''S-Sen-''''Üzgünüm, hakettin.''
Yüzündeki alaycı gülümsemeyle geri çekildiğinde ne tepki vereceğimi bilememiştim. Ne yapmam gerekiyordu?
Görmesem de etraftaki herkesin bize baktığına adım gibi emindim. Yoongi'ye karşı bir şeyler yapmamı bekliyor olmalıydılar.
''Eh, neyi bekliyorsun?''
Anlamadığımı göstermek için kaşlarımı havaya kaldırdığımda iki parmağıyla yanağına dokundu.
''Göster onlara, Jimin-ah.''
Neyi göstermeliydim?
''Hadi!''
Birkaç dakika sonra ne demek istediğini anlamıştım. Ona vurmamı istiyordu. Bundan pek emin değildim ama atacağım yumruğun 'elimden geldiğince' hafif olmasına özen göstermeliydim. Ama yumruk yerine bacak arasına vurduğumda bunu beklemiyor olacak ki yere yığıldı. Numara yaptığına adım gibi emindim.
Sesimi yükselterek ''Dikkatli olun.'' dediğimde dudakları her zamanki gibi kenara kıvrılmış, o sinir bozucu ifade ortaya çıkmıştı.
''Tanrım! Jim-Bay Park!''
Iseul ve Hoseok yanımıza geldiğinde Yoongi yavaş hareketlerle yerden kalkmaya çalışıyordu.
Çok iyi rol yapıyorsunuz, Bay Min.
''Sen ne-''
''Beni halkımdan insanların önünde öpmemeliydi.''
''Seni öpmesine değil de halkının-''
''Hoseok!''
Yoongi'nin sesiyle ikimiz de sustuk.
''Yanlış bir davranıştı, bağışlayın.'' dedi Yoongi hafifçe önümde eğilerek.
Onun düşmanı olmak istemeyeceğimi fark ettim o an. Güçlü olmasının yanı sıra sakin görünüşünün altına kurnaz biri saklanıyordu.
''Son olsun.''
''Elbette.''
Eğilmiş olduğu için yüzünü görememiştim ama görmek isteyeceğimi de sanmıyordum.
Yoongi gibi birine vurmam etraftakilerin hoşuna gitmiş olmalıydı. Liderleri olsam da onların gözünde hala güçsüz, hastalıklı bir çocuktan başka bir şey değildim. Ve bu çocuk güçlü bir lidere vurmuştu.
Yoongi'nin saygınlığım için kendi otoritesinin sarsılmasına izin vermesi büyük bir fedakarlıktı. Bana olan sevgisini tüm hücrelerimle hissedebiliyordum.
''B-Bağışlayın.'' dedi yanımıza gelmiş olan adamlardan biri.
Bu birkaç saat önce konuştuğum adamdı. Ve Yoongi'yi kovmamızı isteyen kişinin şu an Yoongi'nin karşısında titriyor olması ironikti.
''Bağışlanacak bir şey yok. İleri gittim. Liderinize saygısızlık ettiğim için asıl siz beni bağışlayın.''
Yoongi'nin daha önce kendinden daha alt mevkide olan birinden özür dileyip dinlemediğini merak ettim. Gücüyle övündüğünü görmemiştim ama konumunun da farkında olan biriydi. Birinden asla af dilemezdi. Birinin önünde asla eğilmezdi.
''N-Ne demek-''
''Karşılaşma bittiğinde göre dönsek iyi olur.''
Hoseok araya girmeseydi özür dileme faslı sonsuza kadar sürebilirdi.
Yoongi başıyla onayladıktan sonra sendeleyerek yürümeye başladı.
''Ne kadar oyuncu biriyle birlikte olduğunun farkında mısın?'' dedi Iseul.
Öyleydim.
Onu rahatlatmak için hafifçe elini sıktığımda gülümsedi. Endişesi azalmış olmalıydı. Koluma girdiğinde Yoongi ve Hoseok'un peşinden yürümeye başlamıştık.
''Efendim!''
Koşarak yanımıza gelen asker bizi durdurdu.
''Toplantı salonuna bekleniyorsunuz.''
Toplantı mı? Toplantı mı vardı ve toplantı olacaksa buna benim karar vermem gerekmez miydi?
...
Salona adımımı attığımda dikkatimi çeken ilk şey, siyah takımının içinde fazlasıyla asil duran Min Yoongi'ydi. Hangi aralık üzerini değiştirdiğini bilmiyordum ama o muhteşemdi.
Masanın en başında olan sandalyelerden birine, benim sandalyemin yanındaki sandalyeye oturmuştu. Bu ister istemez beni heyecanlandırmış ve biraz da paniklememe sebep olmuştu. Tekrar zor durumda kalmak istemezdim. Üstelik-
''Bay Park!''
Tanıdık olmayan kadın sesiyle odanın köşesine çevirdim bakışlarımı. Bana güler yüzle bakan bu kadını ilk defa görüyordum ama yanındaki adam bana fazla tanıdık gelmişti.
''J-Jin?''
''Ah, siz tanışıyor musunuz?''
Onu tamamen tanıyor sayılmazdım ama elbette onunla karşılamıştık.
''Sadece geçmişte hoş bir vakit geçirmiştik.''
Jin bana göz kırptığında Yoongi'nin yüzünün gerildiğini hissettim.
O neden buradaydı? Ve bu kadın kimdi?
Kısa kısa bölümler yazmaya alışmışım o yüzden bunu yazarken bile çok zorlandım. Ve bölüm bin kelime olsun diye can çekiştim resmen ama olmadı. Umarım bir dahaki bölüme telafi edebilirim. ( '△`)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leader - Yoonmin
أدب الهواة''Sana bir şey söylemiştim. Hatırlıyor musun, Jimin-ah?'' | Clan Serisi - Ⅱ