Güne gözlerimi ağrıtan güneş ışınları ile açtım. Yatak da gerinerek kendime gelmeye çalışırken yüzüme bir tebessüm yerleşti. Dün yaşadıklarım o kadar mükemmeldi ki unutmam mümkün gibi değil. Onun yanında kendimi mükemmel biriymişim gibi hissediyorum. Sanki dünyadaki tek kadın benmişim gibi hissettiriyor. Birde şu okul mevzusunda anlaşsak bal dök yala resmen neyse bizimde sınavımız bu demekki bugun kimse beni mutsuz edemez. Hemen kalkıp banyoya girdim önce ihtiyaçlarımı giderip ardından kısa bir duş aldım. Vicudumu havluya sarıp odaya tekrar döndüm. Dolaptan kıyafetlerimi çıkarıp yatağın üstüne bıraktım. Saç kurutma makinesini elime alıp önce saçlarımı kuruttum. İşimi bitirdikten sonra hemen üstümü değiştirmek için kıyafetlerimi elime almıştım ki kapının aniden açılmasıyla kıyafetlerimi önüme siper ettim.
"Baran ağa sizin konakta kapı çalma adeti yok mu çık lütfen hemen." Sinirle solumamı pek umursamadan arsızca bedenimi süzdü. Rahatsız bir şekilde yerimde kıpırdanıp tekrar konuştum.
"Kime diyorum ağam yine biri görecek bu sefer valla utançtan ölürüm gidin lütfen." Yavaşça bana yaklaşması tehlike çanlarını çalmama yeterde artar.
"Burda durmak daha cazip geliyor bana ama." Arsız lafları utanmama neden oldu.
"Tamam çık üstümü giyiniyim gelirsin olmaz mı?" Bakışları üzerime siper ettiğim kıyafetlerime takıldı.
"Gerçekten hala hello kety çamaşırımı giyiyorsun güzelim." Gözlerimi resmen pötlettim ahh salak kafam nasıl yaparım bunu. Resmen ben burdayım die adamın gözüne sokmuşum.hemen büşüştürüp avucumun içine sakladım.
"Hello kety candır bir kere tamam mı çık lütfen artık." Kendinden bilmiş hallerim onu daha bir memnun etmiş olacak ki şuhh bir kahkaha attı.
"Ondan şüpem yok güzelim buraya gelme nedenimi azdaha unutturuyordu bana hazırlan düğün alışverişine gidiyoruz sana sexy çamaşırlar almaya bu çamaşırlar pek benim tarzım değil yavrum." Resmen beynimden vurulmuşa döndüm ne düğünü ya gerçekten cumartesi düğünüm mü var benim iyide 3 gün var cumartesiye off kaçamam da artık napmalıyım allahım yardım et.
"Ağam nolur ben evlenemem okumak istiyorum nolur yapmayın vazgeçin nolur." Bakışları sozlerimden dolayı önce sertleşti sonra gözleri renk değiştirdi kahvenin en koyu rengine döndü. Sinirle beni duvara ittirmesiyle canımın acısıyla inledim.ellerimdeki kıyafetler yeri boyladı. Alınlarımızı birleştirerek konuştu.
"Sen benimsin avukat hanım benim senden vazgeçmeye niyetim yok sen okul sevdasından vazgeçsen iyi olur." Deyip sertçe dudaklarıma yapıştı. Acımasız sert ve hızlı hıncını alır gibi öptü sonra arkasında bıraktığı enkazın farkında olmadan odayı terk etti. Yere çöküp ağlamaya başladım nefretimi döke döke ağladım ben bu adama mı bağlandım. Beni hiç düşünmeyen bu adama mı oysa bugunun ne kadar güzel geçeceğini düşünüyordum. Kendimi toparlayıp üstümü giyindikten sonra avluya indim. Alış veriş için herkes hazır bir şekilde beni bekliyordu. Sevda hanım tüm içtenliğiyle konuştu.
"Hadi güzel kızım bugun çok işimiz var. Sen baranın arabasına bin kızlar sizde diğer arabaya çabuk hadi yetiştiremeyecez yoksa hazırlıkları." Hepimiz hep bir ağızdan onay verir cümleler kurup arabalara yerleştik. Sessiz geçen yolculuktan sonra çarşıya geldik. Baranın arabayı park etmesiyle kapıdan tam cıkacakken kulağıma ulaşan ses donmama neden oldu.
"Özür dilerim" bu iki kelime sıradan bir özür değildi hadi gel barışalım demek için oldu bittiğe getiren özürlerden hiç değildi. Tamamıyle pişmanlık barındıran bu iki kelime sinirimi alıp uçurdu. Bakışlarımı ona çevirip kahveliklerine baktım. aniden Boynumdan tutup sıcak dudaklarına yapıştırması kalbimin ritmini bozmaya yetiyordu. Sabahki gibi sert ve acımasız değil yumuşak ve sakindi. Nefes nefese ayrılıp gözlerimizi birbirine kenetledi.