Güneydeki klan hakkında hiçbir bilgi bulunamamış olması şaşırtıcıydı. Başta benimle alay ettiklerini düşünmüştüm ama gerçekten de tek bir şey bile öğrenememişti ulaklar. Bu fazla garipti.''Efendim.''
Arkamda dikilen adama döndüm.
''Evet?''
''Heyet olarak konuşmak istediğimiz-''
Önceden tiksintiyle bakan insanların şimdi benden çekiniyor olmasına hala alışamamıştım.
''Dinliyorum?''
''Bay Min ve...''
Birkaç saniyeliğine sustu. Söyleceği şeye uygun kelimeleri arıyor gibiydi.
''Liderimizi öldüren ve kızını hasta eden adamla aynı çatı altında olmak... Biliyorsunuz.''
Ne demek istediğini anlamıştım, her ne kadar o anlatamamış olsa da.
Yoongi'yi burada istemiyorlardı. Ve ona fazla misafirperver davrandığım için bana da kızgın olmalıydılar.
''Anladım. Geçmişte olanlar yüzünden kin güdersek bu bizim zararımıza olur.''
''Ama-''
''Bay Min'in babası yüzünden bize aynı şekilde yaklaştığını düşünün. Öyle bir klanın düşmanlığını kaldırabilir miyiz, söyleyin.''
Adam suçlu bir ifadeyle başını yere eğdi. Haklıydım. Elbette haklıydım.
''Üstelik tek başına bizi yok edebilecek güçte bir klan olmasının yanında kendisi kadar güçlü müttefikleri de var.''
''E-Evet. Haklısınız ama yine de-''
''Yine de onu kovmalı mıyım?''
Tavrımın bu kadar sert olması beni bile şaşırtmıştı ama böyle insanlara sözümü geçirmek için tek yol buydu.
Cevap vermedi. Sanırım bu evet demekti.
''Çocuğunuz var mı?''
''Bir oğlum var.''
''Oğlunuz kaç yaşında?''
''On sekizine yeni girdi. Savaşçı olmak için eğitim görüyor.''
''Bay Min'in klanı hakkında birkaç şey eminim biliyorsunuzdur.''
''Biliyorum.'' dedi fısıltı gibi çıkan sesiyle.
''Eğer onlarla savaşırsak ve kaybedersek -ki kazanma şansımız yok- oğlunuza ne olacağını biliyor musunuz?''
Hayır anlamında kafasını sağa sola salladı.
''Klanımızdaki her savaşçı gibi onun da kemikleri tek tek kırılıp kurtlara verilecek. Hem de bütün köyün gözleri önünde. Tabi sizin de. Bunu ister misiniz?''
''Ha-Hayır.''
''Öyleyse konuşulacak bir şeyimiz kalmadı. Şimdi izin verirseniz-''
''Ah, elbette. Rahatsız ettiğim için bağışlayın.'' dedi önümde hafifçe eğilerek.
Yalnız kaldığımda derin bir oh çektim. Yoongi hakkında klanımdaki kimseyle konuşmak istemiyordum.
''Bakıyorum da, görmeyeli iyi bir yalancı olmuşsun.''
Sesin geldiği yöne döndüğümde balkon kenarına yaşlanmış Yoongi'yi gördüm. Bu haliyle bir liderden çok köyün yaramaz çocuğuna benziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leader - Yoonmin
Fanfiction''Sana bir şey söylemiştim. Hatırlıyor musun, Jimin-ah?'' | Clan Serisi - Ⅱ