"Benden gerçekten kaçabileceğinimi sanıyordun avukat hanım"
Üzerime eğilmesiyle ufak bir şok geçirdim ben hala ne oldugunu anlayamadan dudaklarımız birleşti. Sıcak dudakları beni benden alırken hiç birşey yapamadım. Daha fazla dayanamadan karşılığını vermeye başladım. Üzerime ağırlığını daha fazla vererek öpüşmemizi derinleştirdi. Ufak bir yaramazlık yapıp bana yaptığının rövanşını uyguladım ve dudağini ısırdım. Hafif şaşkın ve kararmış gözlerle gözlerimin derinliklerine baktı. O kararmış gözler yanlış yaptığımın habercisi oldu. Ellerimi kafamın ustunde bağlayıp dudaklarıma sert öpücükler vermeye başladı. Boynuma doğru yavaş yavaş indi. Elleri kalçalarıma doğru indiğinde korksamda birşey yapamadım. Kapının aniden açılmasıyla korkak bakışlarla kapıya baktım.
"Siz naptığınızı sanıyorsunuz burda" baranı üstümden itmemle kendimi toparlayıp yataktan kalktım. Heja ateş saçan gözlerle bize bakıyordu. Baran gayet rahat bir sesle konuştu.
"Asıl senin ne işin var bu odada heja ne zamandan beri bana hesap soruyorsun ?" Sesindeki sakinlik bile benim ürkmeme neden oldu.
"Ben senin karınım hesap sormaya hakkım var ağam" yüksek çıkan sesi odada yankılandı.
"O sesinin ayarını düşür heja seni ne zaman karım olarak kabul ettim ben." İkisininde yüksek çıkan sesi konağı üstümüze toplamaması için dua etmekten başka şansım yok. Hejanın sert bakışları beni bulunca ister istemez bir adım geri gitmek zorunda kaldım.
"Seni orospu demek ağamı bu şekilde ayarttın." Üzerime doğru yürümesi ile bir tepki veremedim. Kollarımı sarsmasıyla şoktan çıkıp kurtulmaya çalıştım.
"Bırak beni ne ayartmasından bahsediyorsun sen " baranın yardımıyla kollarından kurtulmayı başardım. Baran sinirle hejanın kollarını tutup sinirle soludu.
"Çabuk çık dışarı elimden bir kaza çıkmadan hemen defol bu odadan." Deyip tüm kuvvetle itti. Heja dengesini sağlayamayıp yere düştükten sonra ağlamaklı bir sesle baran ağaya konuştu.
"Ben sana ne yaptım ağam neden beni yok sayarsın" bu hali benimde üzülmeme neden olsada birşey yapamadım diyemedim duvara sinip sessizce olanları izlemekten başka. Ahh ben ne yaptım neden izin verdim o kadar ileri gitmesine sevdiğim adamı ben oyle görsem kafayı yerdim sanırım. Haklı herşeyi soylemekte yapmakta haklı.
"Ne bu gürültü baran nolur burda" şivan ağanın sert sesi ile olacaklardan korkmaya başladım. Eğer heja soylerse gördüklerini gerçekten ayartığımı düşünecekler.
"Bir şey yoktur baba ben hallediyorum, heja hemen odana çık" sert çıkan sesi hejanın ayaklanmasını sağladı. Bakışlarını bana çevirip beni öldürebilecek cümleleri kurdu.
"Ben sana diyim ağam. Bu küçük şırfıntı ağamı evlenmeden ayartı....." hejanın cümlesini yarım kalmasının sebebi baranın yüzüne attığı sert tokat oldu.
"Sana hemen odana git dedim heja" yanağını tutarak buğulanmış gözlerle odayı terk etmek zorunda kaldı. Bense utançtan başım eğik şivan ağanın diyeceklerini bekledim.
"Baran ağa hemen odama gel bu rezaleti açıkla bana" deyip kapıyı çarparak çıktı. Gözlerim artık bu kadar lafa dayanamayıp yağmur damlaları gibi akmaya başladı.
"Şışşştt ağlama güzelim ben halledecem. Şöyle düşün evlenmeden önce ufak bir hazırlık oldu bizim için" alaycı sesi sinirden gülmeme neden olsada içimdeki öfke ağır basıyordu.
"Şu durumda bile dalga geçebiliyorsun ya ağam ne diyim rezil olduk farkında değilmisin." Tatlı gülümsemesiyle başını hayır anlamında sallayıp anlımın orta yerinden öptü.