EG14 - MUTLU GECE

91 4 8
                                    

Batın'dan
"İki kişi gelecek değil mi?" Babam kravatını bağlandıktan sonra bana baktı. "Aslında iki kişiydiler ama onların da bu alandaki ortakları geleceği için sayımız beşe çıktı." "Hepsi kadın mı?" diye sordum dehşete düşmüş bir ifadeyle. Babam gülümsedi. "Sadece dördü kadın biri de erkek." dedikten sonra yüz ifadeleri daha çok güldü babam. "Adamla da sen büyük ihtimalle iyi anlaşmazsın. Neyse bak sakın kızlara ters birşey söyleme. Bu arada biraz günlük giyinmedin mi? Sonuçta ev sahibisin." "Yeteri kadar şık olduğumu düşünüyorum." Beni onayladı. Ardından kapının çalmasıyla oraya ilerledik. Öndeki kadını hiç görmediğime emin olsam da, arkadaki kızı gördüğüme eminim. Ama nerden gördüğüm hakkında bir fikrim yok. Kadın içeriye geçtikten sonra kızın sesini duydum. "Zengin bir ezik ha?" Çirkin bir kahkaha atınca onu nerden tanıdığımı hatırladım. Gamze'yi küçümseyen Yasemin mıydı Yasmin miydi o kızdı işte. Her zamanki ifadesiz bakışlarımı atıp elini sıktım. Kapıyı kapatmak üzereyken arkadan gelen arabayı gördüm. Arabadan inenlerle tekrar bir şok yaşayıp iyice dünür oldum. Gamze, Melis ve Adnan mı? Hadi ama. Gamzeyle göz göze geldiğimde bana şaşkın bakışlar atmaya başladı. O benim giydiklerime bakarken onun da çok şık olduğunu farkettim. Adnan Bey'le el sıkışınca Melis üstüme yapıştı. Bana sıkıca sarılıp kendini bana yasladığında refleks olarak ağzımdan çıkan "Iyyy" sesiyle onu uzaklaştırdım. O bozguna uğramış gibi bakarken Gamze gülümseyip babamın elini sıktı. Olaylı bir gece bizi bekliyor.

Yasmin ve Melis'in giydikleri ve makyajları

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yasmin ve Melis'in giydikleri ve makyajları

Yasmin ve Melis'in giydikleri ve makyajları

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gamze ve Batın'ın giydikleri

💥💥💥💥💥💥

Biraz konuşup masaya geçmiştik. Masada bir yanımda Gamze diğer yanımda Melis vardı. Onlarla oturmak onları ilk tanıdığım günü hatırlatmıştı bana. Bacağımda hissettiğim elle bakındım. El Melis'in di. Çünkü Gamze her zamanki masumluğuyla kendi kafasında yemek yiyordu. Melis'in bacağımdaki elini tutuo bacağımdan kaldırdım ve yana doğru fırlattım. Elime sanki çöpe dokunmuş gibi bir bakış attım ardından çünkü bu iğrençti. Onun kaç erkeğe ellediği elini tutmuştum. Bir anda elimi yakalayıp kendi kasıklarına koymaya çalıştı. Elimi daha güçlü çektim ve masadan kalktım. Herkes bana bakınca açıklama yapmak için bahane düşünmeye başladım. "Şey, Batın ve benim yaz tatilinde yapmamız gereken bir ödev vardı. Eylülde okul açılınca hocaya teslim etmemiz gerekiyor. Bizde şimdi yapalım dedik. Batın ondan ayaklandı." diyerek ayağa kalkıp yanıma geldi Gamze. Şu kız beni her durumda kurtarıyor ve ben ona haksızlık mı ediyorum diye düşünüyorum bazen. Hatta şu an. Evet kesinlikle haksızlık ediyorum. Bana kötü piçler gibi davranmak yakışmaz. Bende Gamze'yi onaylayınca Adnan konuştu. "Tamam çocuklar. Siz ödevinizi bitirin. Sonrada biz iş konuşurken hep birlikte bara gidersiniz." Bu gerizekalı adam yüzünden yine Melis başıma kaldı ya. Annemden daha oruspu bu kız. Ve parasına değil zevkine bakıyor galiba. Çünkü annemin tek amacı zengin olmak...
Gamze'den
Odaya çıkınca Batın  çalışma masasının önündeki sandalyeye oturdu. Bende onun yatağının ucuna oturdum. Keşke daha şık giyinseydim. Ben normal günlük elbise giydim. Melis ise bir yerlerini kapatmayan bir avuç kırmızı elbise. Batın kesin ondan etkilendiği için masadan öyle fırladı. Ya bir de yardım ettim ona. Salağım ben. "Gamze" bakışlarımı uğraştığım kemerden çekip Batın'a baktım. "Efendim?" Sandalyeyi yanıma çekip karşıma oturdu. Ellerimi avcunun içine aldı. "Bak ben özür dilerim. Yani geçen gün söylediklerim için ve sana soğuk davrandığım için. Geçen hafta annemi yine bir adamla yakaladım ve ben." Gözlerini yumup derin bir nefes aldı. "Üzgünüm. Özür dilerim. Ben bir anda tüm kadınlar aynı düşüncesine kapıldım. Aslında sabah okulda özür dileyecektim ama seni Tuğra'nın elleri altında görünce söyleyemedim." Tamam onu affedeceğim ama biraz süründürmekten zarar gelmez. "Ben anlamıyorum. Siz insanlar nasıl bu kadar çabuk özür dileyebiliyorsunuz? Ben özür dilerken karşındakinin kalbini kırdım diye ölüyorum be." Dolu gözleriyle bana baktı. "Üzgünüm." İçim yandı biran. Kollarımı boynuna sardım. "Affedildin." O da bana​ sarıldı. Kafamı saçlarına yaklaştırınca limon kokusunu içime çektim. "Batın? Sen hangi parfümü kullanıyorsun?" Sorduğum soruyu anlayınca yanaklarım ısındı. "Parfüm kullanmıyorum ama limonlu şampuanla yıkanıyorum." Kokusunun sebebi belli. "Neden ki? Yani kötü mü korkuyorum?" "Hayır ondan sormadım. Kokusu çok güzelde." "Aslında kokusu hafifte, günde 4-5 defa yıkandığım için." Kapının açılma sesiyle kollarımı Boynundan çekmeye çalışsamda vaktim olmadı. "Çok ysvaşsınız. Biz Kerem ile şu süre de 2 kez oluruz." Diyen Yasmin'e cevap olarak kahkaha attı Melis. "Hadi artık sarılmanız bittiyse kalan işi de halledelim de bara gidelim. Birkaç erkek tavlasam iyi olur." Dedi inatla ardından. Allah'ım ne kadar iğrenç bu kadınlar. "Anladın mı?" Batın'dan ayrıldım. "Neyi?" diye sordum. "Kadınlardan neden iğrendiğimi?" "Bak bu konuda haklısın ama onlarla birlikte olan erkekler de en az onlar kadar suçlu benim gözümde. Erkek yapınca playboy kız yapınca fahişe. Yok öyle dünya erkek yaparsa o da erkek orospu. Ay bak yine küfrettim. Küfretmek demişken aklıma bir kitap geldi. Baş karakteri senin gibi gamzeli. Gamze demişken ailem benim adımı neden Gamze koydu yaa? Ya da beni neden doğru-" Ben yine saçmalıyorken Batın elini ağzıma koydu. "Söyle söylemek istediğini!" Oha!!! "Eee şey ben, ımm, ben Tuğra ile arkadaşlığıma devam etmek istiyorum."
Batın'dan
Yine Tuğra, yine ve yine. Her taşın altından çıkıyor bu çocuk. "Tuğra'yı seviyor musun?" Gamze bakışlarını gözlerimden çekip öneriyle oynamaya devam etti. "Sevmiyorum. Sevmiyorum ama hoşlanıyorum. Yani hoşlanmıyorum da off!" Gözlerime baktı. "Hoşlanmıyorum da ama mutlu oluyorum onun yanında. Biraz beğeniyorum. Hem... Hem o çok iyi biri. Seninle hiç dalga geçmedi zaten değil mi?" Ondan etkilendiği ortadaydı. Onun hayallerini yıkamak adına onayladım. "Hadi aşağı inelim." Bana hafifçe sarıldı ve "Teşekkür ederim." dedi. Neden öyle dediğini anlamasa m da "Ben de" diye mırıldandım. "Bende özür dilerim." Benden ayrılıp tüm enerjisiyle gülümsedi. "Eee hadi o zaman."
💫💫💫💫💫💫💫💫
Bara gelmiştik ve burası iğrençti. Kızlar her önüne gelen erkeğe sürünürken, erkekler de kızlara yapışıyordu. Benim bile yanıma en az 5 kız gelmişti ama hepsine siktir git diye girişmiştim. Gamze'de yanına gelen erkekleri konmuştu. Yanına geleni fark etmeyen Gamze'ye kaydı gözlerim. Bacaklarına bakan Tuğra'yı fark etmemiş, bacaklarını kaldırıp en fazla dizim kadar olan kısa masaya atmıştı. Burda bizi yanımıza gelmryrn kimsenin göremeyeceği için rahattı. Ama bacakları şuan çok belliydi ve Tuğra onları izliyordu. Gamze ise aptal gibi telefon oynuyordu. Tuğra'nın bakışları beni rahatsız edince Gamze'nin bacaklarına doğru eğildim ve aşağıya doğru çekip bacaklarının görünmemesini sağladım. Bana bakarken gözleri Tuğra'ya kaydı ve hafiften parladı. Hemen ayaklarını indirip cici ve havalı kız türüne döndü. "Gamze ne kadar da güzel tesadüf." Gamze gülümsedi. "Bence de iyi oldu karşılaştığımız." Onlar kendi çaplarında konuşurken bende telefonumu çıkardım. "Batın, senin ortalamanın kaçtı?" Sohbete benide katmak istediği belliydi. "10.00" dedim ve telefona bakmaya devam ettim ama kulağım ondaydı. "İnek gibi yaa." Daha önce bunu çokça duymuştum. Gamze'nin tepkisini merak ediyorum. Hoşlandığı çocuk için beni satacak mıydı? Yoksa okula geldiği gün ki gibi beni mı savunacaktı?
Aras'dan
Minnoş sevgilimle parka gelmiştik. İlimizde ekstra üşengectik ama birbirimiz için gece yarısı buraya gelmiştik. Sahilin yanındaki parktı. Şuan onu sallıyordum. "Vuhuuu!" Bir anda onu durdurdum. "Hadi birazcıkta sen beni salla." Hemen kalktı ve saklayabilecek gibi arkaya geçti. Bende hemen sırt çantamdan çikolatalı cipsimi çıkartıp oturdum. Ceren'in bakışlarına rağmen hepsini elimle hafiften ezip içermiş gibi kafaya diktim. "Yaa! Çok pissin. Bana da verseydin yaa. Neyse." deyip minicik çantasından en sevdiğim olan Ketcaplı çilekleri çıkarttı​. Ve gözüme baka baka hepsini yedi. Aklıma gelen fikirle sırıttım. "Aşkım baksana. Meteor var!" dedim havayı işaret edip. "Bir şey değil. Önce şu bitsin sonra ölürüm." "İşte benim prensesim." Bana gülümsedi ve elini yanağıma koydu. Bende onun minnacık yüzünü ellerim arasına aldım. İçimde onun diş tellerini öpme isteğimi bastırıp konuştum. "Canım sıkıldı kardeş yaa." Ellerini çekip kafasını salladı. "Aynen bro yaa. Benimde." "Ne yapabiliriz?" Düşünmeye başladık. Aklıma geçen hafta instagrama birlikte attığımız fotoğrafın altına gelen yorumlar geldi. "Ceren son fotoğrafta yazan görevleri yapalım." Bana bakıp gülümsedi. "Aynen yaa. Çok mantıklı." Ayağa kalkıp telefonunu çıkarttı. "Bir sayı söyle." "31" Bana kötü bakışlar atınca sırıttım. "Bir birincisi tanıma Challenge yapın. " "Sen burada bekle arabadan kamera alıp geliyorum." Beni onaylamasıyla kamera almak için koşarak arabaya gittim. Şapkamın düşmesiyle yakalanmamak için kapüsonumu kafama çektim. Tanınmamak önemli. Üstüme kızların atlamasını ve Ceren'in üstüne erkeklerin atlamasını istemiyorum şahsen. Beni bileğimden çeken elle arkamı döndüm. "Ya sessiz bir kafeye falan gidelim burada zor olacak. Parkta video mı çekilir? Hem burası karanlık." Kamera güzel çekmeyebilirdi. Haklıydı. "Tamam o zaman seni benim ve Aral'ın özel yerimize götüreyim. Orada hem müzik aletleri, hem pota, hemde ortak kullandığımız özel kameralar ve montaj ekipmanları var." dedim hızlıca. "Vee orda nutella var." Gözleri parladı "Hadi gidelim. "
💫💫💫💫💫💫💫💫
"Aras burası şahane de çok pahalıya patlamadı mı?" Damak saklatıp sırıttım. "Biliyorsun biz grup olarak çalıyoruz. Hepsimizin de dururumu iyi. Herkes biraz ekledi oldu işte. Zaten benim 5 gitarım vardı. Birini burada bıraktım. Birde elektro. Herkes o şekilde bıraktı. Bir ara bizim çocuklarla seni tanıştırırımda bir konser veririz." Gülümsedi ve hayranlıkla bakarak diğer odaya geçti."
Diğer oda ise sadece Aral ve benim içindi. Aral'ın bilgisayarda ne işi olduğunu sonra öğrenirsinuz de benim youtuber olduğum çok belli.
Ceren'den
Karşılıklı duran laptoplardan beyaz olan yanında kamera bulunana yönlendirdi beni Aras. Kamerayı ayarladı ve babam göz kırptı. "Önce been!" diye bağırmamla onunda aynı anda bağırdığını duydum. "Merhaba arkadaşlar ben Aaa Yaman. Yem-" aklıma gelen şeyle sözünü kestim. "Aras! Biz hiçbir şey hazırlamadık lan." "Lan deme lan babam kızıyo" İşte benim aşkım. "Baban kişiyi annen erkekiyo" Birbirimize bakıp gülme krizine girdim. Şimdiden belli olduğu gibi çok fazla kamera arkası çıkacaktı. "Neyse bak en çekmeden kağıtları çıkart ve 20 soru yaz. Bilgisayarfan bir siteden bul istersen. Hile olmasın. Bende tencere getirip başka bir kağıda alakasız yiyecekler yazayım." Onu onayladım ve hemen yazmaya başladım. 29 dakikanın ardından herşey hazırdı.
"Evet arkadaşlar ben Aras Yaman. Yemeğe dair adlı kanalıma hepiniz ama hepiniz yeniden hoş geldiniz. 2 haftaya yakın video atamadım çünkü nolet sınav haftası! Neyse esas konumuza gelelim. Bugün ki videomuzda yalnız değilim. Yıllardır hakkımızda dedikodular yapıp bizi yakıştırdığınız halde hiç yan yana gelmemiş iki hayvan olarak şans eseri tanıştık. Büyük bir çoğunluğunuz tahmin etmiştir. Evet arkadaşlar sevgilime Ceren Araf'a merhaba şeyin."  Sandalyeyi biraz Aras'ın yanıma çekip gülümsedim. "Herkese merhaba bayanlar baylar Toto üstü yuvarlananlar. Hepimizin ve erkek arkadaşımın da belirttiği üzere ben Ceren Araf." Aras kollarını bana dolayıp sırıttı. "Ne gülüyon lan pişmiş kelle gibi?" Ellerini yanaklarıma koyup bastırdı. Sıkışan ve ine doğru uzayan dudaklarımla gök balığına benzediğimi düşünüyorum. "Aman da aman sevgilisini de hem cinslerin e kaptırmamak için erkek arkadaşı olduğunu belli mı edermiş?" Ellerini çektim. "Yalnız sende söylemiştin bunu!" Güldü. "Seni başka erkeklere yem etmem." Ellerini çekip kameraya döndü. "Evet arkadaşlar as-" sözünü kesip konuştum. "Birbirimizi tanıma Challenge yapacağız arkadaşlar. Kısaca anlatmam gerekirse şu tencerede" elime tencereyi alıp salladım. "20 soru var. Yani birbirimize 10 soru soracağız. Sorduğumuz sorular bu tenceredeki kağıtlarda yazıyor." Sözü Aras devraldı."Bilemeyen ise" deyip diğer tencereyi öne çekti. "Şuradan bir kağıt çekecek. En sonunda da az bilen kendi çektiği kağıtlarda yazan alakasız yiyeceklerin karışımını içecek. Yani Ceren içecek çünkü ben harika yetenekliyim." Göz devirdim ve ilk kağıdı çektim. "Sevgilinizin en sevdiği yemek ne?" İhmm düşüneyim. Buldum. Pırasalı pilav" kaşlarını çattı. "Çok ayıp yaa. Gerçekten çok ayıp. Çikolatalı mantı varken pırasalı pilavı ne yapayım abi ben?" Ona hakverdim. Elimi uzatıp bir kağıt çektim. "Karanfil. Olabilir. Neyse hadi sende. " Elini daldırıp bir kağıt seçti ve okudu. "Sevgilinizin en sevdiği renk.?" İsyan ettim. "Oooo basit bu. Çok basit." "Nesi basit kızım yaa. Yüzlerce renk var." "Sen sevgilinin en sevdiği rengi bilmiyor musun?" Bakışlarını kaçırdı. "Prenses aslında biliyordum da unuttum." "Yaw he he. Neyse prenses dedin affettim. Bari tahmin et." "Mavi." "Evet. Aslında üç hafta önce tanıştığım sarışın yakışıklı çocuk olmasaydı pembeydi." Aras kaşlarını çattı. "Kim lan o sarışın yakışıklı çocuk? He kim? Nerde o?" Sırıttım. "Sen" deyip yanağına bir öpücük kondurdum.

 "Sen" deyip yanağına bir öpücük kondurdum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Mert'den
Sabahtan beri Melis'i takip ediyorum. En son Batın denilen ibnenin evine girmişti. Yemek yedikleri masa terasta olduğu için herşeyi görmüştüm. Melis'in daha 2-3 hafta önce- Ankara'dan döndüğüm gece- bana, vücuduma her yerime dokunan ellerinin nasıl Batın'a dokunduğunu, benim öpmeye kıyamadığım ellerini o itinkiyle birleştirip kasıklarına koyduğunu görmüştüm. Büyük ihtimalle Batın etkilenmişti çünkü bir anda ayağa fırlamıştı. İbne! Gamze'nin olaya dahil olmasıyla kaşlarımı kaldırdım. Gamze'yi seviyor sayılırım. Çok iyi ve tatlı bir kız. Melis ile benimde ilk o tanıştırdı. Minnettarım ona. Çocukluk arkadaşım o benim. Ada Öykü de öyle. Ama Melis'e en ufak bir hata yaptıklarını görürsem affetmem çünkü aşk arkadaşlıkları öldürür bence. Gamze ve Batın'ın odaya çıkmasının ardından on dakika sonra Melis'im ve Yasmin odaya gitti. En sonunda hep birlikte özel şoförle yola koyuldular ben de ucuz iş olan motorumla takip ettim.
💫💫💫💫💫💫💫
Geldikleri yer var restorant gibi bir şeydi. Bardı ama biraz daha sakini. Burası Adnan Bey'indi ve Melis buraya sıkça geldiği için Bursa daha önce partime işlemiştim. Burayı yöneten Murat Abiyi görünce yanına gittim ve ona erkekçe sarıldım. "Ooo Mert sen buralara uğrar mıydın?" Saçlarımı dağıtıp ona mahçup bakışlar attım. Eliyle sırtıma vursu. "Hadi, hadi. Madem geldin bari yardım et." Onu onayladım ve arkaya geçip tişörtümü çıkarttım. Yanımda giyecek birşeyim olmadığı için üstüme doğrudan siyah önlüğü geçirdim. Zaten kimsenin umrunda değildi. Böyle bir yerdi burası. Herkes kardeş gibiydi ve her gelen yardım ederdi. Arkadaşlarımdan birkaçıyla selamlaşıp Melislerin bulunduğu masaya yürüdüm. "Merhaba efendim. Yiyecek birşeyler mi içecek birşeyler mi arzu ediyorsunuz?" Ezberlediğim ama iş dışında hiç kullanmadığım bir cümle. Melis kafasını kaldırıp bana baktı. O beni süzerken beni hatırlamadığı gerçeği içimi yaktı. Bakışlarımı kaldırdığımda Yasmin ve erkek arkadaşının ayakta seviştiklerini gördüm ve tekrar Melis'e baktım. "Önce votka vişne getir. Yiyecek olarakta seni istiyorum." deyip elini önlüğümsen içeri geçirdi. Dokunduğu yerler karıncalanırken birkez daha bu kadar imkansız birine aşık olduğum için lanet ettim. Onu ayağa kaldırıp dudaklarımı dudaklarına sertçe bastırdım. O hemen karşılık verince nefesim kesilene kadar öpüştük. Onun bu kadar uzmanca olması beni etkilese de, benim dudaklarımı son öpen o olacağına rağmen onun dudaklarını son benim öpmeğeceğime garanti verirdim ve bu da açıkçası beni üzüyordu.

Eziğin GamzesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin