Uyandığımda baş ucumda yanan küçük mumun ışığı dışında başka bir parıltı yoktu odada. Sahi nasıl gelmiştim buraya? Ayağa kalkmaya çalıştığımda yatağa düşmüş şekilde bulmuştum kendimi. Ancak üçüncü denememde ayağa kalkmıştım. Ve mumla beraber odada dolaşmaya başladığımda tekli koltukta kıvrılmış Jungkook'u fark ettim. Uyuyordu. Onu uyandırmamak için parmak ucunda hareket ediyordum ama yine de Jungkook kıpırdanmaya başlamıştı.''J-Jimin! Uyanmışsın. Bir yerin ağrıyor mu, hekimi çağırmamı ister misin?''
Heyecanı beni güldürdü.
''İyiyim.''
Yerinde kıpırdandı ben karşına oturduğumda. Bayıldıktan sonra neler olup bittiğini öğrenmek istiyordum. Gerçi havanın hala karanlık olmasından ne olduysa pek uzun sürmediği açıktı.
''Yoongi-''
''Uyuyor olmalı.''
Amcasının Yoongi'ye ne yaptığını bilmiyordum ve gördüğüm Yoongi alışık olmadığım bir Yoongi'ydi. Bu yüzden mi beni korkutmuştu?
''Yoongi'nin amcası...'' dedi başını yaslamış olduğu koltuktan kaldırırken.
''Nereden başlamalıyım bilmiyorum ve anlatmamın doğru-''
''Anlat sadece.''
Ani çıkışımla başını salladı onaylarcasına.
''Sadece Yoongi'yi güçlü biri haline getirmek istedi.''
Söyleyeceklerinden vazgeçmiş gibiydi ve konuyu kapatmaya çalışıyordu, anlamıştım.
''Yoongi zaten güçlü biri.''
''Sowon sıradan insanları katmıyor safına, Jimin. Topraklarımda adı anılmayan kişiler duracak karşımızda ve kılıç ya da ok işe yaramayacak o gün.''
O an Jungkook'un elinde sıkıca tuttuğu klan armasını gördüm. Bunun ne anlama geldiğini sormak için ağzımı açmıştım ki kapının çalmasıyla bundan vazgeçtim.
''Üzgünüm, müsait misiniz?''
Taehyung'u gördüğünde Jungkook'un yüzü aydınlanmıştı.
''Tabi, gel.'' dedim kenara kayarken. Ama o yanıma oturmak yerine Jungkook'un kucağına oturmayı tercih etmişti. Bu görüntü biraz da olsa beni utandırmıştı.
Jungkook başını Taehyung'un boynuna gömdüğünde ''Yoongi nasıl oldu?'' dedi.
''Uyuyor hala. Ben de Jimin belki onu görmek ister diye Hoseok'u odadan kovdum.''
''Hoseok'la mıydınız?''
''Kihyun da vardı.'' dedi Taehyung aceleyle.
''Neden ismiyle hitap ediyorsun senden hem yaşça hem de-''
''Jungkook! Sakin ol biraz.'' dedim sonunda.
İkisinin tartışmasına tanık olmak istemezdim. Göz kırptıktan sonra ''Gidip Yoongi'yi göreceğim. Yatağımı kullanabilirsiniz.'' dedim.
Taehyung'un yüzünün kızardığı loş ışıkta bile belli oluyordu. Bu sevimliydi.
Birkaç metre öteki odanın önüne geldiğimde görünmez bir el beni durdurmuş gibi bir anda duraksadım. Yoongi'nin nasıl olduğunu bilmiyordum. En son gördüğümde pek iyi değildi ama şimdi nasıldı? Yanıklarla doluydu belki. Belki lanet dedikleri şey onu bir canavara çevirmişti. Belkiyle başlayan bir cümle daha kurmadan kendimi odaya attım. Onu seviyordum. Onu karşımıza çıkan her engele rağmen sevmiştim ve ne olursa olsun, neye dönüşürse dönüşsün sevmeye devam edecektim de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leader - Yoonmin
Fanfiction''Sana bir şey söylemiştim. Hatırlıyor musun, Jimin-ah?'' | Clan Serisi - Ⅱ