artık burada sığıntı gibi hissetmiyorlardı kendilerini. Gülüp akıyorlardı işte su gibi. Bu sırada Özlem, Ayşe ve Cemil yanaştı. El sıkıştılar. Az sonra Özlem ona seslenenlerin yanına gitti ve kısa süre sonra döndü. Ses olsun diye Neslihan bahçenin çok güzel olduğundan... işte aklına uygun ne gelirse söz ediyordu. Ahmet usulca gözlerini çevirip Cemil'e baktı. Ondan hiç hoşlanmamıştı; ama sarı iyi çocuktu aslında. Samimi bir hava veriyordu bakışları ve Neslihan'ın sözlerine sözlerini eklerken... kibardı da. Ahmet bu kibar küpelinin hakkını yememesi gerektiğini anlamış, ona daha güzel davranmaya çalışıyordu. Ona birkaç soru sordu. Cemil'in babasının inşaat şirketi ve 3 restoranı vardı. Cemil, zengin ve şımarık bir züppe gibi davranmıyordu, gariban insanlar gibi doğaldı. Kendinden söz ederken sahip olduklarıyla büyülenmiyor ve karşı tarafa çok değer verdiğini hissettiriyor, paranın mutluluk değil; dertten ve beladan başka bir şey getirmediğine inandığını söylüyor, erdemli sözler söylüyordu. Özlem Neslihan'ı birileriyle tanıştırmak için alıp götürdü. Cemil ise Ahmet'i arka tarafa götürdü. Cemil'in dostu Mustafa elindeki viski şişesinden gelenlere verdi. Ahmet almadı. Yeni gelenlerden biri Cemil'e ters baktın deyip kabadayılık yaparak çatmaya girişti. Mustafa dostu Hasan'ı sakinleştirmek isterken Ahmet de olayı yatıştırmak istedi. Bu kez Hasan Ahmet'e adamakıllı çatmaya, ters ters konuşmaya başladı. Hasan iri yarı ve uzundu. Orada onun gibi bir babayiğit fizikli kimse yoktu: "Erkeksen gel çıkalım dışarda görüşelim!" diye pis pis kabardı.
"Sakin ol birader."
"Karı gibi korkaksın lan!"
"Haddini aşma arkadaşım! Çok rica ediyorum."
"Tamam be, gel suratıma bir yumruk çak!" dedi, suratını gösterdi, tam şuraya.
Sonra ben sana patlatacağım, var mısın?"
"Ama bir daha yerden kalkamazsın."
"Sen işin orasını bana bırak."Güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZLIKTAN KAÇIK(BASILACAK)
RomanceAhmet Ayşe'yi görür görmez tatlı ve muhteşem sinyaller almış, sarsılmış, bunu belli etmemişti. Amerika'dan gelen o büyülü etki sonra hep aklına gelip kartal gibi süzülmüştü kalbinin derinliklerinden kafasına doğru gömgök biçimde... sıkıntılı geceler...