EG15 - YENİDEN ANKARA

99 6 11
                                    

Medya: Batı Aral Yaman
Bölüm Unicorn0742  e gelsin 😆
Gamze'den
Kaşlarını kaldırıp Tuğra'ya baktım. "Sence çalışkan olmak ya da senin değişinle inek olmanın kötü yanı var mı? Varsa da sana ne? Batın böyle mutlu, böyle rahat. Canı böyle çekiyor ve böyle yapıyor. Şimdi söyle bana çalışkan olmakta utanılacak ne var?" Tuğra çatık kaşlarıyla cevapladı. "Ben öyle demek istememiştim. Yani inek derken şaka yapmıştım. Ama alındıysan diye söylüyorum Batın. Özür dilerim kardeşim." Bakışlarımı Batın'a çevirdiğimde farklı baktığını fark ettim. Yani bana değişik bakıyordu. Evladıyla gurur duyan anne bakışının deriniydi bu.  "Önemli değil kardeşim."  Onun çözemediğim bakışlarını göz ardı edip Tuğra'ya döndüm. "Hadi gel. Dans edelim." Bakışlarım yine Batın'a kaydı ama bu sefer soğuk ve ifadesiz bakıyordu. Kafasıyla git işareti yapınca Tuğra'nın bana uzattığı elini tuttum. Piste geçince ellerini belime doladı. Ben de ellerimi onun boynuna. Sıkıca sarıldı bana. Kafam göğsüne dayalıydı. Kafamı kalbinin üzerine daha iyi bastırdım ve Batınmış gibi hayal ettim. Neden bilmiyorum. Neden Batın olarak hayal etmeye ihtiyaç duyduğumu bilmiyorum. Hiç birşeyi bilmiyorum. "Çok güzelsin." Kalbim bir anda çok çok çok fazla hızlandı. Çok hızlı çarpmaya başladı. Tuğra'yı sevmiyordum. Yani ona aşık değilim ama kalbimin böyle çarpması beni hemen ondan ayrılmaya itti. "Özür dilerim. Lavaboya gitmeliyim." Kollarımı ondan çekip koşarak lavaboya gittim. Burası kafe bar tarzı olduğu için tuvaletleri temizdi. Kapıyı açınca öpüşen çift ayrıldı ve kız arsızca sırıttı. Erkek de sırıtıp elinden tutup dışarı çıkarttı. Hemen suyun başına gidip ellerimi yıkamaya başladım.
***💫💫💫💫💫💫***
Aslında genç kızın kalbinin kararı netti bu konuda ancak kız kabullenmek istemediği için bilinçaltı beynin yanıtlamasını engelliyordu ve beyni kalbinin neden hızlandığını açıklamıyordu. "Acaba?" diye düşündü genç kız. "Acaba?" Kafasını iki yana sallayıp tekrardan yıkadı yüzünü. Yine bilinçaltını farklı nedenlerle​ kandırmıştı ve bu durumun kendisi farkında değildi. "Yoksa Tuğra'yı mı seviyorum?" Genç kız bu son düşündüğünde karar kıldı. Yoksa neden kalbi bu kadar hızlansındı ki? Beyni bunu onaylasada onu görünce tekrardan hızlanan kalbi genç kızın aklını karıştırıyordu. Genç kız genç oğlanın yanına oturduğunda konuştu çocuk. Kalbi belki de Gamze'nin kalbinden daha hızlı atıyordu ve koskocaman bir elin kalbini sıktığını hissetmesi de işin en kötü yanıydı. "Noldu Gamze? Sen iyi değilsin." Kız konuşunca hâlâ cevabına ulaşamadığı sorular Batın'a da geçmişti. Artık onunda aklında cevaplandıramadığı binlerce soru vardı. "Bilmiyorum Batın. Bilmiyorum. Dans ederken Tuğra bana çok güzelsin dedi. Sadece bu. Kalbim çok hızlı attı bir anda. Nefesim kesildi. Ama işin kötü yanı o saat aklımdaki farklı biriydi." Genç çocuk sarsıldı. Kız ise çocuktan ona umut verecek ya da onu tamamen dağıtacak bir cümle istiyordu. "Tuğra'yı seviyorsun. Onu seviyorsun ve çok değer veriyorsun. Ama aklında olan kişi seni Tuğra'dan daha çok etkilediği belli. Kıskanç bir abi olduğumu belirtmeliyim. Seni o çocuktan daha çok kıskanacağım çok." Kız yutkundu. Ama çocuk onu bile yapamadı. Nedenini düşündü bir süre. Neden kalbi ağrıyordu? Tuğra'yla uğraşırken kızın aklında ki ikinci kişi de kimdi? Herhangi birinin Gamze'yi bu kadar etkilediğine neden canı sıkılıyordu? İkisi de bunların cevaplarını bulamamıştı ve herşeyi unutmaya çalışmışlardı.
💫💫💫💫💫🔄🔄🔄🔄🔄
Batın'dan
"Gamze? Ankara'ya gidelim mi?" Gamze şaşkınca bana baktı. "İkimize de iyi gelir hem kafa dağıtırız." Gamze bir süre düşündükten sonra cevapladı. "Melis'in gelmesini engellersek ve bir de bahane bulabilirsek neden olmasın?" "Hallederiz." diyerek göz kırpınca Gamze de gülümsedi ve göz kırptı. Telefonu çıkarttı.
"Alo baba nasılsın?"
"..."
"Ya baba ben şey demek için aradım. Ceren çok ısrar etti de bu hafta onda kalabilir miyim?"
"..."
"Ya Adnan baba Ceren'i biliyorsun istediğin saat ara istersen şimdi ara. "
"..."
"Tamam ben kapatınca ararsın"
Bana dönüp fısıldadı." Ceren'i ara haber ver." Kafamı sallayıp telefonu çıkarttım.
Ceren'den
"Yaa benim bile iğrenç diyeceğim birşey çıktı sonunda ortaya." Deyip ağzını tekrar musluğa uzattı. Kafasını yan şekilde koymuştu ve şu bir taraftan girip diğer taraftan çıkıyordu. Ben ise ölmekten gülüyordum. Ya da ters oldu. Hiç bilmiyorum. "Sana da aşk olsun prenses. Ben burada zehirleneyim sen orda bana gül." Gülmemi yavaşlatıyor ve konuştum. "Çok mu iğrençti?" "Yok canım ne iğrençliği(!). İçinde karanfil, anason tozu, ketçap, barbekü sosu, badem, erik, armut kompostosu, çilek, kahve, çay ve kakaolu süt karışımı olan birşey içtim." Yanına gittim ve beline sarıldım. "Yaa haklısın." Boş bardağı tuttum. "İçinde olsaydı seni yalnız bırakmamak için içerdim ama bitmiş. Aaa çok üzüldüm." dedim ve güldüm. Aras bana sırıtarak bakınca  anlamadım. "Olsaydı içerdin?" "Yani içerdim ama maalesef ki hepsi bit-" Alnıda hissettiğim nefesi kalbimi her saniye daha da hızlandırırken şu an o nefesi dudaklarımda hissetmiştim. "Bizde paylaşırız o zaman." Karnındaki elimi yukarıya kaydırdım. Tam kalbinin üzerine. Onun kalbinin sesini duyabiliyorken benimkinın duyulduğuna da eminim. En sonunda dayanamadı ve beni kendine çekip dudaklarını dudaklarıma bastırdı. O anı ömrüm boyunca unutmayacağıma yemin ederim. Çok... Çok iyiydi. Yumuşak dudaklarını dudaklarımın üstünde hissediyordum. Kalbim ise maratonda başlamıştı. Bir süre öyle durduktan sonra dudaklarını çekmeden konuştu. "Ceren? Seni gerçek anlamda öpebilir miyim?" İlk öpücüğümü vermek için çok küçüktüm. Aşık olmak için de. Ama karşı koyamıyordum. Gözlerimi kapatıp kafamı sallamakla Aras çekilip tekrar dudaklarını bastırdı. Üst dudağım iki dudağının arasındayken ben ne yapacağımı bilmiyorum. Ama kalbim her an daha çok hoşlanıyordu. Aras çekilmek üzereyken başını ellerimin arasına aldım. "Ben şey. Tutamadım kendimi özür dilerim." "Bunun için izin almıştın." "Ama karşılık vermedin?" Hafifçe gülümsedim. "Nasıl öpeceğim bilmiyorum." Sırıtır gibi oldu. "O zaman öğretelim." dedi ve tekrar bastırdı dudaklarını. O güzel dudaklarını üçüncü kez dudaklarımda hissedince kalbim bu sefer daha çok hızlanmıştı. Tecrübesizce tam da emin olmayarak karşılık vermeye başladım. Ve tam onun gülüşünü dudaklarımda hissettiğim anda telefon çaldı. Hemen geri çekilmeye çalışırken Aras çekilmedi. "Faktır et." Telefon susmayınca zorla da olsa kendimi çektim. "Yaa" yüz ifadesibe güldüm ana yüzüne bakamadım. Boynumun kulaklarımın yandığını hissettim. Telefon susmuştu. "Ee ben şey, şey edeyim. Babam eve çağırdı telefonda eve gideyim. Ama bunun için babamın araması gerekiyordu ama neyse." diyerek koşarak odasına girdim ve telefonu aldım. Batın aramış. Telefon tekrar çalınca hem açtım. Ana onun sesinden bile utandım. Sanki herkes herşeyi görmüş gibi hissediyordum. "Alo abi?"
"Ceren senden Gamze ve benim için birşey rica edeceğim." "Karşılık olarak 5 dondurma, 6 da double burger alırsan olur." "Tamam neyse. Bak Adnan p-, ee şey Bey seni ararsan Gamze'nin bir hafta sende kalacağını söyleyeceksin anlaştık mı?* Kafamı salladım. "Ceren" tekrardan kafamla onayladım. Sonra aklıma görmediği geldi. "Tamam abi. Gamze'ye selam söyle." Oda daire eşyalarımı alıp çıktım. Tam kapının önüne gelmiştim ki kafamı sert bir yere vurdum. Kafamı kaldırınca Aralla göz göze geldik. "Oo kanka napıyon?" dedi her zamanki sırıtık yüz ifadesiyle. "İyidie kanka sen?"  "İyidir de hayırdır sen kıpkırmızı? Ohaa noldu lan burda. Yok artık çüş deve. Lan senin dudaklarında şiş. Kanka daha tanışalı bir ay bee. Hatta o kadar olmadı." diye söylenmeye başladı dehşete düşmüş bir ifadeyle. "Ama bekle sen bekle." "ARAS NERDESİN LAN?". Aras tüm dişleri görünecek şekilde gülerek yanımıza geldi ve beni kendine çekti. O sırada gözümde bir acı hissettim. "Siktir. Hassiktir. Sıçtık. Sıçtım."
Aral'dan
Aras'a atacağım yumruğun Ceren'in gözüne gelmesiyle kendim bile şok oldum. Beni şoktan çıkaran ise üstüme atlayan Arasdı. "Lan! Senin yumruklarına ben zor dayanıyorum. Öldürdün lan kızı! Sen Kim Köpek"? Normalde olsa Aras'ın bana vurmasına izin vermezdim. Ama adamın sevgilisine vurmuştum. Yanlışlıkla olsa da kadına el kalkmazdı. O yüzden çocuk haklıydı. "Lan kalkta kıza buz verelim kör oldu." Üstümden kalktı ve ilk defa gördüğüm tavrıyla Ceren'e sarıldı. "Özür dilerim." dedi ve Ceren'in şiş gözünü öptü. Bizim kılıbık gibi davranan Aras'ı ne yaptınız be? Ama Aras'a hâlâ soracak hesabım vardı. "Buz getirelim." diyerek Arasla mutfağa girdik. "Nasıl yaparsın oğlum bunu kıza? Daha reşit bile değil." Aras bana baktı. "Abi zorla birşey yapmadım. Öpmek için izin bile aldım." "Ne demek izin bile aldım oğlum! İki haftadır tanıdığın ve daha ilk sevgilisi olduğun kızla 2 haftanın sonunda sevişmek ne lan?" Aras kafasını bana o kadar hızlı çevirdi ki boynunun kopacağını düşündüm. "Ne sevişmesi lan? Kız duyacak. Yok öyle birşey. Nereden uydurdun?" Nasıl yok öyle birşey? "Oğlum senin saç, tişört ıslak. Ceren'in dudaklar şiş kendisi kıpkırmızı olunca." "Bunu sonra konuşacağız abicim." deyip yanımdan hızla çıkan Aras'a başkaldım. Ona güvenmediğim için bana kızacaktı. Ceren'e kafa attığım için de kızacaktı. Ceren'i utandırdığım için de kızacaktı. Ben en iyisi öleyim falan. İçeri girdim. "Ceren ben özür dilerim. Valla isteyerek vurmadım amacım Aras'a vurmaktı. Amacım içinde ayrıca özür dilerim. Hadi ben kaçtım." Aras ağzıma sıçacak. Ama ben de ona kızacağım. Çünkü 16 yaşında hiç sevgilisi olmayan birini Aras'ın öpmesi...
Gamze'den
Batın arabayı kendi sürmemiş, şoförlerine vermişti anahtarı. Şu an yanımda oturuyordu.  Arabanın radyosunda çalan hareketli şarkının aksine ilimizde durgunduk. Saat sabaha doğru 2yi bulduğunda artık gözlerim kapanmaya başlamıştı. Uykuya daldığımı hissederken sağ bacağımda bir ağırlık hissettim. Bilincin kapanırken hatırladığım tek şey bacağımdaki kafayı yastık olarak kullandığımdı.

Eziğin GamzesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin