Pelin'in yardımı ile taksiden indiğimde alçılı ayağımı hafifçe yere koydum. Yorucu ve acı verici bir günün ardından sonunda yurda dönmüştüm ve cidden yorgun hissediyordum. Tek dileğim ise artık yatağıma kavuşmak ve bir güzel uyku çekmekti.
Pelin yanıma gelip koltuk değneklerimi verdi ve böylece yavaş yavaş yurda ilerlemeye başladık. Gerçekten ona çok büyük bir teşekkür borçluydum. Dünden beri beni asla yalnız bırakmamış ve çok yardımcı olmuştu. Ve bunları yaparken bir kez bile şikayetçi olmamıştı.
Biz Pelin ile oda arkadaşıyız. Yaklaşık iki aydır.
Bir ay öncesine kadar çok iyi anlaşamasakta yavaş yavaş birbirimize alıştık ve yaşadığımız sorunları aşmaya başladık. Dün ise tekrar tartıştık ve ben sinirli bir şekilde duş alırken düşüp bacağımı kırdım. O da sesi duyup gelmişti.
Beni çıplak görüşü aklıma geldiğinde utanç duygum yeniden gün yüzüne çıktı. Yavaş adımlarla asansöre vardık ve binip beşinci kata bastık. Sessizlik içinde iki kat çıktıktan sonra üçüncü katta durduk ve bir kız bindi. Yani aslında kız mı desem erkek mi desem bilememiştim doğrusu. Böyle tiplerden gerçekten hoşlanmıyordum. Neden bir insan cinsiyet değiştirmek ister? Neden hem cinsinden hoşlanır? Nasıl hoşlanır! Cidden bu insanlar çıldırmış olmalı.
Peline biraz daha yakınlaşıp ondan uzaklaştım ve indik. İnerken ona baktığımda gayet erkeksi gözüküyordu. Ayrıca ifadesizdi.
Sonunda odaya vardığımızda içeri dalıp direk kendimi yatağa bıraktım ve gözlerimi kıstım. "Uzun bir süre uyumak istiyorum. Çok yoruldum." Pelin eşyaları yere bırakıp yanıma geldi ve yatağa girmeme yardımcı olup üstümü örttü. "Dün saçlarını kurutmadan çıktık. Umarım hasta olmazsın." Mahcupça bakıp tebessüm ettim. "Her şey için teşekkürler," dediğimde benim aksime kocaman gülümseyip saçımı okşadı. "Önemli değil, ben hep senin yanındayım." Bu biraz garip hissettirmişti.
Daha önce hiç bir arkadaşımdan bu kadar yakın bir ilgi görmemiştim. Benim arkadaşlarım mı soğuktu yoksa Pelin mi fazla samimiydi anlayamamıştım.
O gittiğinde bunları düşünmeyi bırakıp sağa döndüm ve esneyip gözlerimi kapattım. Buna cidden ihtiyacım vardı.
•••
Gözlerimi yavaşça aralayıp uykuma son verdim ve sırt üstü döndüm. Ayağım yüzünden ara ara uyansamda dinlenecek kadar uyumuştum.
Bir hafta daha raporluydum ve daha şimdiden sıkılmıştım. O yedi gün boyunca ne yapacaktım bu odada? Bir de Pelin de olmayacaktı.
Derin bir nefes alıp dikleştim ve saçlarımı geriye attım. Hava kararmıştı ve odanın ışığı da açık değildi. "Pelin!" Belki banyoda falandır diye bir kaç kere seslendim ama ses gelmeyince kendim açmaya karar verdim. Muhtemelen şuanda geri kaldığı derslerle arasındaki açığı kapatmak için ya kütüphanede yada kursta olmalıydı. Ve o gelene kadar karanlıkta boş boş oturamazdım. Ayrıca karnımda açtı.
Yorganı üzerimden atıp sakince ayaklarımı aşağı sarkıttım ve değneklerimle ayağa kalktım. Yemekhaneye gidip yemek var mı diye bakmam gerekiyordu yoksa açlıktan baygınlık geçirecektim.
Bin bir zorlukla kapıya ulaştığımda derin bir nefes alıp dışarı çıktım ve asansöre ilerlemeye başladım.
Koridor anormal derecede sessiz ve boştu. Ki buna şaşırmamak lazım çünkü sınav haftasındaydık herkes ders çalışıyor olmalıydı. Anormal olması da bu yüzden. Normal zamanlarda kat görevlileri bu odaları sakinleştirmeyi zor başarıyordu.
Yüksek sesle müzik dinleyip kendinden geçenler, çığlık çığlığa garip oyunlar oynayanlar, kavga edenler...
Kısacası yurdun en sorunlu katıydık. Tabi bizi buna dahil etmemek gerek. Pelin ve ben kendi halinde takılan kızlarız. Yani öyle herkesle işimiz yok. Birbirimize yetiyoruz.
Bir anda arkamda duyduğum gürültüyle irkildim ve şaşkınca arkama baktım. Asansörde gördüğümkız ya da her neyse sinirle bana doğru, yani asansöre doğru ilerliyordu. Az sonra en sondaki odanın kapısı açılıp içeriden gecelikli bir kız fırladığında olayın benim için garip bir şey olduğunu anladım ve yürümeye devam ettim. "Dilek! Dilek bekle! Her şeyi açıklayabilirim bir tanem."
Dilek diye bağırdığı çocuk yada kız, benim biraz önümde durup kıza baktı. Bende onunla birlikte durmak zorunda kalmıştım.
Arkadan kız onun yanına gelip ceketinden tuttu. "Birincisi, benim adım Dilek değil. İkincisi ne sen benim, ne de ben senin bir tanen falan değilim!" Kıza bağırıp elini montundan çekti. Ben olaya daha fazla şahit olmak istemiyordum bu yüzden yön değiştirip kızın arkasından geçmeye çalıştım.
Cidden bu kadar dar koridorları olan bir yurt için çok fazla para ödüyordum. Sonunda arkasından geçmiştim ki kız geriye bir adım atım atıp bana çarptı ve dengemi bozdu. Düşecekken duvara tutundum ve bana bakan Dilek'e sinirle döndüm.
"Kusura bakma," diye fısıldayıp kızı kolundan tutup kenara çekti. Bana çarpan kızdı ama özür dileyen sevgilisiydi. Derin bir nefes alıp düzeldim ve olabildiğince hızlı yürüyerek asansöre gittim.
Gerçekten çok sinirliydim. Hiç hayatımda böyle bir duruma düşmemiştim. İyi ki düşmemiştim yoksa sinirden ağlayabilirdim. Bir de o Dilek denen kızla iletişim kurmak zorunda kalmıştım ya orası da ayrı bir şey. Sonunda asansör geldiğinde içeri girip yemekhane katına bastım. Bir an önce buradan uzaklaşmak en iyisiydi.
Kapı tam kapanacağı sırada içeriye giren kol ile irkilip hemen kapıyı açtım. Ama tabi ki kim olduğunu bilmiyordum. Bilseydim açar mıydım? Kesinlikle hayır. "Dilek lütfen, konuş benimle!" Kızı sertçe ittirip yere düşürdükten sonra hiç arkasına bakmadan binip kapıyı kapattı.
Çatık kaşlarıyla oldukça korkunç görünürken kapı kapandığında arkasını dönüp gözlerini kapattı ve aynaya yaslandı. Sevgilisinin ona tam olarak ne yaptığını anlamamıştım ama sevdiği ve gerçekten üzüldüğü belli oluyordu. Kızın üzerinde gecelik vardı. Acaba aldattı mı?
Gözlerini araladığında hemen önüme dönüp inmeyi beklemeye başladım. Aslında bir kıza göre çoğu erkekten daha yakışıklı ve karizmatik görünüyordu. Böyle olabilmek için ameliyat falan gerekiyordu sanırım.
Hadi saç, kas falan halledilebilir şeylerdi fakat nasıl bu kadar iri olabildiğine inanamıyordum. Gerçekten sırtının genişliği, bir kıza göre çok uzun olan boyu... İlginç doğrusu.
Nedense her an bana dönüp bir şey söyleyecekmiş gibi hissediyordum. Hani olur ya, size bakmaya hazırmış gibi. Sonunda geldiğimizin haberini veren zilin sesi duyulduğunda rahatlamıştım.
Onun önden çıkmasını beklemeye başladım fakat o hiç kıpırdamıyordu. Ona baktığımda eliyle önden gitmemi işaret edip gülümsedi. Bende hiç bir tepki vermeyip ilerledim.
Sakince yemekhaneye gidip aşçının yardımıyla kendime bir tabak hazırladım ve sonunda oturup karnımı doyurdum.
VOTE VERMEYİ İHMAL ETMEYİN. TEŞEKKÜRLER ^.^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2HEART (girlxgirl)
Teen FictionEşcinsel hikayesidir. Homofobik olanlar lütfen az ötede dursun. -25.01.2017- -14.11.2017-