Lyn - Back in Time
Yüzündeki gülümseme elindeki sebzeleri keserken anlamsızca genişliyordu. Dışarıdan biri görse sebze kesmeye saplantılı bir aşkı olduğunu düşünürdü. Oysa aslında o sebze kesmiyordu. Kısa süre önce kolunda uyuyan gencin nefes alışverişlerini düşlüyordu.
Gece Sehun'un sorusunu yanıtladıktan sonra sarışının gözlerini açık tutmakta zorlandığını fark etmiş, kolunu başının altına iyice yerleştirip, uyumasını fırsat bilmişti. Şimdi ise gözünü bile kırpmadan, kendisini günlerce uyumuş gibi hissetmesine neden olan güzellik için kahvaltı hazırlıyordu.
Aslında bir süre kahvaltı hazırlamak konusunda kararsız kalmıştı. Kolunda uyuyan sarışını izleyerek sonsuza dek öyle kalabileceğine oldukça iknaydı. Ancak Sehun ona sırtını dönüp, kolunu kurtarması için fırsat yaratınca bunu bir işaret olarak algılamış ve daha önce verdiği sözü yerine getirmek için sessizce odadan çıkmıştı. Dün gece kıyafetlerini en azından tişörtünü banyoda bıraktığı için mutluydu. Beyaz tişört pijama üstünden daha karizmatik duruyordu.
Sehun uyurken onun profilinde parmaklarını gezdirdiği düştü aklına. Yüzünü havaya çizmek gibiydi biraz, biraz da dokunmaya korktuğu kırılmaya yatkın bir düş gibiydi. Gülümsedi. Kirpiklerine uzanan saç tutamlarını geriye ittiği anı tekrar yaşamak istedi. Sarışın dudakları hafifçe aralık uyurken fazlasıyla sevimli görünüyordu. Alt dudağına göre biraz daha ince olan üst dudağını ara sıra ıslatıyordu. Bu Jongin'e sarışının uykusunda susayıp susamadığını düşündürmüştü. Hatta Sehun su içmek için uyanırsa uyuyor numarası yapmaya karar vermesine neden olmuştu. Ama hiç birine gerek kalmadı. Sehun olduğu yerde son derece mutlu ve huzurlu uyumaya devam etti. Bedeni kahvaltı için diğerinin kalkmasına izin verinceye dek.
Parmağında oluşan küçük kesik ince kırmızı çizgi halini aldığında birkaç saat öncenin düşünden ikinci defa uyanmıştı. Ama hala Sehun'un onun yatağında yatıyor olması huzurun en hissedilebilir formu olmalıydı.
Sehun odanın dışından gelen güzel kokulara gülümseyerek gözlerini araladı. Bu defa nerede olduğunu sorgulamamıştı. Onun kolunda uyuduğunu hatırladı. Dönüp yanındaki yastığa sarıldı. Burnunu yastığa gömüp mümkünmüş gibi onun kokusunu yedeklemek amacıyla yanına almaya çalıştı. Ancak garip sesler çıkaran midesi mutfaktan gelen kokulara daha meraklıydı. Yavaşça kalktı, giyindi. Eğer şanslıysa diğerine uyandığını fark ettirmeden yanına gidebilirdi. Kapıyı araladı. Jongin kahvaltı için hazırladığı masa olarak kullanılan tezgahın ardında oradan oraya koşuşturuyor, dolapta aradığı her neyse onu bulamadığı için homurdanıyordu. Sehun kapının pervazına yaslanmış, yüzünde açan gülümsemeyle diğerini izliyordu. Jongin yıkadığı sebzeyi kesmeye başlarken Sehun da sessizce yaklaşmış tezgahın üzerindeki paketten bir sigara çıkarmıştı. Sigarasını yakmasını engelleyen esmerin küçük kazası oldu. Sehun meraklı gözlerle kesiği görmeye çalışırken Jongin yüzünü ona döndü, parmağındaki kesiği bırakıp diğerinin dudakları arasındaki sigaraya uzandı.
"Henüz bir şey yemedin!"
"Derin mi?"
Sehun normal şartlarda olsa ya da karşısındaki garip hislerle boğulmasına sebep olmayan biri olsa bu harekete çok kızardı. Ancak şu an önemli olan Jongin'in parmağındaki kesikti. Hızla tezgahın etrafından dolaşıp diğerinin yanına geldi. Kesilen parmağı tutup yüzüne yaklaştırdı. Alınan zararı ölçmeye çalışırken Jongin kestiği bir parça salatalığı Sehun'un ağzına soktu.
Sarışın şaşkınlıkla Jongin'e bakarken diğeri dil çıkarıp gülümsedi. "Şimdi içebilirsin."
Dönüp yeniden kahvaltı hazırlama işlemine dönmesini Sehun engelledi. "Yaranı sarmalıyız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTRE •sekai•
FanfictionReenkarnasyon ve tenasüh... Ortak yanları ruhun sürekliliğine dayansa da ayrıştığı yanlar keskindir. Tenasüh inanışı, ruhların dünyaya gelip gitmelerini ceza ve ödül düalitesine dayandırırken, reenkarnasyon kavramında ceza ya da ödül söz konusu de...