EG8 - SÜRPRİZ//Part 2

115 7 0
                                    

Batın'dan
Ada Öykü ve Aral bir buçuk saat sonra yanımıza birlikte geri döndüler. Ama neler olduğunu da sormadım. Şu an ise en sevdiğim şeyi yapıyorum. Geometri çözmek. Valla çok zevkli yaa. Müzik dinlerken çözmek insana yani bana çok zevk veriyor. Bu benim sevdiğim şeyleden biri. Matematik  çözmekte de iyiyim. Yani eğlenceli. Gamze şu anda uyuyor. Yani galiba.
Gamze'den
Yarım saattir Batın'ın karşısında sessizce oturuyorum. O soru çözüyor ve anladığım kadarıyla beni farkında değil. Ada bana bir mesaj atarak akşama her şeyi anlatacağını bildirdi ve ben de bunun verdiği rahatlıkla Batın ı izliyorum. Ne kadar da ciddi çözüyordu o soruları öyle. Kalemi tutuşumuz tamamen farklıyken işaretlememiz aynıydı. Ben kalemi gevşek bir şekilde tutarken o tüm parmaklarını kasarak tutuyor. Bir şıkkı işaretlerken ise aynı benim gibi çapraz bir çizgi atıyor. O kadar ciddiydi ki ameliyat yapan bir doktoru andırıyordu. Bir an onu doktor olarak hayal ettim. Çok yakışırdı beyaz önlük benim çakma abime. Dudaklarını öne doğru hafifçe büzmüştü. Ne kadar da tatlıydı böyle ama yine de gülmesini tercih ederim çünkü gamzesi harikaydı ve ben erkeklerde gamzeye bayılırım. Tekrardan düşündüm. Niye böyle iyi bir çocuğu okulda kuzenleri dışında kimse sevmiyordu? Ne zararı dokunmuştu ki diğer insanlara? Bir de niye tipsiz çilli diye sesleniyorlardı bu tatlı varlığa? Karizmatik olmaya uğraşmadığı için mı? İnsanları anlayamıyorum ki... Batın eline renkli bir kalem alıp cevap anahtarından bir sayfa kopardı ve o sayfayı önüne alarak cevaplarını kontrol etti. Her attığı tik işareti ile gülümsemeye başladı ve büyük gamzeleri ortaya çıktı. Şu an çok fazla gamzesinden tutarak yanaklarını sıkma isteği var içimde. Buna ellerimin üstüne oturarak çözüm ürettim. En sonunda gözlerini yumarak büyük bir gülüşle arkasına yaslanadı. Kitabını elime alınca cevaplarına baktım. Doğru,doğru, doğru, doğru ve yine doğru. 5 den sonra doğru sayısını saymayı bıraktım. Ful du zaten. Batın yavaşça gözlerini açtı ve beni görünce çığlık atarak yerinde sekti. Sandalye yere düşerken o da yere yapıştı ve ben kendimi tutamadım. Gülmeye-anırmaya-başladım. Yerden kalkınca yanıma geldi ve ciddi ciddi baktı. Sende mı der gibi baktı ve ben utandım. Ben ona o açıdan gülmedim ki. Çok tatlıydı o yüzden güldüm. Ahh kendimden nefret ediyorum
Batın'dan
Gamze'nin yüzüne isteyerek böyle bakıyordum. Bir nevi intikam. " Ba-ba-batın öyle bakma ben dalga geçmek maksatlı gülmedim. Yüzünde ki ifade çok tatlıydı ve benden korktun ya ona güldüm. Bir de valla çok tatlı görünüyordun-..." Devamını duymamıştım. Bana tatlı mı dedi o? Bana ilk kez bir kız tatlı dedi. Bana bir kız tatlı dedi. Bana tatlı dedi. Bana dedi. Bana Gamze kadar güzel bir kız tatlı dedi. "Bana tatlı mı dedin?" Gamze mahcup bir şekilde gülümsedi. "Eh evet biraz öyle oldu. Ama kardeşler abilerine tatlı demez mı?" kalbime aniden bişey oturdu. Ben başlattım bu olayı. Bana abi demesini ben istedim. Ama yine de bana tatlı demesi her erkekte olduğu gibi gururumu okşamıştı. Değişik hissetim. Neden böyle olmuştu? Bana tek güvendiğim kız tatlı dedi. Tüm kızlar aynı mıydı? Yoksa Gamze temiz bir niyetle mı söyledi. Kafamdaki soruların cevaplarını bulmayı sonraya sakladım.
Aras'dan
Allah'ım. Şu Ceren neden bu kadar tatlı ve aynı benim gibi davranıyor? Şu an espri söyleme yarışı yapıyoruz.
"Yağmur yağdı kar da margarin"
"İnsanlar hatayı kendilerinde arar. Ama Hatay Türkiyede".
"Yeter bee ben yoruldum." Derin bir nefes alıp gözlerini gözlerime dikti. "Ben acıktım" dedi. "Bende" diye cevapladım onu. "Öyleyse gidip bize biraz yemek alsana kafeteryadan?" Salak mısın der gibi baktım önce. " Gerizekalı param olsa burda mı olurdum" gözlerini kısıp tekrarladı "Ben acıktım". Derin bir nefes alıp telefonu komodinden aldım. Bu arada ben şu an Ceren'in yatağında yorganın üstünde yatıyorum o ise yorganın altında. Bacaklarımız birbirine dokunuyordu arada ve ben olmayan düşünce yetimi kaybediyordum. Telefonu alıp batın ı aradım ve ben şok! Ceren migros! Neyse espriyi boş verin Batın ın telefon Cerenin elinde. Allah'ım ben bunu nasıl unuturum ki... Az önce de dediğim gibi düşünme yeteneğimi kaybettim. Aramayı sonlandırıp Ceren'e baktım. "Bana Ada Öykü'nün numarasını verir misin?" Ceren hızlıca telefon numarasını yazıp telefonu bana uzattı.
"Ne?"
"Ne güzel telefon açıyorsun sen Ada?"
" Sağol harikayim biliyorum. Ne var?"
"Ceren ve ben acıktık."
"Tamam parti için ortam hazır zaten gelin. Yardım ister misiniz?" Sesi neden dalgın lan bunun?
"Yok yardıma gerek falan" deyip telefonu kapattım. Yataktan kalkıp sağlam elimi Ceren'e uzattım. "Hadi aşağıya indim." dedim. "Sence yürüyecek durumda mıyım?" Oha çok haklı. Ama kucağıma almama ki elim alçıda. O zaman sırtıma alayım. Yok yaa sırtıma nasıl binecek kız şimdi. En iyisi Ada Öykü'yü tekrar arayayım ve beni siksin. Tekrardan numarayı aradım.
"Gene ne var?"
"Kanka bize yardım lazım"
"Ben sana az önce sorduğumda beni terslemedin mı lan sen?"
"Ya ama ne yapabilirim benim elim kırık. Ceren zaten toptan kırılmış. Ceren ı nasıl indireceğim ben aşağı." deyip dışarı çıktım çünkü şimdi söyleyeceklerimi Ceren duymasa daha iyi.
"Batın'ı ara gelsin indirsin"
"Ya hayır Ceren birinin kucağına alınsın istemiyorum"
"Kıskançlık kokusu alıyorum" dedi Ada keyifli bir sesle.
"Ada çözüm bul diye aradım bana aşk itirafı yaptır diye değil" dememle
"Tekerlekli sandalye al" deyip yüzüme kapattı. Hemen odaya girip harika bir dans yaptım görseniz psikolojiniz bozulur o derece. Elimi havaya kaldırıp bir tur döndüm kendi etrafimda. "Tekerlekli sandalye bulup geliyorum zaa" dedim ve karşıya doktorun odasına gittim. Yaklaşık 10 dakika sonra Ceren'in yanındaydım. Elini tutarak onu tekerlekli sandalyeye oturttum. "Ya kendimi kötü hissediyorum bu şeye oturunca" demesiyle ona baktım. Kalbim neden sızladı ya onu sandalyede görünce? Tabi yaa onun bu halde olmasının sebebi benim. En büyük suçlu benim. Eğer ben o kemeri açtırmasaydım şimdi onu bu sandalyede değil Batın'ın rahat evinde görürdüm. Dolan gözlerimi Ceren'in aynı benimki gibi mavi olan ama tamamen farklı tonda olan gözleriyle birleştirdim. "Öz-" "Hadi beni aşağı indir Aras" kafamı salladım ve hemen asansöre doğru ilerledim."Ya keşke bana da alsaydım bir tane ne güzel hiç hareket etmeden aşağı inersin bal gibi" dememle sırıttı. "Kafeteryada cips var mı sence?" Bilmem der gibi kafamı salladım"Ayy inşallah vardır. Sade, baharatlı, peynirli olsun. Ah birde fıstıklı cheetos olsun." dedi. " Yanında da çikolatalı kurabiye, ıslak pasta ve limonlu kek olsun" dedim hemen. " Hey ama hepsini ben yiyeceğim sana yok hıh" dedi ellerini bağlayarak. "Ama ben sana geçen gün yediğimiz hamburgerin yanında ki patatesim den vermiştim" omuz silkti "Bana ne  ben kendim ancak doyarım" Haince sırıttım. Asansörün kapısı açılınca tekerlekli sandalyeyi tutarak koşmaya başladım. "Sen de yiyebilirsin demrdiğin sürece koşarım" Ufak bir çığlık attı. "Gerizekalı hastanedeyiz. Düeceğiz mal" Onu dinlemeden koşmaya devam ettim. "Ya gerizekalı sade cipsi sen yersin izin verdim . Yeter mı bırak." Kahkaha attım ve koşmaya devam ettim. "Bana sade yetmez" dedim. "Ada ya şikayet edeceğim seni valla öldürür." Yavaşladım. "Söylemeyeceksin yoksa cidden öldürür"dedim ve durdum. "Tamam söylemem o zaman" dedi ve kafeteryanın önünde durdum.
Ceren'den
Karşımda duran balonlar, süsler, duvara yapışmış Gamze ve benim fotoğraflarım ve Ada Öykü, Gamze ve benim olan fotoğraflarımız, masanın üstündeki harika yemekler ve pastanın üstünde yazan geçmiş olsun yazısı pankart gibi görünen Geçmiş olsun Ceren yazılı karton, gitarlar, yeğenim, kankam ve yeni edindiğim arkadaşlarım a baktım şaşkınca. Gözlerim doldu yavaşça ve değişik bir gülümseme oluştu suratımda. Uyandığımdan beri ilk kez gerçekten mutlu hissediyorum kendimi. Aras hafif bir gülümsemeyle konuştu" Geçmiş olsun maviş" ve göz kırptı. Ardından Gamze sarıldı"Seni seviyorum Cero" dedi ben tepkisizce hareket etmeden duruyordum. Hareket edemiyordum sanki. Gamze kafama geçirdi bir tane ve kendime geldim. Hemen kollarımı Gamzeye sardim. "Heh düzeldi"diyerek bana sarılmaya devam etti. Onun çekilmesiyle "Ada Öykü gel kanki" dedim ve bu sefer sıkıca Ada Öyküye sarıldım. Buydu mutluluk. Sevdiklerinin yanında olmak ve sağlıklı olmak. Keşke babam ve annem de yanım da olabilseler hatta Görkem abi de diye düşünmeden edemedim. "Ya çok çok çok teşekkür ederim hepinize yaa... İyi ki varsınız hepsiniz..." Ada Öykü çekilince yan yana duran alakasız üçlüye döndüm. 3 hiç ama hiç benzemiyorlardı. İkizler alakasızdı. Kuzenleriyle de hiç benzemiyorlardı. Neyse ben yine alakasız konulara geldim. Üçüne bakarak gülümsedim "Teşekkür ederim." deyince Batın yüzüme bile bakmadan içten bir gülüş sergiledi. Aral "önemli değil yeni kanka" diyerek gülümsedi ve bandanasını çekiştirdi. Ya bu çocuk yakışıklı olmasa bile baya tatlıymış ama ilk gördüğüm saniyeden beri Aras dünyada ki en tatlı erkek benim için. Hayır tabi ki ilk görüşte aşık olmadım ki öyle bir şey yok zaten sadece tipi tatlı. "Hadi yemek yiyelim?" dedim Herkese genel bakış atarak herkesin onaylamasıyla 5 tane 4 kişilik masa birleşimi olan masaya 6 kişi oturduk. Yine harikayız. Yemekler bitince elime en büyük boy olan cipsi alıp bana sıçan orangutan görmüş gibi baktılar. Tabi Aras hariç. "Yemeğini benimle paylaşacağını söylemiştin" dedi ve bana yaklaştı. "Ya Gamze yardım et ben hastayım" diye yardım dilendim. Aral "Geldim kanka." diyerek yanıma koştu ve Elimdeki cipsi çekmeye çalışan Aras'dan cipsi kurtardı. Paket elindeyken yarısını yeyip bana uzattı. Ada Öykü'nün ayı dediğini duymuştum. "Cero senin dış tellerine zararlı değil mi onlar yeğen?" dedi endişeyle Gamze. Onu hiç takmadan yemeye devam ettim çünkü o toka değildi. Tamam dovmeyin. "Şimdi kamkimler, gerizekalı ikizim, inek yeğenim ve Ceren ben bugün size müzik söyleyeceğim. Normalde gitarda çalardım da işte elimin halimi buluyorsunuz. O yüzden Batın gitar çalman gerekecek kuzen." dedi Aras. Ona baktım. Ne kadar tatlıydı o öyle. Batın ayağa kalkıp ayakta olan Aras'ın yanına gitti. Aras Batın'ın kulağına bir şeyler fısıldadı. Batın kafasını salladı ve gitarı eline aldı. "Ceren sana gelsin." diyen Aras'a döndüm. Gözlerimin içine bakarak söylemeye başladı.
You gotta go and get 
Angry at all of my honesty
You know I try but I don't do too well with apologies 
I hope I don't run out of Time could someone call the referee
Cause I just need one more shot at forgiveness

Eziğin GamzesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin