Taeko Ohnuki - 4:00 AM - 1978
İlk seans Sehun'un açıkladığı şekilde gerçekleşmişti. Jess ve Sehun Jongin'den rahat koltuğa uzanmasını istemiş, Sehun metal bir zincirin ucundaki metal bilye yardımıyla Jongin'in uyumasını sağlamış ve bir süre uyku halinde dinlenmesine izin vermişti. Huzurlu bir uykunun yapay bile olsa paha biçilmez olduğunu düşünüyordu.
Ardından Jess birkaç defa uyuyan gence seslendi. Ancak Jongin Sehun sesleninceye dek tepki vermedi. Başta anlaştıklarından farklı olarak Sehun'un Jongin'i telkin etmesi gerekiyordu. Sehun daha önceki seanslarda Jess'ten dinlediklerini Jongin'e söyledi.
İlk seans telkin ağırlıklı olması nedeniyle kısa sürmüştü. Jongin uyandığında uyurken duyduğu sesten ötürü mü bilinmez, oldukça mutluydu. Kendini bir şekilde hafiflemiş hissediyordu. Söylenenleri anımsamıyordu. Daha sonra kayıtları dinlediğinde Sehun'un teninde kayan ipek gibi kulağını okşayan sesinin ismini söylemesiyle gülümsüyordu. Telkinlerin bilinçaltında yer etmesi, uyanıkken bunları dinlemesinin onu etkilememesi için kayıtlardan bir kısmını dinledi. Jongin, Jess yerine Sehun'a yanıt verdiğini öğrenince utandığını hissetti. Ona olan ilgisi yüzünden bilinçaltı bile yalnızca onu mu duyuyordu?
O hafta Sehun ve Jongin görüşmemişlerdi. Ara sıra birbirlerine nasıl olduklarına dair mesajlar atıyorlar, konu nasıl olduklarından başlayıp evrim teorisine ya da dinlerin doğuşuna dek uzanıyordu. Konuşmaların sınırı, sonu yoktu. Jongin diğerinin her kelimesine heyecanlanıyor, Sehun ise esmerin kurduğu cümlenin sonundaki noktaya bile hayran kalıyordu.
İlk seans sonrası Jongin'in kabuslarında bir değişiklik olmamıştı. Bu Sehun'un canını sıksa da hevesini kırmadı. Ancak ikinci telkin seansı da bir değişiklik yaratmadı.
09.05.17
Onu hayal kırıklığına uğratıyorum. Neden gitmiyor kabuslar, neden geçmiyor? Kalbimi elleri arasına bıraktığım adamın isteklerini niye dinlemiyor bilinçaltım? Oysa o istediği için ben kendimden geçmeye razıyken neden direniyor rüyalarım?
Telkinlerin işe yaramadığını düşünmeye başladı. Benden vazgeçmesinden korkuyorum. Belki de henüz olmayan bizden vazgeçmesi ihtimali boğazımdaki yutkunma güçlüğü...
Hiçbir şey değişmiyor. Benim ona olan hislerimdeki artış dışında hiçbir şey. Onu gördüğüm günler hayat, hiç olmadığı kadar güzel, onsuz saatlerse bekleyiş.
Büyükannenin aşık olduğunda tamamlarsın dediği resim boş ve bana bakıyor. İçimdeki aşk sadece onun siluetiyle ilgileniyor. Ellerini çizdiğim sayfalarca eskiz var, dudaklarını çizdiğim de öyle. Sadece onu çizen bir kalemmişim gibi hissediyorum. Onu çizmek için yaratılmışım da, o olmadan bir bütünü tamamlayamıyorum gibi. Hep bir yanı eksik resimlerimin...
En kısa sürede modellik konusunu açmak için deli bir istek var içimde. Ancak bunu rahatsızlığımda bir ilerleme elde edince sormanın daha iyi olacağını düşündüğüm için dile getiremiyorum.
Birazdan yine çizdiğim sol gözüne kirpikleri ekleyeceğim. Sadece onun göz kırptığı kısacık saliselik zamanda, nefes almama fırsat tanıyan gözü detaylandıracağım. Bakışlarımız birleşmişken nefes almanın zorluğunu tarif bile edemiyorum. Zaman duruyor belki de ve ben nefes almaya gerek duymuyorum. Nefes denen şeyin karşımda bakışlarımı yakalamış kendi güzel gözleriyle ödüllendiren eşsiz güzellik olduğunu hissediyorum.
Bazen bu kadar şanslı mıyım gerçekten diyorum. Bazense o kadar şanssız mısın Sehun diye düşünüyorum. Ben onu severek cezalandırıyor muyum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTRE •sekai•
FanfictionReenkarnasyon ve tenasüh... Ortak yanları ruhun sürekliliğine dayansa da ayrıştığı yanlar keskindir. Tenasüh inanışı, ruhların dünyaya gelip gitmelerini ceza ve ödül düalitesine dayandırırken, reenkarnasyon kavramında ceza ya da ödül söz konusu de...
