Nisan'ın ağzından;arabaya bindiğimde hala o gün olduğu kadar kızgındım. Eylül'ü bahane ettiği o gün olduğu kadar belliydi ki birkaç saniye gözlerime bakıp özür dilemesiyle ne diyeceğimi şaşırdım. Biraz düşündüm ve kolay kolay affetmeyecektim. Sonuçta bir kere bekleyip açıklamamı duyma gereğinde bulunmadı. "Şu an yanınızda bulunmamın nedeni bunları duymak değil üzgünüm!" Dedim ve camdan ağaçlara ve gökyüzüne dikkatimi verdim. Birden elimin üstünde elini hissettim. Çekmek istediğimde daha sıkı tutmuştu. Yüzüme bakmadan konuşmaya başladı bu defa daha ciddi bir ifadeye bürünmüştü. "Sence neden bu kadar aşırı tepki vermiş olabilirim?!benim için ne kadar önemli hale geldiğini göremeyecek kadar duygusuz olduğuna inanmıyorum". Dediğinde elimi bırakmıştı ve sinirli bir şekilde direksiyona vurmuştu. İlk defa ondan korktuğumu hissettim,başımı eğdim ne diyeceğimi düşünüyordum. Olumsuz konuşursam sonsuza kadar kaybederim,olumlu konuşursam da planıma odaklanıp adaletin yerini bulmasını sağlayamazdım,sağlayamazdık... ellerimle oynamaya başladım. Derin bir nefes aldım ve "bana zaman ver,gerçekler ortaya çıkana kadar kafamın karışmasını istemiyorum. Seninle ilgisi yok sakın yanlış anlama"dediğimle ofladı ve arabayı hızlı sürmeye başladı. Bu defa yol beklediğimden çabuk bitmişti ne ara evin önüne geldik anlamadım. Emniyet kemerimi çıkardım ve ayrılmadan önce;"çok dikkatli olmalıyız bizi birlikte görmemeli anlayışın için şimdiden teşekkür ederim"dediğimde içimdeki sıkıntı tarifsizdi,neden böyle olmuştu ona alışmak istemiyordum. Bu defa bari doğru döndü ve;"söz veriyorum,sana üzüntü veren herşeyden kurtulacaksın. O kıza da (eylül) sana da yaptığı haksızlığın bedelini adalet karşısına çıkarak zaten ödeyecek. Bütün bunlar bittiğinde tekrar biraraya gelip yeniden konuşacağız sıra sende söz mü?"dedi gülümsemişti ve burnuma işaret parmağıyla dokundu. Gülümsedim ve "söz veriyorum cüneyt bey" diyerek ona mesafeli davranmak istediğimi göstermek istedim. "Görüşmek üzere" diyerek tokalaşmak için elimi uzattım. O da geri çevirmedi "görüşürüz nisan hanım" diyerek şakaya vurdu. Neyse ki bana verilen zaman da karara varmak için yeterliydi. Arabadan çıktığımda,oğuz ve ceyda merakla bana bakıyorlardı. Yanlarına geldim ve "aralık ayındayız ve ben çoook üşüyorum,hadi evimize"diyerek ikisinin de koluna girdim. Ceyda bana doğru baktı ve "siz girin,benim iznim buraya kadar ailem düğüne kadar,benden ayrılmak istemiyormuş" ellerini iki yana açtı ve "ikna edemedim,bir türlü,nisan kardeşim,biricik kankam dedi ve kolunu omzuma attı,oğuz'a da gülümseyerek karşı komşunuzu nevin annem ve sana emanet ediyorum beybisi" diyerek bana sarıldı. Bende ona "evlendikten sonra da birbirinize emanetsiniz beybisi"diyerek son noktayı da ben koymuş oldum.
Oğuz bana baktı ve "nisan sen eve gir,ben de ceyda'yı bırakır gelirim" dedi. Bende "yemeğe gelirsin zaten anneni de görmüş olursun"dedim,"peki"dedi. Onlar giderken son anda arkalarından "ceyda"diye seslendim dönünce "arada görüşelim,işsizim,canım çok sıkılıyor,dizilere ve programlara saracağım az kaldı"diyerek yavru kedi bakışı attım. O da gülümseyerek ve oğuz'a dönüp "iş meselesini boşver şimdilik aşk olsun kanka senin için her zaman vaktim var,her gün gelirim bıktırırım valla ona göre"diyerek seslendi. Bende güldüm ve "hatırlatırım sonra bunları hadi gidin artık"diyerek onları uğurladım. Ve apartmana girdim ve yol yorgunu gibi kapıyı bitkin açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIŞ GÜNEŞİ Masalım #Wattys2017
Dla nastolatkówMevsimi hep sonbahardı fakat artık nisandı üstelik eylülden sonra her adım gerçeğe her adım bahara yaklaştıracaktı onu....umutsuzluk içinde umudun hikayesi... keyifli okumalar☺️