[31]

7.1K 615 392
                                    


''Jimin-ah!''

Arabadan inip yere ayak basar basmaz bana doğru koşmaya başlayan Iseul'ü gördüğümde dudaklarımı birbirine bastırmaktan vazgeçip büyük bir kahkaha atmıştım. Kim böyle birine klan emanet ederdi ki?

Kollarını açarak üzerime atladı.

''Seni çok özledim, aptal çocuk.'' dediğinde Yoongi hafifçe öksürmüştü ama Iseul'ün bunu duyduğunu sanmıyordum, duyduysa da umursamıyora benziyordu.

''Çok iyi gözüküyorsun.'' dedim birbirimizden ayrıldığımızda.

''Bana diyene de bakın!''

Üzerimdeki buraya ait motiflerin bulunduğu kıyafete göz gezdirip ıslık atmıştı.

''Birileri sana iyi bakmış.''

Yoongi'ye ufak bir bakış atmıştı. Ve Yoongi'nin yana kıvrılan dudakları ''Tabiki de baktım.'' der gibiydi.

Iseul'ün eşyalarının odasına taşınması bittiğinde bahçedeki çimenlere oturmuştuk eskiden olduğu gibi. Tek fark Jungkook, Taehyung ve Hoseok'un burada olmamasıydı.

Birbirimizden ayrı neler yaptığımızdan konuştuk. Avuçları arasına aldığı ellerime bakıyordu şimdi de. İşaret parmağını yüzüğümün üzerinde gezdirip ''Gerçekten evleniyorsun, huh?'' dedi.

''Bu gerçekten garip hissettiriyor.''

Birkaç ayrılık dışında Iseul'den uzak kalmamıştım daha önce ve klanın başında olan kişi artık o olduğu için de Yoongi'yle evlendiğimde birbirimizi görmemiz pek mümkün olmayacak gibiydi.

Ayağa kalkıp üzerimi silkeledim.

''Hadi gidip diğerlerine merhaba diyelim.''

Onaylarcasına başını sallayıp uzattığım elimi tuttu. Her ne kadar hala çocuksu davranıyor olsa da Iseul büyümüştü. Bunu hissediyordum.

Hoseok'un odasının önüne geldiğimizde gerilmeye başlamıştım. Daha dün akşam onu ziyaret etmiş olduğum halde. Iseul'e onun iyi olduğunu söylemiştim ama bundan pek emin değildim şimdi.

''Jimin, bir sorun mu var?''

''Ah, Iseul!''

Bize doğru gelen Jungkook Iseul'e yalan söylemekten kurtarmıştı beni.

''Bay Min!''

Iseul hafifçe önünde eğildiğinde Jungkook'un yanakları pembeleşmişti.

''Karşılamaya gelemediğim için üzgünüm... Biraz meşguldüm.''

Iseul anlayışla gülümsedi.

Jungkook odağa girdiğinde peşinden sessizce içeri girmiştik. Perdeleri sıkıca kapatılmış oda, karanlık ve havasızdı. Yaralı birinin böyle bir ortamda kalması doğru muydu?

''T-Taehyung.''

Jungkook'un Hoseok'un baş ucunda, ellerini ona sarmış şekilde yatan Taehyung'a seslenmesi fısıldar gibiydi. Üzgün olmalıydı. Hem Hoseok için, hem de eski sevgilisi yüzünden günlerdir ölüden farksız olan Taehyung için.

''Bırak uyusun.''

Jungkook umutsuzca omuz silkti. Yapabileceği bir şey de yoktu zaten.

''O-O iyi mi?''

Hoseok'la aralarında neler olup bittiğini bilmiyordum ama Iseul'ün de gördüğü manzaradan memnun olmadığı çok açıktı.

''İyi olacak. Tabi-''

Leader - YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin