18
Karnım acıkmıştı ve ben çadırımı kurmuştum.
Küçük tüpte yumurta pişirip yedim. Aşçı bana ekmeği nasıl mayalayıp tavada zeytinyağında pişirmem gerektiğini anlatmıştı. Yiyecekler bana bir ay yeterdi. Acayip mutluydum.
Sonra çadırdan çıktım, çadır önünde ateş yaktım odun toplayıp.
Ertesi gündü. Ormanın aşağısında bir adamın bağırdığını duydum. Sabahın sekizi dokuzu olmalıydı. Saatim yoktu ama güneşin ışıklarına göre bir tahmin yürütmeyi aşağı yukarı başarırdım. Sessizce aşağı ilerledim. Irmağın kenarına geldim. Ağaçların arasında bir kadını gördüm, ağzı bantlanmıştı, elleri arkadan ağaca bağlanmıştı. Siyah takım elbiseli, gömleğinin yakaları açık, pisliğin teki elindeki odunla kadına vurur gibi yapıp bişiyler söylüyordu. Ceketi açılınca belindeki tabancayı gördüm. Adam kadına bağırıp küfürler ettikten sonra ilerledi, aracına geçti, koltuğuna kurup telefonda biriyle konuşmaya başladı. 15-20 metre bir mesafe vardı. Arkası dönüktü, belki kadını kurtarabilirdim, bu vaziyette onu bırakamazdım, yardım çağıramazdım da, yardım gelene kadar onu öldürebilirdi, hemen bişiy yapmam lazımdı. Cesaretimi topladım, adam telefonda lafa dalmıştı. Sessizce kadının ellerini çözdüm, ağzını açtı. "Gel benle" dedim. Çadırıma getirdim onu.
"Çok param var... çok...hayatımı kurtardın!" diyordu panikle, göz yaşlarıyla, "beni öldürecekti!"
"Paraya gerek yok, geçti, rahatlayın" dedim.
Kadın bankacıydı. Zengin bir adamla evlenmişti ve boşanınca da yüklü bir tazminat almıştı. O sırada bankaya gelen bir müşterisiyle yakınlaşmıştı, işte o adam ona işkence edendi. Bankadaki bütün parasını çekip ona getirmesini istiyor, bu olmazsa onu yakalayıp buraya getirip ölene kadar işkence yapmaktan söz ediyordu.
"Gidelim buradan, burayı bulur."
"Çok yukarda, nasıl bulsun ki? Rahatla dedim, "aç mısın?"
Kadına yiyecek bişiyler verdim.
Kadına hayat hikâyemi anlattım, sakinleşip sorunca.
"Ben sana yardımcı olurum" dedi, "Bankaya gidelim hemen, para çekerim."
"Gerek yok, rahat ol."
Ertesi günün sabahı, bir sesle uyandım. Adamın biri vardı çadırın önünde.
"Çık dışarı!" dedi.
Çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZLIKTAN KAÇIK(BASILACAK)
RomanceAhmet Ayşe'yi görür görmez tatlı ve muhteşem sinyaller almış, sarsılmış, bunu belli etmemişti. Amerika'dan gelen o büyülü etki sonra hep aklına gelip kartal gibi süzülmüştü kalbinin derinliklerinden kafasına doğru gömgök biçimde... sıkıntılı geceler...