12
O gün insanlığa dair ne kadar umut varsa içimde, hepsi öldü gitti.
Şimdi, burada, zavallı Ali'yleydim. Bu gecenin sokaklarında dehşet bişiye, ölümcül bişiye bulaşmadan son vermeliydim bu hayata ve yepyeni bir başlangıç yapmalıydım ama nasıl, onu bilsem yolun yarısı alırdım ama bilmiyordum. Bu sokaklardan nasıl kurtulurdum? Aklıma hiçbir uygun yanıt düşmüyordu. En yakın olanca doğa içinde, bir ormanda yaşam sürmek ama bunu da param olmadan yapamazdım ki? Ya bir işe girip para biriktirecektim, ormanda bir yer inşa edecektim ama bu üstesinden gelebileceğim bişiy değildi. Çadır kursam, yok, böyle olmazdı, donar giderdim oralarda. Ben macera değil, gerçek bir güzel yaşam arıyordum. Donmasam bile devlet, orman koruyucuları beni oradan atardı. Onca masraf, emek de boşa giderdi.
Ali dedi ki o an:"Tahsin yeni bir çocuk buldu."
Umursamadım.
"Elif diye bir kız, öyle güzel ki."
İçime bir kurşun saplandı o an. İçim zangırdadı. Ruhum isyan etti. Bir yumruğumu sıktım.
"Elif mi dedin?"
"Evet."
"Nerde Tahsin?"
"Bilmiyorum."
O gece ve ertesi gün Tahsin'i arayıp durdum. Gece olmuştu, yorgun ve sinirliydim. Tahsin'in eskiden kullandığı bütün mekanları tek tek gezmiştim. Çocuklara sormuştum, hiçbir yerde yoktu. Deniz kenarına indim, şarapçı amcalar şarap içiyordu. Onlardan biri, Nedim amca ise kayalıkların orada midye çıkarıyordu. Midyeleri kimi lokantalara satardı. Midye dolma yapılması için. Yardım istedi, ben girdim denize, o kenarda şarap ve sigara içmeye başladı. Tahsin'den, Elif'ten söz etmeye başladı. Tahsin birkaç saat önce ona yardım etmiş, o sırada geride bekleyen Elif'e 2 şarapçı sarkıp tecavüze kalkınca Tahsin işi bırakıp fırlamış. Ürken ağlayan Elif'i sakinleştirmiş, küfürler savurmuş, basıp gitmiş.
"Nerde Tahsin? Dedim, denizden çıktım, "hemen yerini söyle, pis moruk?"
Gözlerime baktı.
"İşi bitir, ancak söylerim. Ama benim söylediğimi asla söylemeyeceksin, moruk?"
"Peki" dedim.
Birkaç saat sonra yola düştüm.
Gecenin üçünde eski tren istasyonuna geldim.
Arızalı, hurda vagonların birinin önünde ateş vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZLIKTAN KAÇIK(BASILACAK)
RomanceAhmet Ayşe'yi görür görmez tatlı ve muhteşem sinyaller almış, sarsılmış, bunu belli etmemişti. Amerika'dan gelen o büyülü etki sonra hep aklına gelip kartal gibi süzülmüştü kalbinin derinliklerinden kafasına doğru gömgök biçimde... sıkıntılı geceler...