Komiser cüneyt:sabah uyandığımda ilk görmek istediğim kişi nisan'dı. Bir yandan o doktorla aynı hastanede olması bile beni germeye yetiyordu. Vakit kaybetmeden başladım hazırlanmaya kot pantolonumu,beyaz tişört,lacivert hırka ile kombinleyip,saçlarıma da şekil verdikten sonra,parfüm de sıkıp hemen arabanın anahtarını alır almaz hemen dışarı çıktım. Tam arabanın yanındaydım ki: komşularımızdan fatma teyzenin sesiyle yönümü ona çevirdim:"cüneyt oğlumm günaydın. Erkencisin bu sabah. Neyse ben seni tutmayayım allah yardımcınız olsun allah seni tüm polis ve askerlerimizi korusun,dikkat et kendine" evet fatma teyzenin bana yetiştiği nadir sabahlardan biriydi bu sabah. Yetişebildikçe sabahları hayır dualarıyla uğurlardı beni. Bir hafta sonu,bir oğlunun da emekli polis olduğunu,2 torununu da anlata anlata bitirememişti. Torunlarından birisi babasının izinden gidip o da polis olmuş. Diğeri ise adı gibi melek,ana sınıfı öğretmenliği yapıyor,görsen hem hamarat hem güzel diyerek,konuyu benim bekar olup olmadığıma getirmişti. Konuyu geçiştirmiştim. Yine de arada onu görmek hayır dualarıyla uğurlanmak hoşuma gidiyordu. Gülümseyerek karşılık verdim bende;"görev beklemez,bu sabah da erkenciyim fatma teyze. Allah razı olsun,allah sizin gibi büyüklerimizi de başımızdan eksik etmesin,sende allah'a emanet ol" diyerek hemen arabaya bindim. Daha nerden baksan iki,iki buçuk saat vaktim vardı. Belki kahvaltıyı nisan'la yapabilirdim,bu saatte sabahın 7 buçuğunda gidene kadar da 8 olur zaten yanında kimse olmaz. Hemen yolumun üstünde gördüğüm ilk pastaneden poçağa çeşitlerinden ve 2 adet gevrek,üçgen peynir aldım. Pastanenin yanındaki dükkandan da taze sıkılmış portakal suyu aldım. Artık hazırdım. İçimden de "hiç şansın yok sina,nisan'ın güneşi ben olacağım" diyerek keyifle gülümsedim. Hastaneye yaklaşmıştım. Tam hastanenin bahçesine döneceğim sırada! Cama pembe eşarbı'nı tepesinde bağlamış,esmer pembe halka küpeli bir kadındı. Camı açtım:"güzel abicim,alasın sevdiğine güzel güzel çiçeklerden. Vereyim mi artıkın yolun ortasında bekleme!" Tabi ya çiçeği unutmuştum,bu da bir artı puan olabilirdi. Onun gibi,saf,temiz,güzel ne olabilir diye düşünürken:"beyaz gülün varmı yalnız 25 tane olacak"dediğimde hem hazır olanlara eklemeler yapıp güzelce dışını da sardığında demeti elime verdi ücretini verdim. Tam üstünü vereceği sırada,"üstü kalsın,inşallah buralara son gelişim olur demeyi de ihmal etmedim" "siftah senden bereket allah'tan güzel ablama selamlar olsun"diyerek uzaklaştı. Hastaneye girdiğimde merdiven mesafesi bile uzun geldiğinden hemen asansöre bindim. Odasını oğuzdan öğrenmiştim. Gül demetini yüzümü kapatacak şekilde kaldırdım. Diğer elimde kahvaltılıklar kapıyı hafifçe tıklatıp,kapıyı açtım. Gülleri yavaş yavaş yüzümü gösterecek şekilde indirirken:"sürpriiizz,günaydınnn"dediğimde asıl sürprize uğrayan ben olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIŞ GÜNEŞİ Masalım #Wattys2017
Teen FictionMevsimi hep sonbahardı fakat artık nisandı üstelik eylülden sonra her adım gerçeğe her adım bahara yaklaştıracaktı onu....umutsuzluk içinde umudun hikayesi... keyifli okumalar☺️