Gözlerimi açtığımda oda henüz köşedeki masanın üzerinde yanan mumla aydınlanıyordu. Yoongi yanımda yoktu ve banyodan gelen ışıktan orada olduğunu düşünmüştüm. Örtüyü omuzlarıma alıp ses çıkarmamaya özen gösterdim banyoya giderken.Yoongi su dolu küvette kafasını mermere yaslamıştı. Her ne kadar oda loş olsa da sudaki kırmızılığı rahatlıkla görebiliyordum.
''Orada dikilecek misin öyle?''
Onu incelemeye o kadar dalmıştım ki sesiyle yerimden sıçradım.
''S-Sen-''
''Görmem gerekmiyor orada olduğunu bilmem için.'' dedi gözlerini açarken.
''Nasıl hissediyorsun?''
Elini bana uzattı. Daha önce böyle bir sahne yaşadığımızı anımsıyordum. Ve kanlı suya bakılırsa sonu aynı bitmeyecekti.
''İyiyim.''
Uzanıp ıslak vücudunda elimi gezdirdiğimde gözleri tekrar kapanmıştı. Yaralarına dokunmak istemiştim ama vücudunda izler dışında hiçbir şey yoktu.
''Y-Yoongi?''
''Sorun ne?''
''Yaraların...''
Hafifçe kıkırdayıp bileğimden tuttu. Bir anda kendimi suyun içinde bulmuştum.
''Tanrım!''
Kıkırdamaya devam ederken ''Hala tanrı olduğumu mu düşünüyorsun?'' dedi.
Tanrı konusuna son vermemiz gerekiyordu.
''Canın acıdı mı?''
''Yaralı değilim. Artık değilim.''
Kollarını bana doladı, iyice sokulmuştum ona.
''İyi olacak mıyız?''
Mırıltısıyla kafamı kaldırıp ona baktım. Az önceki neşeli hali üzgün bir yüze bırakmıştı yerini.
Dudaklarımı dudaklarına bastırıp geri çekildim.
''İyi olacağız.''
Hoseok konusunda endişeleniyor olmalıydı. O güçlü biriydi ve başaracağını biliyordum. Bizimle uğraşmak bile yaşaması için yeterli bir sebepti Hoseok için.
Çenesini başıma dayayarak artık duymaya alıştığım ezgiyi mırıldanmaya başladı. Sesi her zamankinden daha hüzünlü çıkıyordu, bu beni endişelendirmişti. Onun mutsuz olmasını istemiyordum. Tehlikede ya da başının belada olmasını da istemiyordum.
''Jimin-ah?''
İsmimi onun dudaklarından çıkıyor olmasını özlemiştim.
''Kış bitiyor.''
...
Birkaç güç geçmesine rağmen Hoseok gözlerini açmamıştı. Hekimler ve Yoongi bunun olası olduğunu söylemişti ama beni endişelendirmemek için yalan söylediklerini biliyordum. Yoongi ve Taehyung'un günden güne solan yüzü bunun apaçık kanıtıydı.
Bunun dışında düğün hazırlıkları çoktan başlamıştı. Yoongi, Hoseok'un uyandığında her şeyin hazır olmasını istemişti.''Gerçekten bunu nasıl düşünemedin?''
Büyük bir savaş olmuştu ve ben klanımın başında değildim. Eminim halkım benden nefret ediyordu şimdi. Haklıydılar da. Savaşta klanım işgal edilmiş, yok edilmiş olabilirdi. Ve neyseki Yoongi gibi mükemmel biriyle birlikteydim ve ben onu düşünürken o çoktan her şeyi halletmişti. Burada olduğum süre boyunca klanı yönetmesinde Iseul'e yardımcı olması için kendi heyetinden insanlar göndermişti. Üstelik Iseul gönderdiği onlarca mektuptan birinde bile bundan söz etmemişti bana. Kız kardeşim klan yönetiyordu. Kadınların söz sahibi olmadığı klanım bir kadın tarafından yönetiliyordu. O çirkin insanların yüz ifadelerini merak ediyordum doğrusu. Ve elbette Iseul'le gurur duyuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leader - Yoonmin
Fanfic''Sana bir şey söylemiştim. Hatırlıyor musun, Jimin-ah?'' | Clan Serisi - Ⅱ