Madilyn Bailey (cover)- Titanium
Sehun yol boyunca aklından Jongin'i atamamıştı. Jess neden bugün diye ısrar etmişti sanki? Seansı yarın yapsalar, seans boyunca esmerle kalabilir, hatta seanstan sonra da onunla zaman geçirebilirlerdi. Gerçi işlerini hızla hallederse yine şehre döner, Jongin'e kavuşurdu. Gerçekten onsuzluk zordu. Düşüncesi bile zordu.
Evde anne ve babasının onu beklediğinden habersiz, akşam için planlar yaparak gülümsemeye çalışıyordu. Ancak kapıyı açıp içeri girdiğinde salondaki gergin havayı hissetmemek mümkün değildi.
"Sonunda gelebildin." Baekhyun'un gerginliği sesine ve kelimelerine sitem olarak yansımıştı.
Sehun sessiz kalarak babasına sarıldı, ardından annesini sarmalayıp öpücüklere boğdu. Hem onu çok özlemişti, hem de şen kahkahası belki babasının gerginliğini biraz olsun azaltırdı.
"Aç mısın?"
"Senin yaptığın her şeye açım, en güzelim."
"Siz oturun ben bir şeyler hazırlatayım. Senin için tarçınlı kurabiye yaptım."
Sehun bir çocuk gibi ellerini çırptı. Tarçın... Jongin'i hatırlattı. O ona zaman zaman vanilya diyordu, o vanilya derse Sehun da tarçın diyebilirdi. Belki de iki yavru köpek evlat edinirlerdi vanilya ve tarçın diye. Acaba Jongin kedi mi severdi?
Yol boyunca akşam yemeği planlarken işler nasıl bu hale gelmişti? Araya giren birkaç fazla kilometrelik mesafe birlikte bir gelecek planı yapmasına neden oluyordu, hem de henüz duygularından bahsetmeyip, duygularına karşılık alıp almayacağını tahmin edemezken. Kendi kendine kıkırdamasını Baekhyun'un sesi bölüdü.
"İyi görünüyorsun."
Sehun babasının büyükannesinin yasını tuttuğu konusunda endişelendiğini biliyordu. Gülümsemesinin bakışlarına yansımasını diledi.
"İyiyim. Ama sen çok gergin görünüyorsun. Bilmediğin bir sorun mu var?"
"Tek oğlumuz aylardır ziyaretimize gelmiyor. Büyükannesinin vasiyetini yerini getirebilmesi için saatlerce ikna etmeye çalışıyoruz. Onun iyi olmadığını düşünüp endişelenirken, birden karşımızda neşe saçan birini buluyoruz. Bence bizim değil, senin bize anlatmadığın bir şeyler var."
Sehun derin bir nefes aldı. Babasının iğneleyici laflarına rağmen haklı olduğu noktalar vardı. Aklına yine Jongin geldi. Belki de iğneleme özelliğini babasından aldığını Jongin'e söylerdi.
Oturuşunu düzeltti. Koltuğa yaslandı. Bakışlarını babasının bakışlarına çevirdi. Gerçekten onlara bir açıklama borçluydu.
"Anne biraz gelir misin?"
Az önce gülümsemeyle içeri geçen kadın, endişeyle geri döndü. Eşinin bir huzursuzluk çıkarmasından korkuyordu. Neyse ki Sehun asla babasına uymaz, her zaman sakin kalan taraf olmayı başarırdı.
"Biraz oturur musun lütfen? Babamın merak ettiği birkaç konu var ve benim de söylemem gereken şeyler var."
"Öncelikle sizi endişelendirdiğim için gerçekten çok üzgünüm. Bunu düşünemedim?"
"Sen her zaman düşünceli bir çocuk oldun Sehun. Bize dürüst olmanı umuyorum."
"Lütfen baba, açıklamama izin ver. Ve gerçekten düşünemediğime inan."
Bu cümle Baekhyun'u şaşırtmıştı. Sehun daima birkaç yüz hamle sonrasını planlayanlardan olmuştu ve bu özelliği tıpkı büyükannesine benzerdi. Düşünmeden konuşmaz, karar vermez, hareket etmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTRE •sekai•
FanfictionReenkarnasyon ve tenasüh... Ortak yanları ruhun sürekliliğine dayansa da ayrıştığı yanlar keskindir. Tenasüh inanışı, ruhların dünyaya gelip gitmelerini ceza ve ödül düalitesine dayandırırken, reenkarnasyon kavramında ceza ya da ödül söz konusu de...