Bölüm 5

3K 122 16
                                    

Tutuklandım. Yapmadığım bir şey için tutuklandım! Hücrenin kapısını üzerime kilitledikleri anda ağlamamak için kendimi çok zor tutuyordum. Yunanlılara cephanelik yangını için bir suçlu lazımdı ve kimin kurduğunu bilmediğimiz bir tuzağın nihayetinde Mehmet ve ben bu işin aptal günah keçileri olmuştuk!

Hücredeki banka oturup yüzümü ellerimin arasına gömdüm. Çok yorgun, bitkin, bedbindim. Bu işin cezası ölümdü, biliyordum.

Mehmet'i de aynı katta bir başka hücrede tutuyorlardı, ona işkence yapmaya başladılar! İşte buna tahammül etmek çok güçtü! Elimden bir şey gelmiyordu, ağlamaktan başka. İşkenceci asker hücremin önüne geldi, bana haince sırıttı: "Seninle de yakında görüşeceğiz," dedi şehvetle. İğrenç herif!

Sonra bir ara dışarıda Yunanca konuşmalar oldu ve hücrenin kapısı gıcırdayarak açıldı. Ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerimi yukarı kaldırdım. Gelen Vasili'ydi.

Uzun bir nutuk çekti bana. Nezarethanelerin soğukluğundan dem vurup bir battaniye uzattı, ancak hemen ardından cephaneliğin planlarını nasıl bulduğumuza dair malumat istedi. Ona küçümseyerek baktım: bir battaniye karşılığında konuşacağımı zanneden bir ahmaktan başka bir şey değildi. Baktı ki hiç oralı olmuyorum, bir urgan çıkardı, evet evet bir urgan! Benim gibi genç bir kızın bir izdivaç bile yapmadan ölmesinin ne kadar acı olacağını anlatmaya koyuldu. Şehir meydanında asılacakmışım. Vasili bütün duygusuzluğu ile idamımın teferruatını tafsilatlı bir biçimde anlattıkça gözlerimden damlayan yaşlara engel olamıyordum. Hayır, hayır, elbette öleceğime ağlamıyordum, derdim o değil. Ancak anneme, babaanneme, Yıldız'a bu idamı zorla izletecekler, biçarelerin kalpleri pare pare olacak... En sonunda sözlerini "gencecik bir kız bir hiç uğruna canından olacak, diyerek bitirdi. Ona yüreğimdeki bütün nefretle baktım. "Sizin hiç dediğiniz şey, vatan!" dedim suratına tükürürcesine. "Ben cezama razıyım."

"Biraz düşünün," dedi Vasili ve urganı yanıma bırakıp gitti. Onun arkasından bağırdım, yalvardım: bana istediklerini yapabilirlerdi, ancak anneme, abime, babaanneme izletmesinler, ne olur!

Günün geri kalanı çok, çok zordu. Annemle Yıldız'ı Leon getirdi. Hücrenin parmaklıkları arasından hasret giderdik. Çok yalvardılar "ne olur yapmadığını söyle," diye. Bunu nasıl yaparım? Anlamadılar... Onlar gidince Leon yaklaştı.

"Onları da mı düşünmüyorsun?" dedi, annemle ablamı kast ederek. Sonra "beni tehdit etmeyecek misin bu sefer?" diye ekledi. Andreas'tan bahsediyordu. Boğazıma takılan bir yumruyla:

"Andreas öldü," dedim. "Artık bunun bir önemi yok... Ancak nasıl ki o ölmeden önce vazifesini yerine getirdiyse, ben de yapacağım. Beni asabilirsiniz, lakin benim gibi başkaları da gelecektir."

Leon boynunu çekiştirmeye başladı, belli ki inadımdan fenalık gelmişti. Ancak pes etmedi. "Hilal," diye başladı söze, parmaklıklara daha da yaklaştı. "Hilal, sana yardım edebilmem için bana malumat vermen lazım."

Birden cinlerim tepeme çıktı. Sinirime zor hakim olurken:

"Tamam... Sana malumat vereyim. Aç kulağını iyi dinle," dedim. Leon saf saf yaklaştı parmaklıklara. Suratına tükürürcesine:

"Bu topraklardan def olup gideceksiniz, al sana malumat!" dedim ve hücreme geri döndüm. Sinirden titriyordum. Babası bir, oğlu iki. Ağzımdan laf almaya çalışıyor, ölüm korkusuyla arkadaşlarımı, davamı satarım zannediyorlardı. Türk kızlarını hiç tanımamışlardı. Hem de hiç!

Ancak gün ilerledikçe yüreğimde yanan ateş yerini yavaş yavaş bezginliğe bıraktı... Buradan kurtuluş yoktu. Ne kadar düşünsem de işin içinden çıkamıyor, bir kurtuluş ümidi göremiyordum... Bir ara dalmışım, hücrenin kilitlerinin şakırtısıyla uyandım. Baktım, Leon. Ağır adımlarla içeri geldi. Topraktan bir kupa uzattı, su. Sonra, Vasili'nin vermek için benle pazarlık ettiği battaniyeyi bıraktı omuzlarıma. Öyle bitkindim ki, itiraz edemedim. Yüzünden taşan şefkat hoşuma gitmişti biraz da; sürekli münakaşa ettiğim bu genç adamla böyle şartlar altında bile olsa biraz sükunetle bir arada olmak teskin ediciydi... Leon karşıma diz çöktü, bir kitap çıkarttı cebinden.

Vatanımdaki YabancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin