EG13 - Mesafeli

71 5 1
                                    

Gamze'den
Sınav haftası bitmişti ve yaz tatili başlamış oluyordu. Sınav dönemi boyunca Batın benimle hiç konuşmamıştı ve bu gün ona nedenini soracaktım. Bugün Ada, Aral, Aras, Ceren, ben ve Batın yemek yiyip sinemaya gitmeye karar verdik. Şu an diğerlerinin sınavının bitmesini bekliyordum. Kısa bir süre sonra Aras'ı görünce gülümsedim. "Naber kankaların en besti?" diyerek yanıma geldi. "İyidir kanka sen?" Dediğim anda Batınla göz göze geldim bakışlarını kaçırdı. "İyi kanka. Sınav feci girdi ama. Neyse senin nasıl geçti?" Ben ısrarla Batın'a bakmaya devam ediyordum. En sonunda yanımıza geldi. Gülümsedim ama o beni görmezden geldi. Arasla konuşmaya başladılar ve bende sıkılmaya. Ada'yı gördüğüm anda mutlulukla ona seslendim ve yanına koşup sarıldım. Oda bana sarılıp çekildi. "Hayırdır sarılma falan?" "Canım sıkılmıştı. Kurtarıcı meleğim oldun" "Ah işte ben." deyip saçlarını savurdu. Ada ve egosu. Aral da geldikten sonra Ceren'i alması için Aras'ı yollayıp bizde taksiyle karar verdiğimiz restorana doğru yola çıktık. Yarım saatin ardından oradaydık. Ada ve Ceren lavaboya, Aral ve Aras da gördükleri eski bir arkadaşlarının yanına gidince Batınla masada tek kalmıştık. "Batın?" "Hı?" Nefes alıp konuştum. "Neden bana mesafeli davranmaya başladın? Seni kıracak bir hareket mı yaptım?" Alayla gülümsedi ve okuldaki zengin piçler gibi bir bakış attı. Küfürden nefret eden birini küfrettirdi. "Sen kendini değerli mı sanıyorsun yaa? Benim hayatımda hiçbir kıza, kadına her ne boksa yer yok tamam mı? Üzgün günlerime denk geldi yanımda kaldın ama yeter. Ben Batın Ekerim. 2-3 günde bir kızı kendi canımdan yapamam ve sana güvendiğimi sandıysan yanılmışsın." Dolan gözlerime aldırmadan son bir bakış atıp masanın üzerinde ki kolamı kafaya diktim ve ayağa kalktım. "Madem rahatsızsın bundan sonra yanında Gamze diye biri olmaz. Merak etme. Ben sadece abim gibi gördüğüm birine yardım etmek istemiştim." Yüzümü yıkamaya giderken kızlara bir bahane uydurup onlarında gelmemesini sağladım. Yüzümü yıkayıp kapıyı kilitledim. Benim kırılgan bir insan olduğumu biliyordu. Ben onu abim gibi görüp abim gibi severken o bana neler demişti. Yanımda taşıdığım sakinleştirici haptan içip bir süre bekledikten sonra hafif bir makyaj yapıp hiç birşey yokmuş gibi yanlarına döndüm. Batın masanın üstüne kafasını koymuş uyur gibiydi. Ama göz kapağının ardında hareketli olan gözleri onu ele veriyordu. Ada'nın yanına oturup mutluymuş gibi konuşmaya başladım. Sinemaya gidince Aral bize Ankara'da olanları hatırlatıp biletleri kendisi almıştı ve en arkaya oturmak zorunda kalmıştık. Filmi de o seçtiği için korku filmine girmiştik. Aras ve Ceren sarılı oturuyor, Ada ve Aral iki en uzak noktada oturuyordu. Ben de takıntı gibi olan yerimde oturuyorum. Filmin başlamasını beklerken salona giren Tuğra'yı gördüm. Beni görünce gülümsedi ve el sallayıp yanıma geldi. "Merhaba. Nasılsın?" Elindeki cipsi bana uzattı. "İyiyim. Sen nasılsın?" diyerek elindeki cipsten aldım. "Bende iyiyim. Dikkat et korkma!" İşte ondan emin değilim. Ama sadece kafa sallamakla yetindim. Filmin başları korkunç olmasa da ortalarına doğru korkmaya başlamıştım. Ceren ve Aras dokuzuncu mısırlarını yerken, Ada uyuyakalmıştı. Batın telefonla uğraşıyordu. Tuğra dikkatle izliyordu. Bir anda filmdeki kadın çığlık atınca bende attım ve Tuğra'ya sarıldım. Tuğra da bana sarıldı ama beni sakinleştirememişti. Ondan ayrılıp özür diledim ve tip tip bakan Batın'a baktım. Noldu dercesine kafamı sallayınca, sinirli bir bakış atıp omuz silkti. Filmin sonuna doğru bir anda çıkan canavarla tüm solun gibi çığlık atıp bu sefer Batın'a sarıldım. O bana sarılmamıştı. Ama korkudan geri çekilemiyordum. Batın'ın burnunu saçlarımda hissettim. Bir süre sonra elini saçlarıma koyup başımı boynuna koydu. "Sakin korkma!" dedi ve bir çığlık sesi daha geldi. Tuğra'nın kollarının aksine Batın'ın kolları çok rahatlatıcıydı. Kokusu da harikaydı. Limon gibi kokuyordu. Normalde limon kokusunu sevmezdim ama Batın'a yakışmıştı. Film bitince Batın'dan ayrılıp ayağa kalktım ve neredeyse koşarak filmden çıktım. "Çok güzel bir filmdi." diyen Aral'a uzaylı mısın bakışları attım. "Eve gitmeden 5-10 mısır daha alalım." diyen ayı kankamı ise ayı yeğenim onayladı. "Çok rahat uyudun yaa." Diyen Ada'ya ise Aral laf dolunca hero zamanki gibi kavga etmeye başladılar. Yine taksiye binip eve gittik. Yemeğimi yedikten sonra sütümü içip kitap okudum. Ama kitaba değil de Batın'a odaklandığımı belirtmek zorundayım.
Batın'dan
Gamze'ye sert çıkışmıştım ama zorundayım. Neyse bunun sırası değil. Gitarı çalmaya devam etmeliyim. Beni belki de en iyi anlatan şarkı buydu. "Yalnızlığın çaresini bulmuşlar" Çalması da çok zevkliydi ve beni anlattığı için daha duygulu çalabiliyorum. Son akoru da bastıktan sonra etrafıma baktım. Babam kapıya yaslanmış beni dinliyordu. "Hadi gel artık yemeğe oğlum!" Onaylayıp gitarı bıraktım ve babamın peşinden aşağı indim. Ağzıma masadaki ekmekten atıp babamın karşısına oturdum. "Ee nasıl gidiyor? Kaç zamandır konuşamıyoruz." Babam benim kardeşim gibiydi. Herkes derdini kardeşine anlatırdı, en yakın arkadaşına anlatırdı. Bense babama. Yemeğimden bir kaşık daha alıp ona Gamzeyle tanışmamı ve neler yaşadığımızı anlattım. Babam içten bir şekilde gülümsedi. Sonra ise kızgınlıkla bana eğildi. "Niye üzdün kızı? Niye kötü davrandın bugün kıza? Ben sana böyle mi öğrettim? Hemen kızın gönlünü al ve beni onunla tanıştır. Nasıl olsa senin kardeşin benimde kızımdır değil mı?" Şaşkınca babama baktım. "Ama-" "Bak oğlum! Senin yanındaki tek kız ve tek arkadaşın doğru mu?" "Ama Ada Öykü de var!" dedim kendimi kurtarmak için. "Kurtulmaya çalışma. Seni mutlu eden kimse onun yanında olmalısın. O kıza kendini affettir. Lütfen! Senin de yalnızlığının bitmesi lazım ve oğlum. Bak o kız sana iyi gelebilir. Senin birçok çocuğa karşı korumuş. Kuzenlerinin yıllardır yapamadığını kız senin için yapmış. Sen o kızı üzme." Ayağa kalkıp babama sarıldım. "Teşekkür ederim." Saçlarımı karıştırıp sırtımı sıvazladı. "Yarın misafirler gelecek. Yeni bir ortaklık yaptık. Kadının kızı sizden bir yaş büyük ve galiba osa gelecek. Sakin kocasını sorma kadına çünkü kocası onu aldatmış." Ben sadece kadınlara nefret beslemiyordum. Erkeklere de besliyorum. Ama dikkat edin; adamlara değil erkeklere! Rahatsız olacağımı bilsem de babama karşı çıkamazdım. Kabul Edip odama çıktım. Birkaç test çözüp yattım. Uyumadan önce aklımdaki tek şey 'Gamze'ye nasıl davranmalıyım' sorusuydu.
Gamze'den
Karne günü olduğu için sabah erken kalkmak zorunda kaldım. Hazırlanıp okula gittim. Arka bahçedeki piknik masalarından birinde hep birlikte oturuyorduk. Ve yanımda da Batın vardı. Ne kadar da harika (!). Aras'ın esprilerinden kusma seviyesine gelmiştim. Aral ve Ada desen birbirlerine laf sokuyorlardı. Klasik biz yani. Biranda üstüme bir gölge düşünce yerimde sektim ve arkaya doğru uçtum. Yerle buluşan popunun ardından Aral'ın gülme seslerini, Ada'nın ben tanımıyorum bakışlarını ve gülmekten yere düşen Aras'ın yanıma yuvarlanmasından sonra kendi halime gülerek ayağa kalkmaya çalıştım. Bir el belime sarılıp beni kaldırırken karşıdam başka bir elin havada kaldığını ve elini yumruk yaptığını gördüm. Ayağa kalkınca belimden tutup kaldıranın Tuğra, eli boşta kalanın ise Batın olduğunu gördüm. Oh gelsin! Onun yüzünden uzun zamandan sonra sakinleştirici haplara tekrardan başlamak zorunda kalmıştım. "Merhaba!" diyen Tuğra'ya gülümsedim. "Merhaba!" diye karşılık verdim. Aral elini yumruk yapıp Tuğra'ya uzatınca Tuğra hemen yumruğunu tokuşturdu. Baya yakın arkadaştılar. Ada da selam verince. Yerime oturup Tuğra'ya baktım. Yakışıklı çocuktu. Hem de çok. "Şey Gamze bu galiba senin kolyen." Elimi hemen boynumda gezdirdim. Boynumda hissettiğim boşlukla nefesim kesilirken eline baktım. Derin bir nefes alıp Tuğra'ya sarıldım. "Çok çok çok teşekkür ederim." "Rica ederim. İstersen boynuna takabilirim." Saçlarımı yana çekip takmasını bekledim. Taktiktan sonra gülümsedim. Bir süre gülümseyerek birbirimize baktık. Tuğra harika bir insandı. Abimden bana kalan son şey olan kolyemi bulup bana verdi​. Bundan daha harika ne olabilir ki?
Batın'dan
Ah harika! Tuğra bey yine kahraman olmayı başardı. Gamze'nin bakışlarından ona karşı hayranlık akıyordu. Ve bu hayranlık her an aşka, sevgiye dönebilirdi. Dayanamadım ve aralarından geçip Gamze'ye omuz atıp sınıfa yürümeye başladım. Sınıfa gittikten kısa bir süre sonra zil çaldı. İlk kez bir insana güvenebilmiştim ve oda diğer kızlar gibi tipe, bir iki tatlılığa inanmıştı. Benim Gamze'm diğerleri gibiydi. Babamı dinlememeliyim. Birde bütün gece affeder mı korkusu yaşamıştım. Hem bu ne ya? Neden bu kızı sahipleniyorsam! Affetse ne, affetmez ne?! Çevremde hiç bir kadın olmaması en iyisi... Bir süre sonra o da yanıma gelip bana en ifadesiz bakışını atıp sandalyeye oturdu. Yine aynısı oluyor işte. O diğerleri gibi olduğu halde beynine olmasa da kalbime masum geliyor. Çok yoruyorsun beni çok!
Ada Öykü'den
Gamze ile beraber sınıfa çıktıktan sonra sırama -Tuğranın yanı- oturdum. "Ada? Birşey sorabilir miyim?" Ben kafamı sallayınca devam etti. "Batın ve Gamze birbirlerini mi seviyorlar? Yani Batın birini sevmez ki... Zaten seçilecek biri de değil eziğin önde gideni. Yeteneksiz birşey." Kafamı masadan kaldırıp çatık kaşlarımla Tuğra'ya baktım. Gamze ve Batın arasında onların kabullenmediği elektriği Aras, Ceren ben ve Aral çoktan farketmiştik. Ama bunu ona söylemem. "1 Nerden çıkartıyorsun bunları Tuğra? Onlar birbirlerine kardeşim diyorlar.2 Batın neden sevemesin? Her insan sever. Hiç kimseyi yeteneği olmadığı için ya da okulda ezilen karakter olduğu için yargılayamazsın bu da 3." İçeriye giren hoca ile ayağa kalktık. Bizi özleyeceğini, yaz tatilinde ders çalışmamız gerektiğini, bol bol kitap okuyup dinlememiz gerektiğini söyledikten sonra karneleri dağıttılar. Ben Gamze ve Ceren'in tersine derslerime önem verirdim. Bu her zaman böyle olmuştur. Onlar biraz paranın rahatlığına düşüyorlar bu konuda. Benimde gelecek hedeflerim var. Tıp okumak, ailemden uzakta kendi ayaklarımın üstünde durmak gibi. Arada sırada Gamze'de çalışırdı. Ceren sadece sınıfı geçerdi. O üşengeçliği ile kopyayı bile başka birilerine yazdırıyor kendisi. "Tuğ! Karne nasıl bro?" "7 tanesi dışında çok iyi." Zaten 8 ders vardı. Tuğra'nın tek tam puanı beden olmalıydı. "Senin?" Aral ile göz göze gelince bana sorduğunu anladım. "İdare eder." diyerek geçiştirdim. Çünkü ona tripliyim. Benim takıma seçilmem için antrenman yaptığımız gün Melis gelmişti. Ve "Sence de harika bir gece geçirmedik mı? Hemen tekrarlanmalıyız"deyip dudağına yapışmıştı orospu. Ama onun orospuluğu kadar da Aral'ın picligi vardı çünkü onun öpüşüne karşılık verip yare oturup onu da kucağına almıştı ibne. Bunu kızlara anlatamamıştım çünkü üzülmelerini istemiyorum ve onlar hemen sen Aral'ı seviyorsun diyeceklerinden eminim. Ama Aras ile konuşurken ona anlatmıştım. Çünkü moralimi yerine getirmesine ihtiyacım vardı. Aras hayatıma iyi ki girdiğini kızlardan, eniştemdeb sonra söylediğim tek insandı. Daha doğrusu hayvandı. Çünkü deli gerizekalı mal bir hayvan o. Hoca bizi bıraktığında yanıma gelen Gamzeyle dışarı çıktık ve bizim eve gitmek için taksiye bindik. "Bugün bebişin cinsiyetini öğreneceksiniz değil mı?" Hatırlattığı haberle gülümsedim. Ve onayladım. Teyze olmak için çok heyecanlı olduğumu da belirtmeliyim.

Eziğin GamzesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin