6
O bana vurdukça vururdu, ben ise epey dayak yedikten sonra hırslanmaya başlardım, canım çok yanınca, işte o zaman inanılmaz bir güç gelirdi bana, işte o zaman ben ona üstünlük sağlayamasam da direnirdim, seni hiç fark etmediğin, fark etmeyeceğin bir an emin ol delik deşik edeceğim derdim, gülerdim. Şaşırıp dururdu. Bu palavrayı sıktığımda korkusunu gözlerinde okurdum, beni bırakırdı. Sonra yine bir nedenle dayak faslı başlardı. Ben de direnmeye geçerdim, düşünürdüm, buna ne yapsam güzel olurdu, böyle böyle cesareti öğrenmiştim. Önce karşındaki ne kadar cüsseli olursa olsun, değerini sıfır bileceksin. Kendini kuş gibi, fırıldak gibi hissedeceksin, onu yenmenin yolu buydu, hız, o beş yumruk atıyorsa sen en can alıcı noktaya tek yumruk atıp işini biteceksin. Bir keresinde bana vururken bacak arasına tekme vurmak aklıma gelmişti, sonra bunu defalarca yaptım ve dayağından kurtuldum, bacak arasını kollamayı unuturdu, ben unutmazdım, ben duvarlara maymun gibi tırmanıp atlardım üstlerinden, o öküz gibi kalıp arkamdan küfrederdi. Ben onun kulağını bir yerini ısırmasını, çimdik atmasını bilirdim; o kaba yumruktan başka bir halt bilmezdi, kafası çalışmazdı ki, tabi ben bütün bunları ondan dayak yiye yiye geliştirmiştim. O da bana hükmedemeyeceğini, bana istediklerini yaptıramayacağını anlayınca yakamı bırakmıştı. Eğer arkam ona dönükken de bana kötü bişiy yaparsa, bu sokaklarda sonu olacağını çok iyi bilirdi; çünkü bu sokaklarda beni seven çok dost edinmiştim.
Tahsin'den yine dayak yediğim bir gündü, sigara içiyordu ve bitmişti sigarası, ben de içerdim ama sigaram bitince delirmez, yanımdakilere "gidin bana birilerinden sigara çalıp getirin demezdim," Tahsin, ona sigara getirmezsem bana çok kötü şeyler yapacağından söz ediyordu. Beni öldürecekti. O zamanlar onunla yeni arkadaştık ve beni iyi kötü kollayan tek oydu, çevrem yoktu sokaklarda, diğer çocukları tanımıyordum, eğer Tahsin beni işaret edip, "şunu bir güzel pataklayın, öldürene kadar dövün" dese, beni ölmekten beter yaparlardı. Çünkü buralarda bu çocukların lideri Tahsin'di. Onun sözüne itaat edilir, herkes ele geçirdiği ganimetin bir parçasını ona verirdi. 15 çocuktuk eski bir evde.
Aralarında en yeni bendim ve onların arasında kalabilmem, bana yiyecek vermeleri için bir tür cesaret testi olarak, sigara çalmam isteniyordu, çalmadım, birilerinden dal dal dilenip istedim, bir paket kadar getirdim.
Beğenmedi, "ben paket istedim" dedi. Çiğnedi saatlerce toplamak için uğraştığım sigaraları.
Beni dövmeye başladı. Kaçtım. Berbat sıcak bir gündü. Tarihi ahşap bir evin uzun otlarla kaplı bahçesinde yakaladı beni, beni yakamdan tutup diğerlerini çağırdı. Bekledik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZLIKTAN KAÇIK(BASILACAK)
RomanceAhmet Ayşe'yi görür görmez tatlı ve muhteşem sinyaller almış, sarsılmış, bunu belli etmemişti. Amerika'dan gelen o büyülü etki sonra hep aklına gelip kartal gibi süzülmüştü kalbinin derinliklerinden kafasına doğru gömgök biçimde... sıkıntılı geceler...