Bad Guy OST--Mi - 어디에 - Where (Orchestra Version)"Ben. Ben biraz fazla çekingenim sanırım. İnsanlarla göz göze gelmekten pek hoşlanmıyorum."
"İstisna olduğumu düşünmek istiyorum." Sehun cevap arıyordu. Gözlerine baktığı an yandığını hissettiği gencin ona adım atmasını istiyordu. Tüm bunların birkaç saatte gerçekleşmiş olduğunu hiç düşünmüyordu. Çünkü o onu zaten uzun süredir bekliyordu. Hislerine güvenerek söyleyebilirdi ki o Jongin'i uzun süredir tanıyordu. Belki okuduğu önceki yaşam temalı danışan hikayelerinden etkilenmişti; belki ruh ikizi kavramı gerçekti; belki de sonsuz aşk bir mucizeden ibaret değildi, kim bilir?
"Öylesin. Sen benim için kesinlikle bir istisnasın."
"Bunu duyduğuma sevindim. Hadi gidelim mi?"
"Sonya teyze yine yeteneğini konuşturmuş." Aptalca da olsa kafeden çıktıklarından beri oluşan aradaki sessizliği birinin bozması gerekiyordu. Sehun buna gönüllü olmuştu.
"Çok sessizsin."
Jongin mahcup bir gülümseme sundu. "Genellikle yalnız yerim, sanırım alışkanlık, yani sessizliğim."
"Yolda da sessizdin."
"Soğuktu."
"Güzel bahane."
"Beni iğnelemeye mi başladın?"
Soru karşısında sarışının kıkırdaması kulaklarını kutsamıştı. "Bu biraz hızlı oldu değil mi?
Bunu söylemek ne kadar doğru bilmiyorum ama yeni tanışmışız gibi hissetmiyorum. Sanırım patavatsızlığımın nedeni bu."
"Açık konuşmam gerekirse ben de öyle hissetmiyorum."
"Jess'in istediği de buydu galiba?"
"Bu kadarını onun bile tahmin ettiğini sanmıyorum."
Bu defa ikilinin kıkırtısı kahkahaya dönüşmüş, küçük mekanı doldurmuştu. Gülümseyen gözleri kesiştiğinde masada bir sessizlik oldu. İkisi de diğerinden bakışlarını çekmezken Sehun boğazını temizleyerek konuştu.
"Seansları ayarlamaya ne dersin." Cebinden çıkardığı küçük not defterini masaya koydu.
"Jess'in dediği gibi seansları birlikte yapıyoruz. Ancak o sürekli kalmıyor. Sen uyku halindeyken arada gelip gidecek."
"Aslında seansı sen yöneteceksin öyle mi?
"NE? Sence yapamaz mıyım?" Sehun şakayla karışık kırılmış gibi davrandı.
"Hayır, hayır öyle bir şey söylemedim kesinlikle, alınma lütfen sadece-"
"Sadece şaka yapıyordum Jongin."
"Bu gülümsemeyi göreceksem saatlerce şakalar yapabilirsin" demek istediyse de diğerinin konuşmasını dinlemeyi tercih etti.
"Seanslar bazen 3 bazen 6 saat kadar sürüyor. Bu süre zarfında Jess'in sürekli kalmasına imkan yok. Ama ben her saniye yanında olacağım."
"Bunu duyduğuma sevindim."
"Öncelikle bana güvenmeni istiyorum. Konuşmalarımız zaten kayıt altında tutulacak ve ben daha sonra bunları rapor haline getireceğim. Raporu istersen, Jess'ten önce sen göreceksin ve istemediğin takdirde sen ve benden başka kimse konuşmaları bilmeyecek."
"Bu iyiydi işte. Benden yeni tanıdığım biri için Jess'i satmamı istiyorsun."
Sehun genişleyen gülümsemeyle Jongin'i taklit etti. "Yeni tanışmış gibi hissetmediğini söylemiştin! Sen beni iğneliyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTRE •sekai•
FanfictionReenkarnasyon ve tenasüh... Ortak yanları ruhun sürekliliğine dayansa da ayrıştığı yanlar keskindir. Tenasüh inanışı, ruhların dünyaya gelip gitmelerini ceza ve ödül düalitesine dayandırırken, reenkarnasyon kavramında ceza ya da ödül söz konusu de...