Yoongi ve Taehyung yanımızdan ayrıldıktan biraz sonra Hoseok da işinin olduğunu söyleyip gitmişti. Biz de önemsiz konulardan bahsedip hava kararana kadar çimenlerin üzerinde pineklemeye devam etmiştik.Şimdiyse, Iseul'ü odasına bırakmış kendi odama mı yoksa Yoongi'nin odasına mı gitmem gerektiğini düşünüyordum. Bana alınmış olmalıydı ve eminim toplantıdan da sinirli çıkmış olacaktı. Onu yalnız bırakmam makul gözüküyordu. Diğer yandan, kendi odamda oluşumdan daha da rahatsız olabilirdi.
''Jimin-ah?''
Arkamdan gelen sesle irkildim.
''Y-Yoongi?''
''Ne arıyorsun burada?''
Gözleri hafif kapanmış, gömleğinin birkaç düğmesi açılmıştı. Nerede olduğunu bilmeseydim sarhoş olduğunu düşünürdüm.
''O-Odaya gidiyordum.''
''Öyle olsun bakalım.'' dedi tek kaşını kaldırıp kolunu omzuma atarken.
Sorunum çözülmüştü, onun odasına gidiyordum.
''Nasıldı günün?''
Kıyafetleriyle kendini yatağa attığında yanına uzandım. Yana düşmüş saçlarıyla sevimli gözüküyordu.
''Yorucu, senin?''
Parmak uçlarımı göğsünde gezdirmeye başladım.
''Eğlenceliydi.''
Gülümseyip elimi kavradı.
''Buna sevindim.'' dedi, ardından avuç içime dudaklarını bastırdı. Bunu yapmasına alışmıştım ama diğer her şeyi gibi bu da hala kalbimin kemiklerimi kıracakmış gibi hızla atmasına neden oluyordu.
''Bana kırgın mısın?''
Dudakları düzleşti. Evet demesinden çok korktuğumu fark ettim o an.
''Jimin-ah! Ufak şeyler beni senden uzaklaştıramaz. Bunu hala anlayamadın mı?''
Rahatlamıştım ama yine de yaşananları ufak görüyor olması canımı sıkmıştı. Ben hassas bir insandım. Bunu biliyordu. Ve hiç mi aklına gelmemişti davranışlarının beni ağlatmış olabileceği?
Elini uzatıp alnıma bastırdı parmaklarını.
''Erkenden yaşlanacaksın.''
''Yaşlı olsam da yine beni seviyor olmayacak mısın?'' dedim kıkırdamadan önce.
''Seviyor olacağım ama gelecekteki geceler yüzünden yaşlı Jimin'in beline üzülüyorum.''
Ona vurmak için atıldığımda bileğimi tutup beni altına aldı.
''Demek topraklarında bulunduğun kişiye vuracaksın?''
Parmakları vücudumda gezinmeye başladığında gülmemek için alt dudağımı dişlemem zorunda kaldım.
Bölgedeki en güçlü klana liderlik eden Min Yoongi, beni gıdıklıyordu.
''Demek nişanlına vuracaktın?''
''D-Dur ta-tamam!''
Döndüğümde bir inilti çıkarıp yana devrildi. Yanlış bir yere gelmiş olmalıydı dizim.
''Y-Yoongi, iyi misin?''
Dudaklarını ve gözlerini sımsıkı kapamış sırt üstü yatıyordu. O kadar sert mi çarpmıştı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leader - Yoonmin
Fanfiction''Sana bir şey söylemiştim. Hatırlıyor musun, Jimin-ah?'' | Clan Serisi - Ⅱ