-Jungkook-''Şşh, velet.''
Kapının arasından kafasını uzatmış bana bakan Hoseok'a döndüm. Fark edilmediğini falan mı düşünüyordu böyle?
Birlikte oturuyor olduğum davetlilerden müsade isteyip onun yanına gittim. Beni kolumdan çekip salondan çıkardı.
''Ne istiyorsun?''
''Kadim dilleri bilen birini buldum. Anahtar hala sende mi?''
Bendeydi. Garip bir şekilde Yoongi'ye anahtarı verdiğimde bende kalmasını istemişti. Belki de odada her ne varsa benim bilmemi istiyordu.
''Evet.''
''Güzel o zaman.''
Birkaç metre ötemizde sohbet eden üç adamdan birini çekip yanıma geldi.
''Jaebum'la tanış.'' dedi çocuğu bana doğru iteklerken.
''Memnun oldum.''
Hafifçe önümde eğilip selam verdi. Yoongi'nin kardeşi olduğumu bilmeden önce insanlarla tokalaşarak selamlaşırdım. Bu değişik hissettiriyordu her seferinde.
''Gerçekten o kitapları okuyabilir misin?''
Jaebum elini çenesine koyup düşünür gibi kaşlarını çattı.
''Emin değilim.''
Hoseok bir kolunu benim, diğer kolunu da Jaebum'un omzuna attı.
''Hadi gidip öğrenelim.''
...
''Yoongi?''
Bahçedeki konuşmamızın ardından salona geri dönmüştük. Ve yarım saattir bacağını diğer bacağının üzerine atmış, bir eli kucağımda bir eli de belimde öylece oturuyorduk. Kafasını benden tarafa doğru geriye atmıştı. Bazen enseme dudaklarını sürtüyordu, bazen de dilini. Bunun tahrik edici olmadığını söylersem dünyanın en yalancı insanı olabilirdim. Mahremiyete önem verdiğini halde kalabalık bir yerde böyle davranması biraz garipti ama halimden memnundum, buna sesimi çıkaracak değildim. Ve her ne kadar aramız düzelmiş olsa da bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkındaydım.
''Hm?''
''Neler oluyor?''
Kafasını kaldırıp bana baktı.
''Neler oluyormuş?''
''Toplantıda çok sakindin. Ve daha sonrasında da. Şimdi de hiçbir sorun yokmuş gibi samimi davranıyorsun herkesin içinde.''
''Sadece birlikte olduğumuzu herkesin bil-''
''Biliyorlar zaten ve asıl sorunun bu olmadığını biliyorsun, değil mi?''
Biliyordu. Neden kaçıyordu ve neden her şeyi benden saklama gereği duyuyordu?
''Amcamın ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum. Hala ona kafa tutabilecek güçte değilim ve müttefiklerimi de kaybetme lüksüne sahip değilim. Üstelik sırtıma saplanacak bıçağın sahibini de bilmiyorum. Birkaç kişi dışında Sowon'a karşı güvenebileceğim hiç kimse yok. Kanım kaynıyor. İçimde beni korkutan, bir güç var açığa çıkmayı bekleyen. Hangi sorundan bahsediyorsun?''
Koyulaşmış siyah gözleri beni korkutmaya başlamıştı. Bu ani çıkışını beklemiyordum. Her zamanki gibi geçiştireceğini düşünmüştüm
''Y-Yoongi.''
''Tek istediğim elimden geldiğince, nefes aldığım her anda seni hissediyor olmak.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leader - Yoonmin
Fanfiction''Sana bir şey söylemiştim. Hatırlıyor musun, Jimin-ah?'' | Clan Serisi - Ⅱ