Bölüm 34

31 39 0
                                    


13

Tahsin'i gördüm. Ateşin yansımasıyla bir yanı gölgeli oradaydı işte.

Ona yaklaştıkça bir balık kokusu geldi burnuma.

Karanlıktan birden çıkıp ateş aydınlığına aniden öfkeyle dalıp diz çökünce; Tahsin korktu, ödü patlamıştı.

"Sen miydin?'"

...

Hamsi ızgara yapıyordu.

"Aç mısın?"

Başımı salladım.

Tahsin bişiyler anlatıyordu. Güzel bir gelecekten söz ediyordu. Bu benim tanıdığım Tahsin değildi. O ara o lafa, kızartma işine daldığında sessizce kalktım çevreyi kolaçan ettim ama kızdan iz yoktu. Vagona girdim. Kız orada uyuyordu.

Arkamdan gelmiş, elinde küçük bir balta vardı: "Çekil oradan onu rahatsız etme!" diye bağırdı.

Dışarı çıktım.

Kızı buradan götürmenin bir yolunu bulmalıydım.

"Neden geldiğini biliyorum boşuna uğraşma!"

"Ne yazık ki uğraşacağım."

"İstesem buraya 15 arkadaşımla gelirdim. Ellerinde odunlar olurdu, seni bir güzel döverlerdi."

"Doğru. Ama bak onu seviyorum, evleneceğiz ve artık sokaklarda olmayacağız."

"Sevmek mi, sen ne anlarsın sevmekten? Onu çıkarların için kullanıp mahvedeceksin."

Biz gergin ama sakin sakin tartışırken Elif uyanmış, yanımıza gelmişti.

Bir esire hiç benzemiyordu. Elinde kırmızı güller vardı, onları ara ara kokluyordu.

"Sen bunun kim olduğunu biliyor musun, Elif?"

"İyi biri o."

Güldüm.

Elif, bıçağı çıkardı arkasından, "bana bunu verdi kendimi korumam için."

"Bunların hepsi seni kandırmak için. Aldanıyorsun."

Tahsin hamsileri pişirmişti.

Bana da yarım ekmek arasına koydu verdi.

Gerek yok dedim,

"Hamsiyi, ekmeği Elif bulup getirdi."

Aldım.

"Senin yaptığın yenmez ya, açım, alayım."

Güldü.

Tahsin, güzel hayaller anlatıp durdu. Elif ona inanmıştı ve yapabileceğim hiçbir şey yoktu.

YALNIZLIKTAN KAÇIK(BASILACAK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin